İran ambargosu kalkınca ekonomi...

Her zaman olduğu gibi, gene etraf, toz duman. Liderlerin keyfine göre, 4 veya 5 yılda bir oynanan, geleneksel "kandırmaca demokrasi oyunu" gene sahnede. Çarşaf çarşaf, aday isimleri falan hazırlanıyor. Bizim köşe olmuş yazarlar, haldır haldır, isimler üzerinde tartışıyor. Aslında, sahtekârlığa ortak oluyorlar. Gerçek ise, 7 Haziran tarihinde, Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Doğu Perinçek ve Abdullah Öcalan'a oy verileceği. Listede Ahmet varmış, Mehmet varmış, kimin umurunda. Listeye başka şey yazılsa, gene seçecekler. 
Bu arada, Türkiye için önemli birkaç gelişme var. Bu yazıyı, özellikle, Erdoğan'ı destekleyen, kendilerini Anadolu Kaplanları diye tanımlayan iş adamları dikkatle okumalı. Hani, Erdoğan İran'a gitmişti ya. Mesele orada işte. Ülke, son ticaret pazarını da kaybediyor. Nasıl mı? Anlatayım. Biliyorsunuz ABD, taa Tahran'daki Büyükelçiliği'nin işgalinden bu yana, İran'a karşı ambargo uyguluyordu. Bu ambargo nedeniyle, Şah zamanında alınan çok sayıda askeri araç ve gereç, hükümet tarafından kullanılamıyordu. Buna, uçaklar falan da dahil. Bu ambargolar, zaman zaman şiddetlendi, zaman zaman, hafifletildi. En son, İran'ın nükleer yapılaşması, ambargoları daha da sertleştirdi. 
Obama yönetimi, İsrail'in dolduruşu olan, askeri müdahale yerine, barışçı görüşmeleri tercih etti. Bu görüşmeler, P5+1 diye tanımlanan grupla, İran arasında oldu. P5+1, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi, ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya ile Avrupa Birliği temsilcisinden oluştu. Geçen hafta varılan anlaşmaya göre İran, nükleer silah yapmama karşılığında, ambargolardan kurtuluyordu. Bu, o kadar önemliydi ki, halk, sokaklarda, bunu kutladı. İran, Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın en büyük petrol üreticisi. Uzun süredir de istediği gibi petrol ihracatı yapamıyor, kaçak güreşiyordu. 
Hani bizde, 17 Aralık diye ortaya çıkan, bazı yolsuzluk ve İran bağlantılarının altında da gerçekte, bu konu yatıyor. Bunu tüm dünya biliyor, ama bizde, "ah şu paralel yapı, ah" ile bu yolsuzluk geçiştirildi. Dünya basınına göre işin aslı, bizimkiler İran'ın petrolünü alıp, ödemeyi altınla yapıyor ve bu altın da, Arap şeyhliklerinde, dolarla değiştiriliyordu. Tabii bu arada, komisyonlar da cebellezi ediliyordu. Hani benim şarkıcı bacımla evlenen, genç Azerbaycanlı kardeşimizin de bu işle ilişkisi ve gelirinin büyük bir bölümü, bu devlet desteğindeki işten kaynaklanıyordu. Yani ambargo kalkarsa, en azından, iktidardaki bazı çevrelere akan bu pınarın suyu, kesilecek. 
İş, bununla kalsa iyi. Şimdi, teknoloji ve her türlü mal için, yıllardır açlık çeken İran, pazara çıkacak. Bu, ne yazık ki, bizim değil, Avrupa'nın işine yaracak. Petrol zengini İran, Avrupa'nın en yakın dostu olacak. Hatırlarsanız, bu senaryoyu daha önce de görmüştük. Züğürtken bizden alış veriş yapanlar, paralanınca, daha iyi mağazalara gidiyor. Bu da bizim, İran'a sattığımız ve kendimizi, sanayi diye kandırdığımız malların, iç piyasaya döküleceği anlamına geliyor. 
Başta da söylediğim gibi, Mısır'ı, Suriye'yi, Libya'yı, Irak'ı kaybettik. Zaten paralı olan Azerbaycanlılar Avrupa ve Amerika'dan alış veriş yapıyor; Suudlular ve Katar, Kuveyt falan gibi Araplar da. Bunu önceden görmeyen Kaç-Ak Saray meskûnu zat, kalktı sanki üstüne vazifeymiş gibi Yemen olayında fetvalar verdi. Şimdi de Tahran'da yüz seksen derece çark ederek Yemen konusunda söylediklerini yuttu. Ne yapsın, parayı kaybedecek. Bu da Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda ekonomik sıkıntısının daha da artacağı anlamına gelmesi. 
Bunun dışında bir başka tehlike daha var. Biliyorsunuz İran anlaşmasına başından beri en fazla karşı çıkan İsrail. Netanyahu, İran nükleer tesislerine karşı askeri operasyon bile düşündüğünü saklamıyor. Bizle ilişkisine gelince; bugüne kadar AKP'li liderlerin eleştirdiği ancak el altından ticareti devam ettirdiği ülke İsrail. Yakın bir tarihte eğer seçimi de kazanırsa, AKP liderliğinin İran'a karşı İsrail ile ortak bir siyaset izlediğini görürseniz şaşırmayın. Bakmayın, Filistinliler falan söylemlerine. Onlar için insan yaşamının önemi olmadığı, Boka Haram, El Kaide, Hamas, El Nusra cinayetler işlerken, sessiz kalmalarıyla kanıtlandı. 
Biz doğu batağında boğulurken, İran, batıya açılacak.

 

Yazarın Diğer Yazıları