“Kırım’dan sonra sıra Kazakistan’da mı?” sorusuna yanıt

Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve bunun yapılış şekli Türkiye ve Kazakistan kamuoyunda bazı çevreleri “Kazakistan için de aynısı olabilir mi?” sorusuna yöneltti. Rusya’da Jirinovski gibi radikal yüzlerin bu ihtimali seslendirerek meseleyi alevlendirmeye çalışması ve daha etkisiz olsa da Kazakistan’ın Gümrük Birliği sürecini eleştirenlerin konuşmalarıyla bu hayati sorunun cevabını merak edenler çoğaldı. Türk basınında da birkaç köşe yazarı konuya değindi ve hatta bazıları Kazakistan için bu tehlikenin çok yaklaştığını ima eden yorumlar getirdiler. Muhakkak ki tüm ihtimaller başta Nazarbayev olmak üzere Kazakistan’ın yönetim katınca dikkatle irdelenmektedir.

Yazılan ve söylenenlerin birkaç kez süzgeçten geçirilmesinin gerekli olduğu bu mesele Türkiye-Kazakistan-Rusya ilişkilerinde önemli etkiler meydana getirebilecek bir potansiyel taşımaktadır. Bu sebeple konunun aydınlatılması elzemdir...
Öncelikle Kazakistan 16 Martta BM Genel Kurulunda yapılan ve Kırım’daki referandumu “hukuksuz” sayan oylamada çekimser oy kullanarak Rusya’nın yanında bir tavır sergiledi. Fakat Kırım’daki sürecin Kazakistan ve hatta Belarus’un da içinde yer aldığı eski Sovyet bloku ülkelerinde Rusya’ya karşı belirli şüpheleri artırdığı söylenebilir. Orta Asya ülkelerinin önümüzdeki dönemde bölgesel problemlerden sıyrılabilirlerse daha yakın temasta olacakları görülmektedir. Bu noktada Kazakistan ve Özbekistan arasındaki ilişkiler daha da önem kazanacaktır. 
Bugün için geçerli şartlarla Kırım’daki fiili durumun Kazakistan’da da yaşanacağını ileri sürmek neredeyse imkansız. İki ülkenin yaklaşık 7500 km olan sınır hattında ekonomik olarak Rusya’nın 12, Kazakistan’ın ise 8 gelişmiş eyaleti dikkat çekmektedir. Bu hat boyunca meydana gelen dış ticaret, iki ülkenin toplam ticaret hacminin %75 seviyesine karşılık gelmektedir. Kazakistan özellikle Sovyetlerin dağılmasının ardından Moskova’nın en yakın müttefiklerinden birisi olarak post-Sovyet alanda düşmanlıkları gideren, dostlukları pekiştiren bir duruş sergiledi. Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrasya Ekonomik Topluluğu, Gümrük Birliği ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi Rusya’nın dünya güç mücadelesinde kendisini yeniden konumlandırdığı çeşitli uluslararası organizasyonlarda en önde ve etkili görevler üstlendi. Kazakistan son 20 yılda yaptığı atılım, kalkınma ve büyüme stratejisiyle bölgedeki ülkeler arasında Batıyla yürütülen sağlıklı ilişkilerin de en önemli örneğini teşkil etmektedir. AGİT Dönem Başkanlığı ve son olarak EXPO 2017’nin elde edilmesi Kazakistan’ın kendi coğrafyasını aşan bir ülke haline geldiğini göstermesi bakımından önemlidir.
Bununla birlikte Kazakistan’ın toprak bütünlüğü ve farklı milletleri barış içerisinde yaşatan sosyal kapsayıcılığı Rusya açısından bölge ülkeleri ile sürdürülebilir bir ilişkinin yansıması olarak kabul edilmelidir. 
Kazakistan’da halen nüfusun %30’una sahip Rus kökenli Kazakistan vatandaşlarının ülkedeki olası istikrarsızlıktan ne ölçüde memnun kalacağı tartışmalıdır? Rus kökenli vatandaşların (her geçen gün azalsa da) siyaset ve bürokrasi başta olmak üzere hayatın her alanındaki etkili konumu sebebiyle Rusların kendilerini belki   de en rahat hissettikleri ve sorunsuz yaşadıkları ülke Kazakistan’dır...Aynı şekilde Kazaklar da, Rusya’da daha rahat ticaret ve yatırım imkanı bulabilmektedir.
Güvenlik boyutunda Rusya’nın Kazakistan’da halen kiralama yoluyla kullandığı Baykonur uzay üssünün yanı sıra 4 askeri amaçlı deneme poligonu Moskova’nın kontrolü altındadır. Yine Çin ve Türkmenistan ile imzalanan yeni boru hatlarının Kazakistan’ın enerji konusundaki alternatif dağıtım hatlarını artırmasına rağmen halen ülkede çıkarılabilir doğalgaz ve petrol rezervlerinin önemli bir kısmı Rusya’ya ya da onun üzerinden diğer dünya ülkelerine ulaşmaktadır.
Kazakistan-Rusya ilişkilerine yönelik bu ve benzeri tespitleri çoğaltmak mümkündür...
Belirtmek gerekir ki Rusya ve Kazakistan arasındaki ilişkiler Avrasya Birliği projesinin güçlenmesi ve kalıcılığı için “karşılıklı bağımlılık” ve “stratejik ortaklık” çizgisinde devam emek zorundadır. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in çok yönlü dış politika yaklaşımında dengeleri korumayı sürdürmesi Kazakistan’ı Rusya açısından daha da vazgeçilmez kılmaktadır. Buradan bakıldığında Kazakistan’daki istikrarsızlık ve gerileme öncelikle Putin’in planlarını alt üst edecektir. Tüm bu gerekçelerle kısa ve orta vadede Rusya-Kazakistan ilişkilerini Kırım’daki olaylarla birebir ilişkilendirmek mümkün gözükmemektedir.

Yazarın Diğer Yazıları