Hillary, Çavuşoğlu, Kerry

Geçen yazımda, dünya ile inatlaşan, Batı ile ipleri koparan Türkiye aleyhine, yağmur gibi Ermeni soykırımı suçlaması yağacağını vurgulamıştım. Avrupa Parlamentosu, ilgili kararı oyladı ve kabul etti. Neden etmesin. İsrail, Mısır ve Amerikan basınına göre Ankara, IŞİD teröristlerine, bölgede rahatça dolaşabilmeleri için, 10.000 pasaport sağlamış. Doğrudur, yanlıştır, bilemem, iddia bu. Şimdi siz, Batılıların yerinde olsanız, bu ülkeden yana çıkar mısınız? Yandaş basında, bağlayıcı değil martavalları. Doğru, bağlayıcı değil, ama Avrupa Parlamentosu, Avrupa ülkeleri siyasi partilerinden oluşuyor. 
Ayrıca, yandaş basına göre, Papa da çok üzülmüş. Mesela, Tayyip beni affetsin, ayaklarını öperim falan demiş. ABD Başkanı da, madem Papa bu yolu açtı diye, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ile yayınlayacağı bildirinin altlığını yaptı. Avrupa Parlamentosu, cilası oldu. Adamlar haklı mı? Tabii ki hayır. Devletler arasında, gönül bağı değil, çıkar ilişkileri geçerlidir diye hemen hemen her yazımda vurguluyorum. Bu konuda, benimle aynı görüşte olmayan ve ülkeyi yöneten bir grup var Ankara’da. Ama siz, itibarınızı yitirir ve elinizde karşınızdakilere karşı kullanacağınız kozlar kalmadıysa, herkes sizi ezer. İnşallah daha kötü olmaz durumumuz. 
* * *
Mesela bu hafta sonu, Washington’da yıllık, IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası toplantıları var. Diyeceksiniz ki bu toplantılara, Ekonomiden Sorumlu Bakan katılır. Yanıldınız. Evet, Ali Babacan, Ekonomiden Sorumlu Bakan ve katılıyor, belki de veda için. Ama Dışişleri Bakanı ne alaka? Erdoğan, Cumhurbaşkanı olurken, bu makama getirilen Çavuşoğlu’nun hesapları var. Washington’a geliyor. Derdi, yukarıda anlattığım Ermeni soykırımı konusu mu? Eğer mesele buysa, anlayamadıkları, itibarı olmayan bir ülkenin Dışişleri Bakanı’nın da itibarının olamayacağı. Peki, o zaman neden geliyor Dışişleri Bakanı Washington’a? 
Düşünün bakalım, kaç ay oldu bu makama geleli Çavuşoğlu? İnternetten baktım; Ağustos ayında Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına geçerken Davutoğlu’nu Başbakanlığa getirmiş. Tarih, 2014 Ağustos sonu. Peki, ABD Dışişleri Bakanı ile yaklaşık 8 aydır, telefonda nezaketen bir iki kere konuşmasına rağmen, yüz yüze gelemeyen bu adamcağız, ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile tanıştı mı? Hayır. Nerede ise yeni hükümet kurulacak, bizim Çavuşoğlu ABD Dışişleri Bakanı ile el sıkışmadı. İşte, belki bunun için Washington’a geliyor. Ama emin olun yandaş basın, bu ziyaret sonrası, konuyu doğrudan, Ermeni soykırımı kararnamesine bağlayıp, kahraman bakanın, Washington’da Ermeni soykırımı ile nasıl mücadele ettiğini falan yazacak. 
* * *
Gelelim ilginizi çekebilecek ciddi konulara. Açıklanan seçim bildirilerinde yer alan vaatleri duyunca, gülmekten yerlere düştüm. Hani televizyon dizileri yerine, bu seçim bildirileri yayınlansın, komedi alanında reyting rekorları kırar. Türkiye’de bizler yalan seçim vaatlerini konuşurken, gerçek demokrasilerde oyun başka. Mesela ABD, 2016 Başkanlık seçimleri havasına girdi. Her ne kadar, Kaç-Ak Saray sakini, örnek olarak Amerika’yı gösterse de Amerikan sisteminde, Başkan adayları ortaya çıkmaya başladı. Umut et bir gün senin de olur temennisi ile Türkiye’yi her zaman etkilemiş olan bu seçimlere bakalım. Şu anda, kesinleşen, bir-iki aday var. Aslında bizlere de örnek olabilir. Demokrat Parti’den, Başkanlık aday adaylığı için, açıklama yapanlardan biri, eski First Lady, Bill Clinton’un eşi ve Obama yönetiminde bir dönem Dışişleri Bakanlığı yapan Hillary Clinton. Türkiye’de, Davutoğlu ile çak yapan Hillary, Erdoğan konuştukça ve Gezi olayları ardından, Türkiye’den uzaklaştı. Şimdi düşünüyorum, Hillary Clinton’un Türkiye’ye yakınlaşmasında, paralel yapı cemaatin etkisi ne. Cemaatin, iktidardan uzaklaştırılması Hillary’e, Türkiye konusunda ne kadar etkili oldu acaba? Bu önemli. 
Hillary’nin, Clinton skandalı sırasındaki tutumu, Dışişleri Bakanlığı dönemindeki gafları ve email skandalı nedeniyle, başı dertte. Ama gerçek sorun; ülkede yönetimin, sürekli belirli ailelerin elinde gitmesinden Amerikalı seçmen rahatsız. Siyasette Kennedy’ler, Bush’lar ve şimdi de Clinton’lar olayı oldukça tepki topluyor. Tabii bu Cumhuriyetçi Parti’den Jeff Bush için de geçerli. Amerikan seçimlerinde başa güreşecekler yanılmıyorsam, gelecek Eylül ayından itibaren ortaya çıkacak. Önümüzdeki yaz kurultaylarla kesinleşecek. Belki Hillary, başkan yardımcısı falan olabilir. 
Son söz; benim ekonomi konusunu, briyantinli danışmandan daha fazla bildiğim. Dolar açıklamaları hiç tutmadı, bundan sonra da tutmayacak. Sizler olayın gerçek amacına değinemiyorsunuz ama ben, gelecek yazımda, Erdoğan’ın neden başkanlık türküsü söylediğini açıklayacağım. Haksız olmadığımı anlayacaksınız.

Yazarın Diğer Yazıları