Ermeni soykırımında son çare

Yaklaşan seçim için kayıkçı kavgası sürerken, dışarıda büyük fırtınalar kopuyor. Hafta sonu Washington’da, Ermeni soykırımı konusunda şimdilik güreş minderi, ABD Başkanı’nın yayınlayacağı bildiri. Bu arada iki taraf da protesto konusunda yeni oyunlar, yeni stratejiler kullanıyor. Türkler, bu konuda Ermenilere pabuç bırakmamaya başladı. Washington’da, Ermeni diasporası ile bir avuç Türk, bir tür köşe kapmaca oynuyor.

Washington Büyükelçilik binası ve Büyükelçilik konutu çevresinde, yaklaşık bir haftadır Türk öğrenciler, Atatürk Derneği üyeleri, Türk dernekleri üyeleri, genç-yaşlı, Ermenilere karşı nöbet tutuyorlar. Bunun için, sokağa kurulan çadırlarda, gece-gündüz, yağmur-güneş değişerek nöbetteler. Diyeceksiniz ki Ermeniler ne yapabilir. Ermeniler, önceki yıllarda, Büyükelçilik ve Büyükelçilik konutunun kaldırımında, belediyeden ve polisten gösteri yapma izni alıp, Türk diplomatlarının, gösterinin içinden geçmesine olanak sağlar, sloganlar atıp, aşağılarlardı.

Son yıllarda Türkler atik davranıp, Ermenilerden önce izin alıp, elçilik kaldırımını güvence altına aldı. Şimdi Ermeniler, ancak binaların karşı kaldırımında gösteri yapabiliyor. Türkler kaldırımı boşaltırsa, belli ki Ermeniler bu alanı dolduracak. Bu gösterilere, Tayyip mitinglerinde kefen giyen taraftarlar katılmıyor. Onlar başka şeylerle meşguller. 

* * *

Geçen yazıda, Erdoğan ve takımının Başkanlık merakını açıklayacağımı söylemiştim. Aslında büyük olasılıkla biliyorsunuz. Başkanlık söylemi AKP’nin oylarının erimesiyle başladı. Erdoğan ve yardımcıları, AKP’nin tek başına iktidar olamayacağını biliyorlardı. Bunun için, parti hâlâ seçimden birinci çıkma şansına sahipken, salt çoğunlukla iktidarı, en fazla oyu alanın başkan olacağı bir sistem önermeye başladılar.

Geçen gün, başkanlık teorilerini bilimsel temele oturtmaya zorlanan kendi adamları, Kuzu’nun açık oturumdaki savunmasını izledim. Düşündüm, bu adam, hukuk öğrencilerine derse girdi ve piyasada bunun tezgâhından geçmiş, hukukçular var. Savunmada yer verdiği, Amerikan sistemi başkanlık içinde yaşıyorum. Ama hoca kusura bakmasın, Amerikan başkanlık sistemi konusunda detaylardan habersiz. Burada öyle dengeler ve öyle kontrol mekanizmaları var ki, bizim Kaç-Aksaray’ı ve orada çalışanların ellerini kolların bağlar. İlk oturumda, Yüce Divan’a götürür.

Diyeceksiniz olmaz mı? Tabii ki olur olmasına, olur da adı demokrasi değil, kakofoni olur, bugünkü gibi. İyi öyleyse, bu kadar ısrar neden? Yani amaç, koltuk sıcakken, koltuktan kalkmamak ve iktidarlarını bir süre daha uzatmak. Zira hâlâ bürokraside büyük açıkları var ve bunu kapatmaya zamanları yok. Bir de ortakları cemaat, sebebini anlamadıkları bir nedenden kendilerini satmıştı. Yoksa iktidarda oldukları zaman kanıtladıkları gibi cumhuriyet, demokrasi, Türkiye, falan umurlarında bile değil. Ekonomideki inişi kendisi de itiraf etti. Zaten sizler de bugünlerde cüzdanlarınızda bu ağırlığı hissetmeye başlayacaksınız.

* * * 

Hafta sonu, AKP Ekonomi Bakanı Ali Babacan, Washington’daydı. Bence bu son gelişi, bir tür veda. Geçen yazıda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da Washington’da, ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile ilk kez görüşeceğini yazmıştım. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tanju Bilgiç, Kerry ile birkaç kez Bakanın bir araya geldiğini söylüyor. Ben, onun meslek yaşantısından daha uzun senedir bu işi yapıyorum. Bir toplantıda  “Hi-andby”  demenin görüşme olmadığını, Washington’da Kerry ile bir araya gelmediğini vurgulamıştım. Aslında, eski Dışişleri Bakanı olan Başbakan’dan da mı öğrenmediler, Washington’da gözüküp çak yapmayı. Neyse bu görüşme, bana göre Sayın Bakanın, Amerikalı meslektaşına veda ziyareti olacaktır. Ne yazık Türkiye’nin Dışişleri Bakanı, dünya başkenti Washington’da, bula bula, mollalarla görüşebildi. Ayrıntılar ortaya dökülür. Bir de Erdoğan için ABD Başkanı’ndan cami açılışına belki katılırım sözü.

Gelelim IMF ve Dünya Bankası toplantılarına. Duyumlarımız; Türk ekonomisindeki alarm sinyalleri konusunda buradaki yetkililer, özellikle böylesine tehlikeli bir dönemde hükümetin izlemeye başladığı seçim ekonomisinin ileride toparlanamayacak zararlar verebileceği uyarısını  “lisanımünasiple” (münasip bir dille) bizimkilere aktarmışlar. Cari açık, enflasyon, daha birçok başlık varmış. Yakında bunlar kâğıt üzerine dökülmeye başlanır. Daha önce de yazmıştım, bir hafta on gün sürer buradaki sırların dökülmesi.

Bu arada, PKK ile AKP arasında oynanan düet de, beni çıldırtıyor. Yerseniz.

Yazarın Diğer Yazıları