Güneydoğu Anadolu’dan PKK’lılaşmamış Manzara

Televizyonlarda PKK yanlıların uzun yıllardan bu yana hakim olduğu bir gerçek. Bundan dolayı, televizyonlarda gerçekten Kürtleri veya Zazaları değil, PKK’lılar ile benzerleri ya da AKP adına konuşan siyasi Kürtçüleri dinliyoruz. Bu da bize Güneydoğu Anadolu’nun Türkiye’den duygusal olarak koptuğu görüntüsünü veriyor. Dün bir dostum bana kendisine bir subay arkadaşının yolladığı e postayı iletti. Okuyunca ondan ve e postanın yazarından e postayı yayınlamak için izin istedim. İzni aldım. Aşağıda Güneydoğu Anadolu’nun bir ilçesinin günlük ve doğal yaşamından bir kesit okuyacaksınız.  
“Çok uzun zaman oldu size mail yazmayalı ama malum bu konuda beni hoşgörmenizi diliyorum. Bugün Erganideydik..... Asker uğurlama törenine katıldık. Askere gidecek olan 60 a yakın Erganili delikanlı için bir tören icra edildi. Ailelerinin de katıldığı bu törende her gencin sırtında Türk Bayrağı aileleri elinde Bayrağımız ile halaylar çekildi, kurban kesildi, analar tarafından evlatlarına kınalar yakıldı... Kürtçe ağıtlar ve zılgıtlar da oldu.... Ama hepsi de Çanakkale cephesine gider gibiydiler.
Ne konuştuklarının bir önemi var mı? Kürtçe olmuş, Boşnakça ya da İngilizce... önemli olan bu kutsal bayrağı ve toprağı korumak için gidiyorlardı.... İki gün önce kayınvalidemin bir adağını yerine getirmek üzere hayvan borsasına gittim. Beraberimde Diyarbakırlı arkadaşlar da vardı. benim için bir hayvan buldu ve başladılar pazarlığa..... pazarlık Kürtçe yapılıyordu. Aslında koca pazarda konuşma dili Kürtçeydi. Geçen sene kurban bayramı öncesi gittiğimde de aynı şeyi farkettim. %80-90 Kürtçe konuşuluyordu pazarda. Önceleri bu bende biraz çekingenlik yaptıysa da benimle pazara gelen kişinin kardeşi Kıbrıs şehidi, oğlu PKK ile mücadelede gösterdiği başarılardan dolayı 2 sene önce kolordu K. tarafından evine gidilerek ödüllendirilen birisi. Anlayacağınız bayrağını ülkesini seven birisi. Aldığımız adağı kesen kasap ise tamamen tesadüf eseri rast geldiğim birisi ve benim asker (binbaşı) olduğumu öğrendikten sonra gösterdiği hürmeti size anlatmam mümkün değil. Belki aklınıza acaba bir beklentisi veya çıkarı mı var diye gelebilir ama inanın hiç sanmıyorum çünkü nerdeyse para almayacaktı benden. benim telefonumu istemeden kendi telefonunu verdi. “ne zaman ihtiyacın olursa ara” dedi.
“Hayvan pazarından döndükten sonra epey düşündüm.... Orada konuşulan Kürtçeydi ama şehirdeki pazarda insanlar Türkçe konuşuyor, Türkçe pazarlık yapıyor Türkçe bağırıyordu... işte bu dedim.... hayvan pazarındakiler kırsaldan gelmiş, dağda çobanlık yapan, coğrafyanın tabiatın etkisiyle vuku bulmuş yıllardır konuşulmakta olan saf Kürtçe bu. Oradaki adam örgüt zihniyetinde değil. Ama Kürtçe konuşuyor, belirli sayıda kelimeleri olan Kürtçesiyle anlaşıyor. Edebi bir eser yapmasına gerek olmadan bilimsel bir çalışma yapmaya ihtiyaç duyulmadan günlük konuşma diliyle konuşuyor. İşte inanın o pazara sözde Kürt aydını denilen şahsiyetler gittiğinde onları anlamakta zorluk çekiyorlar Çünkü oradaki çoban uydurulmuş türetilmiş kelimelerden oluşan Kürtçeyi anlamıyor ki.....
Diğer taraftan bakıyorum da TRT-6 her bir bölgede her bir şehirde hatta her bir aşirette farklı konuşulan Kürtçedeki ayrılıkları giderip, dilde birlik olmaları için müthiş bir misyonla çalışmalarına devam ediyor... ayrı bir dil ayrı bir Milet için en iyi çalışan kesinlikle TRT-6 dır.”
E posta burada bitiyor. Son Kürtçe meselesi ile ilgili bende bir bilgi paylaşayım. PKK’lılar örneğin Cizre’de Kürtçe bir konuşma yapıyor. Halk söylenilen bir çok kelimeyi anlamıyor. Çünkü Kürtçe değil, PKK’ca. “Bunu anlamadık bu Kürtçe değil” diye itiraz edince PKK’lılar tarafından aşağılanıyor “Sen bilmiyorsun. Bu Kürtçe kelime” deniliyor. Öte yandan PKK’nın mitingler ile yaptığını Türkiye Cumhuriyeti devleti TRT 6 eli ile yapıyor.

Yazarın Diğer Yazıları