Acil dış politika dönüşümü şart!

Kritik bir seçimden çıkan Türkiye’yi şimdi de, koalisyonu kurabilme çabası daha doğrusu endişesi zorluyor.

 Oysa, koalisyonun çok süratli şekilde kurulması ve gündemdeki sorunların derhal ele alınması bekleniyor.

Üstelik, ekonomik ağırlıklı iç sorunların yanı sıra asıl uğraşın, bozulan dış politika dengelerini yeniden kurmak ve gittikçe ağırlaşan eleştiri oklarını durdurmak başta geliyor.

Ne var ki, seçimden bir hafta geçmiş olmasına rağmen, koalisyon hesapları yapılırken AKP’nin başrolü oynamak hatta bazı mühim hatalarından dönmemek eğilimi şimdiden sırıtıyor.

Gerçekten de, AKP’li bir koalisyondan özellikle Suriye ve Mısır’la barış girişimlerini beklememek öne çıkıyor.

Zaten, AKP’nin inatla sürdürdüğü Orta Doğu politikasının bütünü eksiler veriyor. Bilhassa, IŞİD gelişmeleri ne yazık ki, Türkiye’yi güç durumda bırakmış bulunuyor.

Obama’nın beklenmeyen çıkışı

Nitekim, başta ABD Başkanı Obama olmak üzere, bir çok Batılı lider ve kuruluş Türkiye’yi suçlamaktan kendini alamıyor.

ABD Başkanı Barack Obama, G7 Zirvesi’nde Türkiye’yi eleştirerek,  “IŞİD, Türkiye’den Suriye’ye geçen binlerce savaşçıyla güç sağlıyor. Geçişleri engellemek için Türk otoriteler ihtiyaçları olan kapasiteyi tam olarak artırmış değiller”  mesajını vermesi dikkatlerden kaçmıyor.

Suriye ve Irak’a giden yabancı savaşçıların engellenmesi noktasında ilerleme kaydedilmesi gerektiğini ifade eden Obama, şunları söylüyor:

 “Bunların hepsi engellenemez, fakat birçoğu daha iyi bir iş birliği, koordinasyon ve bilgi paylaşımı sağlarsak engellenebilir ve Türkiye-Suriye sınır bölgesinde olan bitenin daha etkin izlenmesiyle engellenebilir. Biz bu alanda Türk makamları ile daha çok iş birliği yapmak istiyoruz ki; Türk makamları da bu problemi biliyorlar, ancak bu alanda ihtiyaçları olan kapasiteyi tam olarak artırmış değiller. Bu bizim üzerinde çok zaman harcamamız gereken bir konu. Eğer yabancı savaşçıların gidişlerini azaltabilirsek, sonrasında bölgede bulunan IŞİD güçlerini izole edebilir ve zayıflatabiliriz.”

IŞİD’la mücadele isteniyor

Aslında, Obama’nın  “uyarı”  değerindeki konuşması, henüz yeni hükümetini kuramamış bir Türkiye’ye yönelmesi  “talihsizlik”  olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

Üstelik, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Obama’ya yanıtı, ithamlara açıklık getiriyor.

TSK açıklamasında, “erinden kıdemlisine kadar, özveri ve fedakârlıklarla, çoğu zaman imkânları zorlayarak, zor arazi şartları ve hava koşullarına rağmen hududun emniyetini sağlayan ve yaptığı şerefli görevden gurur duymaktadır” denilirken sınırda 175 bin kişinin yakaladığı belirtiliyor.

Zaten; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü JeffRathke,  “IŞİD’e karşı mücadelenin tüm kollarında Türkiye ile güçlü bir ortaklığımız var.Türkiye burada kilit bir rol oynuyor”  açıklaması Obama’nın sözlerini biraz yumuşatıyor.

Rathke,  “ancak yabancı savaşçılarla mücadelede daha fazlasının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. IŞİD’e karşı mücadelenin tüm kollarında Türkiye ile güçlü bir ortaklığımız var. Türkiye burada kilit bir rol oynuyor ve onlarla ortaklığa ve yakından çalışmaya devam edeceğiz”  ifadesini de kullanarak, Türkiye’den  “çok şeyler beklendiğini”  belirtiyor.

Fikir özgürlüğü

Öte yandan, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, Türk halkının seçimlerle değişim arzusunu yansıttığını belirterek; “Türkiye’de yargı bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü gibi konularda ciddi endişelerimiz var” açıklamasını da kaydetmek icap ediyor.  

Piri,  “sonuçlar, daha fazla güç temerküzünü engelledi”  diyerek, bu unsurların, yeni hükümetin demokratikleşme sürecini yeniden canlandırması için olumlu bir atmosfer oluşturduğunu kaydediyor.

Böylesine bir istek ve beklentiye AKP unsurlu bir koalisyonun reformları başlatması zor olarak değerlendiriliyor.    

Eğer, bu alanlarda hızlı kararlar alınıp uygulanmaya geçilmemesi halinde, seçimlerin değerinde  “aşınma”  döneminin başlayacağı kabul ediliyor.

En önemlisi, bozulan dış politikamızın tekrar eski yörüngesine oturtulması ve bunun AKP ortaklığı ile yapılmasının güçlüğü bir kez daha belirtirken, Türkiye’nin zor günler geçireceği görüşlerine katılmamak elden gelmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları