Sıra şimdi de Katar’da mı!

Yıllardan beri, Orta Doğu üzerinde oynanan politik, ekonomik ve askeri oyunların “tehlikeli” bir mecraya doğru sürüklendiği artık açık açık görülüyor.

Gerçekten de, ABD’nin “meşhur” ve de “meşum” Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi, galiba sonlara doğru yol alıyor.

Ülkelerin durumlarına ve dünyanın stratejik gidişatına göre, sık sık değiştirilen yeniden dizayn edilen, GBOP’da artık İran ve Suudi Arabistan’a başrol veriliyor.

Bir bakıma; İran’a Şii, Suudi Arabistan’a da, Sünni gücü ve potansiyeli kontrol altına alacak bir liderlik “bağışlanıyor.”

Bu strateji içinde, Türkiye’nin durumu her ne kadar şimdilik bir “meçhuliyet” arz ediyorsa da “devre dışı” bırakılacağı anlaşılıyor.

Tabii ki, Katar gibi Körfez Ülkeleri’nin durumu da hassaslaşıyor.

Her şeyden önce; Katar’ın ya İran, ya da Suudi Arabistan tarafından kontrol altın alınması veya  “korunması”  ihtimali şimdiden endişeyle tartışılıyor.

Bu “nazik” gelişmeleri yakından izleyen Katar’ın, diplomatik, ekonomik ve askeri önlemler almaya başladığı belirtiliyor.

Türk asker üssü

Nitekim, Katar’ın öteden beri Türkiye’ye çok yakın ilgi göstermesi ve ekonomik girişimlerin yanı sıra şimdi de askeri bir stratejinin hazırlıkları, Batı medyasından yansıyor.

ABD merkezli Al Monitor internet sitesi, Türkiye ile Katar arasında mart ayında yapılan askeri işbirliği anlaşmasına dikkat çekerek, Türkiye’nin Katar’da daimi askeri üs kurmaya hazırlandığını açıklıyor.

Anlaşma askeri eğitim, savunma sanayi, ortak askeri tatbikat ve istihbarat paylaşımını kapsadığı bildiriliyor.

Öte yandan, ABD ile yapılan Eğit-Donat mutabakatıyla Katar’a Türk askeri yerleştirilmesi arasında bağlantı olmadığı açıklanmış bulunuyor.

Monitor’a göre; tarafların birbirlerinin topraklarında asker konuşlandırmasına izin verilmesi bile, gündemde yer alırken;  “Ciddi bir askeri gücü olmayan Katar’ın Körfez bölgesindeki caydırıcılık açığını Türkiye ile yapılacak bir askeri ittifak ve gerekirse Türkiye’nin askeri gücü ile doldurmaya istekli olduğu görülüyor”  değerlendirmesi yapılıyor.

56 kez ziyaret

Oysa, Türk askerinin 19 Ağustos 1915’te Katar’dan çekildiği de hatırlanıyor.

Nereden bakılırsa bakılsın, ABD’nin bu yeni projesine karşı baskılar altında kalan Katar Emir’inin şimdiden  “zor günler” yaşadığı da sanılıyor.

Katar Emiri, çeşitli alternatifleri yanı sıra kendine en güvenli dost Türkiye’yi seçmesi çeşitli yorumlara ve karşılıklı ziyaretlere de neden oluyor.

Erdoğan Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde 8 kez Katar’a giderken, Davutoğlu daha Dışişleri Bakanı iken 15 kez Katar’ı ziyaret ettiği biliniyor.

AKP iktidar olduğu 2002-2013 tarihleri arasında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar toplam 56 kez Katar’a gidilmesi bu ülkeye olan ilgiyi ortaya çıkarıyor.

Katar’dan Türkiye’ye ise bu süreçte Emir ve Bakan düzeyinde 45 ziyaretin yapılması bu ülkenin tarihinde, Arap devletleri hariç ilk defa gerçekleşiyor.

Ayrıca, Emir’in Erdoğan’a 53 Arap atı hediye etmesini de bütün dünya konuşuyor.

Katar ilgi odağı

Katar’ın aslında, Konya’nın üçte biri kadar küçük bir toprağa sahip olması dikkatlerden kaçıyor.

2 milyonu bile bulmayan nüfusu ve 35 yıldan beri aynı aile tarafından Monarşi-Emirlik’le yönetilen Katar’ın Al Jazeera Televizyonu radikal yayınıyla tanınıyor.

2022’deki Dünya Kupası’na ev sahipliğine hazırlanan Katar, altyapısını geliştirmek için milyar dolarlık projeler yürütüyor.

Yaklaşık olarak kişi başına milli gelir 88 bin dolar düşüyor.

Katar, dünyanın en çok doğalgaz çıkarılan ülkeleri arasında başlarda geliyor.

Katar’ın bir diğer önemli özelliği ise ülkede kadın nüfusunun erkek nüfusuna göre çok az olması gösteriliyor.

Her ne kadar, Türkiye’nin ve özellikle Tayyip Erdoğan’ın tam desteğine sahip Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el Sani, kendince bazı önlemler alıyorsa da İran ve Suudi Arabistan arasında sıkışıp kalması “sıkıntı”  doğuruyor.

Yazarın Diğer Yazıları