Stratejik gündemden başlıklar

İskoçya bağımsızlığını bir süre erteledi ancak bağımsızlaşma doğrultusunda yeni kazanımlar elde etti. Önümüzdeki dönemde Londra kendisini hep İskoçya’dan gelen baskı altında hissedecek. Muhtemelen bir süre sonra başta İngiliz olmak üzere batılı entelektüeller etnik bölünmelerin aleyhinde entelektüel ürünler ortaya koymaya başlayacaklar. Dünya gözünü merakla İskoçya’ya dikmiş bakarken, ABD de IŞİD’e karşı yeni yol haritasını netleştirmeye başladı. Bu yol haritası gerçekçi olmaktan çok uzak ve IŞİD’i yok etmek anlamında başarısız olmaya mahkum bir yol haritası. Çünkü, ABD Ortadoğu’da IŞİD’e karşı karada savaşarak sonuç alabilecek tek orduyu Suriye Ordusu’nu karşısına alıyor. Washington başarısız olduğu defalarca meydana çıkan ve başarılı olma şansı olmayan  “ılımlı”  Suriye muhalefetini destekleyerek IŞİD’i devirmeyi hedefleyecekmiş. Ayrıca ABD, Suriye’de Beşar Esad rejimini de yıkma çalışmalarına devam edecekmiş. Eğer sorun IŞİD ise Ortadoğu gerçeklerinden bu kadar kopuk bir plan yapmak oldukça zor olsa gerek. Daha operasyon başlamadan başarısız olacağını ve IŞİD’in varlığını güçlenerek sürdürebileceğini söyleyebiliriz. 

Müslüman Kardeşler’in Katar’dan kovulması da ilginç bir gelişme. Katar’ın Müslüman Kardeşler’i sınırdışı etmesinin arkasında muhtemelen Suudi Arabistan var. Çünkü bir süreden bu yana Riyad, Katar üzerinde sıkı bir baskı kurma politikası izliyordu. Müslüman Kardeşler’in lider grubu büyük bir ihtimal ile Türkiye’ye gelecek. Ülkesinden siyasal nedenler ile ayrılmak zorunda kalan bir grup siyasetçinin Türkiye’ye gelmesinde bir sakınca yok. Ancak bu geliş ile birlikte muhtemelen Türkiye Müslüman Kardeşler’in yeni siyasal üstü olarak işlev görmeye başlayacak. Bu da Türkiye’nin başta Mısır olmak üzere bir çok Arap ülkesi ile arasını daha da bozacak. Bundan dolayı gelecek liderlere  “gelin ancak...”  demek lazım. Fakat AKP iktidarı  “gelin ancak...”  yerine  “gelin ve çalışın”  diyecek. Diğer bir ifade ile yeni bir sorunumuz var.
Açılım adı altında PKK’ya teslim olma sürecinde yeni aşama PKK’nın eğitim sistemine yönelik saldırıları. AKP iktidarının sonsuz şımartmasından sonra siyasal ahlaksızlığının zirvesini yaşayan PKK okulları yakarken Kürtçe eğitim yapacak örgüt okulları açmaya başladı. Aslında PKK beklese istediklerinin hepsi olacak. Ancak devlet o kadar ayağa düşürüldü ki, örgüt devleti aşağılamaktan zevk aldığı için bu eylemleri yapıyor. 
İlginç bir gelişme de, AİHM’in zorunlu din kültürü  dersini iptal etmesi. Şimdi anayasasına AB sürecinde uluslar arası anlaşmalar ve mahkeme kararlarını kabul etme zorunluğu koyan AKP Türkiyesi ne yapacağını şaşırmış durumda. Ülkelerindeki kiliselere gidecek insan bulamadıkları için Türk işçilerine cami yapılması için satan veya konser salonu, kütüphane, yayınevi yapan Avrupalı yargıçlar Türkiye’de din eğitimi dersinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istiyorlar. Din kültürü dersi zorunlu olmalıdır ve nasıl tarih dersinde dünya tarihi ile birlikte en çok Türk tarihini anlatıyor isek din kültüründe de en çok İslam dinine yer verilmelidir. Neyse ki, zinayı suç olmaktan çıkaran AKP Hükümeti için din kültürü dersini kaldırmak sorun olmayacaktır. 

Yazarın Diğer Yazıları