Obama üzerine yalan bulaşıcı

Vokal halinde, havuz medyası tarafından afsunlandığımız için, dışarıda olup bitenleri bilmiyoruz tabii. Son uluslararası bomba, Amerika’nın keşfi konusu. Adam o konuya da el attı. Dünya mizahı, artık bizlerle kafayı buluyor. İngiliz ve Amerikan resmi radyolarından tutun da, ülkelerinin en çok satan gazeteleri, sürekli bizlerle ilgili fıkralar yayınlıyor. Ben ABD’ye ilk geldiğim yıllarda bizim lazlar üzerine fıkra hesabı, buranın en popüler etnik grubu, Polonyalılardı. Şimdilerde, bayrağı Polonyalılardan almış bulunuyoruz.
Haddini ve tarihi bilmez İspanyollar, Amerika kıtasının keşfi konusundaki ulvi ve derin görüşlerle çelişmekten kaçınmıyor. O bitti bir de zavallı Kübalılar çok bozulmuş.  “Bizde öyle çıkıp da birileri şuraya cami veya kilise yapalım diyemez. Bizde halk karar verir” diyorlar. Adamlarda halifelik yok, olsa olsa, komünizm falan var. Konu, burada da bitmiyor. İstanbul’da konferans düzenleyen Latin Amerikalı Müslüman liderler, İstanbul’da konferans düzenledikleri için çok pişmanlarmış. Zira, yaşadıkları ülkeye dönmeleri halinde, başlarının belaya gireceğini biliyorlar. Düşünün, koyu Hıristiyan, Katolik Latin Amerika ülkelerinde yaşayan bu kişiler, nasıl tepki görecekler ve ne şekilde kendilerini anlatabilecekler?
Adam, her ağzını açtığında, etrafına sorun yaratıyor. Avrupa onun yüzünden, topraklarında yaşayan Müslümanları, sınır dışı etmeye neden olacak yasalar çıkarma hazırlığında. Ülkenin komşularıyla başını belaya sardı, bitmedi, şimdi, dünyadaki Müslümanların başına bela olmaya başladılar. Bunu, tüm dünya görüyor ama, bir, içerideki seçmen görmüyor. Bu dışarıdaki sıkıntıyı, Erdoğan’ın en yakınındakiler de, itiraf etti sonunda. Yalçın Akdoğan, tüm dünyanın, dünya liderine karşı olduğunu ve onu devirmeye çalıştıklarını söylemiş. Vallahi anladı, Billahi anladı.
Bu arada, herhalde dış politika konusunda, ben söylerim, ne söylersem doğru olur mantığı, iktidar partisinde bulaşıcı. Davutoğlu ile Obama arasında yapıldığı iddia edilen görüşmeleri kastediyorum. Ne hikmetse, bu adamcağızın dış politika konusunda bugüne kadar ne söylediyse, hep tersi oldu. G-20 Zirvesi sonrası yayınlanan, Beyaz Saray açıklamaları ve Obama basın toplantısı metinlerini de, okuma zahmetinde bulunmamış arkadaşlar. Biden de geliyor. Renkli günlere gebe Türkiye siyaset sahneleri.
Bir kere Obama, bizzat kendisi, bir yardımcısı falan değil, Suriye’de Esad rejimini değiştirme veya Suriye’ye yönelik politikalarında, bu aşamada bir değişiklik olmadığını açıkladı. Avustralya’nın Brisbane kentindeki basın toplantısı metinlerini Google’da görecek veya bulacaksınız. Ya bu Amerikalılar bizim gibi dansöz, kıvırıp duruyor, ya da bizimkiler. Ama ben sizlere yaklaşık bir aydır, Amerikalı ve Suriyeli askeri yetkililerin, IŞİD’e karşı saldırılarda koordinasyon için, görüştüklerini yazıp duruyorum. Akdeniz’in doğusundaki bu ittifaktan dışlanan tek ülke var, o da Türkiye.
Sonra G-20 konusunda Beyaz Saray açıklamalarında dikkatimi çeken şeyler, ne hikmetse, bizimkilerin dikkatini çekmemiş. Bu zirve sırasında, siyaset kadar ve hatta daha fazla ekonomi üzerinde durulmuş. Bu ekonomik açıklamalar içinde de bir madde, bizimkileri oldukça rahatsız edecektir eminim. Konu, ‘Yolsuzlukla Mücadele.‘Meğer, G-20 ülkeleri, iki yıldır uluslararası alanda, yolsuzlukla mücadele veriyorlarmış.
Ayrıca, yolsuzluğa bulaşmış yetkililerin, öteki Batı ülkelerinin mali ve yasal sistemlerini kullanmalarına izin verilmemesi de, kural altına alınmış. Mesela yolsuzluğa bulaşan yetkililerin çaldıkları paralara el konulması falan da bu konular içinde. Zirvede öne çıkan, bir başka yolsuzlukla mücadelede önemli nokta, bu yolsuzlukları kamufle edecek, sahte şirketler yani Türkçe paravan şirketler kurulmasının da önlenmesi için başta ABD olmak üzere, yeni yasalar çıkarılması. Daha bu konuda, bir dizi önlem var, ama ne hikmetse, Türk basınında görmemize imkan yok. Anlaşılan birilerinin paralarını taşıdığı söylenen Malezya yırttı. Zirveye katılmamış. Bu ülke bu anlaşmalara ne kadar uyar bilinmez. Hadi paralar şimdilik emniyette yani güvende. Bu arada Sayın Oktay Vural’ın acısını yürekten paylaşır ve kendisine başsağlığı dilerim.

 

Yazarın Diğer Yazıları