Bu yas senin, benim değil!!!

Her masama oturuşumda, ülkemdeki yaşananları bir kenara bırakıp, bu köşeden doğru, dürüst, şeyler yazmak istiyorum. Olmuyor. Bizdeki siyasetçiler, kendilerini seçene çalışmak yerine, basit ayak oyunları ile herkesi saçmalıklar minderine çekmeyi iyi biliyor. Sazanlık yapmayıp, konuya girmesem, cevap vermesem, adım kaçtı oluyor. Sevgili okurum, dertliyim, çünkü bir kez daha, kendimi mindere çekilmiş ve sazan hissettim. Hadi, içeridekileri bıraktım, onları biliyoruz, dışarıda da itibarları kalmadığı için, itibarlı sandıklarından takviye alıyorlar.
Bu iktidar elemanları, iş başına geldiklerinden bu yana ne hikmetse dostları, hep Türkiye düşmanları. Osmanlı’ya övgüler yazanlar arasında, yolu, Osmanlı’yı parçalayan İngiltere’den geçmeyeni yok gibi. Gül’ü, Davutoğlu’su ve daha adlarıbu listede yer alması gereken, sayfalar dolusu kadro. Bu da yetmez gibi, saygı duymadıkları ve bunu da saklamadıkları Türk düşmanlarının ölümünde matem ilan etme,  bayrağımızı, düşmanın cenazesinde indirip itibar yaratma. Pes, artık, pes. Ama her şeye şaşıran, hayret eden milletim, terör örgütü PKK’yla masaya oturup, ülkenin parçalanmasını pazarlık eden bu iktidardan başkasını nasıl bekler?
Son örnek, ölen Suudi Kralı ve cenazesi ile indirilen bayrağımla ilan edilen matem ve yastan söz ediyorum. O kadar üzüldüysen matemi kendin tut, sana karışan yok. Adam ölmüş, Allah rahmet eylesin. Yurttaşları ölürken, düğünlerde çiftetelli oynayanlar, adama mezar taşı bile dikmeyen Araplara yaranmak için, yas ilan etti. Diyorum ya, tüm Türk düşmanları birlikte, onları da el çırpıp,teşvik eden, benim Türk halkım. Yürekler acısı bir durum. Katiline âşık olan kurban gibiyiz.
Şimdi de vize vermiyorlar
Belki de onlar haklı, laik cumhuriyeti yıkmak için kimden para alacaklar? Yurt dışında yaşayan Türklerin sıkıntısı başka. Onlar evlerinin, işlerinin ve kara günler için biriktirip, misafir oldukları ülke bankalarına yatırdıkları tasarruflarının derdinde. Hoş, bu Arap hayranları, o paranın peşinde ya. Öteki konular, mesela önümüzdeki aylarda, Ermeni soykırımı konusu, hemen hemen, her ülkede gündemde. Bu arada, artık bir Türk olarak, Batı’nın gözündeki kahraman, özü sözü doğru tanımımızı da kaybetmişiz gibi görünüyor. Bir iki seneye kadar, Batı’nın, teröre destek veren ülkeler listesinde yer alırsak, sakın şaşırmayın.
Mesela, geçenlerde günlük bir gazetede, Fransa’ya çocuğunu gezmeye götürmek isteyen bir iş adamına, vize verilmediğini okudum. Bu tür haberleri, yakında çok sık duymaya başlayacaksınız. Bu daha başlangıç. Bu durum, daha çok AKP iktidarından para kazanan, yeni zenginleri incitecek. Bu sizin tercihiniz. Sizler de artık, Riyad’a Dubai’ye Malezya’ya, Endonezya’ya, Mogadişu’ya falan gidersiniz. Artık bizleri oralar paklar. Ancak oralar vize verir.
İngiltere yerine Washington
Gelelim, aptalca sağa sola saldırmalar dışındaki, gerçek güncel dünya konularına. Sevgili okurlarım, ABD, İran ile ilişkilerini düzeltiyor. Tabii, bu arada Suriye lideri Esad ile arayı bulma çabalarının devam ettiğini söylemek de yanlış değil. Bu iki ülke ilişkisi, birbiri ile bağlantılı. Bu ilişkilerde, bir yıl içinde normalleşme görülecek. İslam dünyasında, bir de Yemen konusu var. Burada da, iktidarı ele geçirenlerin, İran ile ilişkisi bulunuyor. IŞİD ve El-Kaide gibi örgütler, şimdilerde Tahran’ın da düşmanı olduğuna göre ittifak kaçınılmaz. Demek ki İngiltere’nin yerini gene Orta Doğu’da Washington alıyor. Ve ne gariptir ki bu Washington, Ankara’daki yönetime güven duymuyor. ABD, iktidara getirdiği bu grubun ömrünü tamamladığına inanıyor. Ankara’nın, İslam dünyasında dostu olmayan Mısır, Suriye, Libya, Tunus ve Fas’a, şimdilerde bir de Yemen eklendi.
Aynı şekilde, okyanusun bu yakasında Obama, başkanlığı bırakmadan, komünist Küba ile de ilişkilerini düzeltmiş olacak. Washington, ayrıca Güney Amerika’daki sosyalist ülkelerle de arayı düzeltmeyi amaçlıyor. Türkiye’nin Güney Amerika ülkelerindeki açılımı, nereye kadar gidecek, göreceğiz. Ayrıca, Avrupa ve özgür dünyada, zengin ile fakir arasındaki makas, çok açıldığı için de dünyada geleneksel sağ iktidarlar, yerlerini sol iktidarlara terk ediyor. Yunanistan, bunun en son örneği. Fransa aynı, İngiltere, Hollanda ve Almanya bu gelişmeyi takip edecektir. Zenginliğin oburluğu ve yoksullara karşı acımasızlığı bu sonucu yaratacaktır.
Ha, unuttum; İsrail Başbakanı Netanyahu, Şubat ayında ABD Kongresi ortak oturumunda konuşma yapacak. Çoğunluğu ele geçiren Cumhuriyetçilerin yeni Meclis Başkanı Boehner, Obama’ya rağmen, konuşma yapması için davet etti. 11 Şubat’ta olacak bu konuşma. Bence, bu tarihten sonra da, Amerika’nın Orta Doğu politikalarında, önemli gelişmelere tanık olacağız. Buna inanın bizimkiler de dâhil. Haziran ayına kadar daha çok dudaklarımız uçuklayacak.

 

Yazarın Diğer Yazıları