IŞİD veya PKK dost ve düşman

Sanki sis bombası atıldı, kim ne yapıyor, ne söylüyor, kim, kime cevap veriyor, kimin eli kimin cebinde, belli değil. Düşündüm de, yabancılar, ne zaman bir şey itelese, içerdeki işbirlikçileri, sisi yoğunlaştırır. Sanki bu kez, öncekilerden farklı, dışarının istediği, içerdekilerin, etrafı toz duman etmesinden belli, büyük. Bu durumlarda, her zaman, evlatlarımız, bir avuç ciğersiz uğruna yitirilir.

Durumu netleştirmek için, kronolojik yürüyelim. Bu günlerde, kavram, kafa karışması, yaygın.

Geçen hafta, İngiliz Guardian ve Observer gazeteleri, içerikleri benzer bir haberle, AKP-IŞİD ilişkisini sergileyen, belgelerin, Amerikalı istihbarat yetkililerin eline geçtiğini vurguladı. Bazı Türk gazetelerinde de yer alan haber, saray, Davutoğlu ve Dışişleri bakanı tarafından, yalanlanmadı.

Haber, “Amerikan özel kuvvetlerinin, IŞİD’in petrol işlerini yürüten lideri, Ebu Sayyaf’ı, Dera Zor’daki evinde öldürüp, evde özel belgeler ele geçirdikleri”  şeklindeydi. Amerikalıların eline geçen belgelerde, Ebu Sayyaf ile işbirliği yapan, Türk yetkililere ait, çok sayıda bilginin de yer aldığıydı. BBC’de de yayınlanan haber, evde bulunan flaş belleklerde, Ankara ve Türkiye’den, kimlerle, kaç paralık iş yapıldığını gösteren kanıtlar olduğu, belgelerin Amerikan istihbaratı tarafından incelendiğini belirtti.

Tunuslu Ebu Sayyaf, Suriye’nin doğusunda çıkarılan, petrolün satışından sorumluydu. 2013’de, IŞİD’in, bölgeyi ele geçirmesi ardından, örgüt, buradan, günde bir ila 4 milyon dolarlık gelir elde etti. Bu petrol, dünyaya kaçak satıldı. Elde edilen gelir, IŞİD militanlarına harçlık, yabancı ülkelerden, dövüşecek radikal İslamcı militan ithali, silah, cephane ve propaganda için kullanıldı. Bu paranın aklanması konusunda da, haberler çıktı. Olay, ambargo altındaki İran petrolünü, altınla satıp, altını da, ayakkabı kutuları ile dolara değiştiren  “Sarraf”  olayını hatırlatıyor. Yani, Aralık’ta biten ve sorumluları cezalandırılmayan bir tiyatro, oyuncu değiştirmeden, mekân değiştirip yeniden sahneye konmuş.

Ama tesadüfe bakın ki, bu haberler çıktıktan birkaç gün sonra;

- IŞİD, Suruç’ta 32 vatandaşımızın canına mal olan, bombalı eylemi yaptı,

- Türk savaş uçakları, sınır yanında, burnumuzun dibinde mevzi kazan, IŞİD militanlarını bırakıp, Suriye içlerini bombaladı,

- Amerikan heyeti ile uzun süredir sürünceme de olan, İncirlik mutabakatı ve ekleri yürürlüğe girdi,

- Bir de, sınırda bir bölge, IŞİD’ten temizlenerek (bizimkiler her nekadar uçuşa da kapatılmasını istese, kabul edilmedi) oraya, AKP tarafından barındırılan, kendi köylümüz yerine, milyarlarca dolar harcadığımız 4 milyon Suriyeliden 1,5’unun yerleştirilmesi üzerinde anlaşma sağlandı.

- Bu bölgeyi de, kendini korumaktan aciz, Türkmen ırkdaşlarımızın koruyacağı söylendi

Bu soytarılığı bir kenara bırakıp, Kürt ve açılım konusundaki gelişmelere dönelim,

-  PKK, durup dururken, hiç ihtiyacı yokken güvenlik kuvvetlerine saldırdı

Türk uçakları, Kandil’i bombaladı,

-  Obama, IŞİD ile mücadeleyi övüp, sahada ABD’nin en büyük müttefiki PKK’ın türevi PYD olduğunu söyledi

- Alman Savunma Bakanı Leyen, IŞİD ile mücadele deyip, açılım süreci ve PKK ile görüşmelerin devamını istedi,

- Türkiye’nin isteği ile toplanan NATO, IŞİD’e vurup, Kürtlerle çözüm sürecine vurgu yaptı

- ABD Kongresi’ndeki Kürt lobisi, IŞİD’i eleştirip, çözüm sürecine dikkat çekti

Özet bu. Ama gerçek, Türkiye’ye sol gösterip, sağ vuruluyor. Ölen senin çocuğun, bevliyeden aldığı raporla askerlik yapmayan değil... Yani sen, bunları siyaseten birinci parti çıkarırsan, Kürdistan projesi devam eder. Sana da, bunu kakalamak için, daha çok çocuğunu öldürüp, dağdaki çam yapraklarını bile tehdit olarak sana satarlar.

Şu soruları da, unutmamak için, kendine, sık, sık, sor;

-  IŞİD’i kim kurdu, kim besledi, kim yararlandı?

-  PKK’yı kim kurdu, kim besledi, kim yaşattı, kimler yararlanıyor?

-  AKP’yi kim kurdu, kim yaşattı, kim oynattı ve kimler yararlanıyor?

-  Tüm bu melanetler sonunda, cebinden bu pisliklere akan para ile çocuklarının öldürülmesine ne kadar sessiz kalacaksın?

Takkeni önüne koy, düşün. Sonra kalkıp, elin oğlu, bana bunu yapıyor diye suçlama. Her şeyi sen, kendine yapıyorsun, başkaları değil.

Son not; hani teğet geçen muhteşem ekonomi ile Dolar yükselirken, hani borcumuz olmadığı açıklanan IMF var ya, bizi uyarmış. Onlara ne değil mi?.. Borç yiğidin kamçısı aslında.

 

Yazarın Diğer Yazıları