Hakemler sınıfta kaldı
Türk futbolunda hekem kararlarına itirazlar aldı başını gidiyor ama buna dur diyen yok. Oysa FIFA kurallarında “Futbol bir oyundur oyun olarak kalacak ve fair-playden vazgeçilmeyecektir” der. bu nedenle hakem ve futbolculara sormak gerekir. Bu kural geçerliliğini sürdürüyor mu? Tabiiki devam ediyor. Ancak bizde her şey genelde tam tersi oluyor. Bazı yanlışları örneklerle ifade etmeye çalışacağım. Mesela sakatlanan rakip oyuncuların tedavisi için topun taca atılması yeterli mi? Kazanmak için mutlak tekme atmak ve hakemi kandırmaya çalışmak, hak etmediği penaltıyı almak istemek ve sakatlanmış gibi davranarak takımını dinlendirme yolunun seçilmesimi gerekir. Çalınan her düdük sonrası hakeme itiraz etmek, yahut itirazkar hareketler yapmak. Yardımcı hakemlerin ofsayt bayraklarına el kol hareketleriyle itiraz etmek. Topun taca çıkması, verilen frikik ve penaltılara birkaç dakika itiraz etmek gibi. İşte tüm bunlar futbolumuzun marka değerini düşürüyor. Bir oyuncunun sertliğe maruz kalması sonrası masum bir itiraz makul karşılanabilir de hakemin verdiği her kararın ardından yaygara koparmanın kararı değiştirmediği ne yazık ki bilinmiyor. Bunların önlenmesi için kulüplere büyük görev düşüyor. Yani gösterilen sarı ve kırmızı kartlar sonrası futbolcunun sırtının sıvazlamak yerine, onlara maddi cezalar vermeleri gerekmektedir. Ama bizde böyle bir sistem uygulanmamakta. Bu konuda hekemlere de masum da olsa devamlı itirazlara kart göstermelerinin artık çok zaruret haline geldiğini hatırlatırım. Bu tip davranışlar seyirciyi futboldan soğutuyor ve oyunun da güzelliğini bozuyor. Ayrıca da kurallar; hakemin kararını protesto etmek, sözle veya hareket ile itirazlarda bulunan suçlu oyuncuya ihtar verileceğini emrediyor. Takım kaptanları da buna dahilidir. Oyun kuralları kaptanlara böyle bir imtiyaz tanımamaktadır.
Kasımpaşa-Akhisar
Tolga Özkalfa
Maçı iyi yönetti. Ancak Akhisarlı Bilal’e devamlı faul yapılmasına rağmen kart göstermedi. Adem’e, beraberlik golünü atan Bruno’ya gol sonrası hareketi verilen sarı da Adem şanslıydı. Çünkü cezası kırmızı karttı.
Erciyes-Gençlerbirliği
Kamil Abitoğlu
John Boye rakibe kafa attığı için aldığı kırmızı kart doğru, Cenk Ahmet’in ceza alanı önünde düşürülmesine devam kararı yanlıştı.
Balıkesirspor-Ç. Rizesopor
Hüseyin Göçek
Altı puanlık maçta iyi bir yönetim gösterdi. Avantaj uygulamalarında oldukça başarılıydı.
Eskişehirspor-Bursaspor
Fırat Aydınus
Genelde iyi bir müsabaka yönetti. Ancak Civelli’nin, Mori’ye omuzuyla arkadan şarjı fauldü. Çünkü hareket omuz omuza değildi.
Başakşehir-Torku Konka
Halis Özkahya
Topun ele çarpmalarda kasıtlı sınıfa girmeyen pozisyonları oynatması doğruydu. Kalecinin topa elini koyması halinde “top kalecinindir” kuralını uygulayıp, Semih’e verdiği faul buna örnektir.
Sivasspor-Beşiktaş
Bülent Yıldırım
Bazı faul hatalarına rağmen genelde iyiydi. Ancak Utaka’nın Necip’e hareketine en az sarı kart vermeliydi.
K. Karabük-Gaziantepspor
Mete Kalkavan
Karabükspor’un lehine verdiği penaltı doğruydu. G.Antepli Şenol’un, Karabüklü Onur’a hareketi de penaltıydı. Posizyon asistan hakemin önünde oldu ama penaltı verilmedi.
Fenerbahçe-Galatasaray
Cüneyt Çakır
Hakan’ın rakibe hareketinde topun taç istikametinde olması nedeniyle kırmızı yerine sarı kart vermesi hoşgörüyle karşılansa da Olcan Adın’ın Emenike’ye hareketi kırmızı karttı. Hakem belki uzakta olduğu assistanlarından da yardım almadığından pozisyona kırmızı yerine sarı çıkardı. Derbilerin zorluğunu da düşünürsek genelde fazla suçlamamak gerekir. Ama yapılan yoğun itirazlara göz yumması normal karşılanmaz.
Mersin İY.-Trabzonspor
Ali Palabıyık
Skoru farklı hakem için kolay bir müsabakaydı. Ali Palabıyık da bu maçı hatasız yöneterek, haftanın en iyilerinden biri oldu.
YUSUF