Ağustos ayı içinde, yurt dışında, önemli gelişmeler gerçekleşti. Hakkımızda önemli kararlar alınırken, sıcaklar ve aklımızın ermediği hava durumları ile gevşeyip, sonu gelmeyen tavla müsabakaları içinde olayları, tribünden izledik. Bu arada, ilgisiz kaldı denmemesi için, terör vakaları ve akan kan içinde, ah-vah etmekten çekinmedik. Biliyorum, bir grup okuyucum, benim bu eleştirilerimden rahatsız. İyi de, onlar ne yapıyor, facebook köşeleri ve twitter hesapları dışında? Ahkâm kesmeye devam.

Bakın, asrın liderinin dışlanıp, karar mekanizmalarından uzaklaştırıldığı, dünya olaylarında, neler oluyor, neler? En yakından başlarsak, ABD, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi, güneyimizde bir çember oluşturdu. Bugün mü oldu bu çember? Hayır, aslında bir dönem, bizim de aralarında yer aldığımız, ortak deniz manevraları ile başladı. Önceleri, bu manevraların, kurtarma operasyonu olduğu söylendi, ama asıl amaç, bu ülkelerin deniz kuvvetleri arasındaki, koordinasyonu sağlamaktı. Türkiye, bugün bu işin dışında ve belki de hedefinde. Ama asrın lideri, yandaş basınıyla derhal cevap verdi. Adaya su yolu döşüyoruz. Tam da Türk kesimini, Rumlara teslim ederken. Oysa o su yolu, ara bozulmasaydı, İsrail’e döşenecekti. Oh, işte biz böyle cezalandırırız adamı.

Mısır, Sisi döneminde, 8 milyar dolar harcayıp, Süveyş Kanalı’nı genişletti. Şu, emekli general diktatör Sisi, hem haddini aştı, hem de asrın liderinin, Kanal İstanbul fikrini çaldı, bu kanaldan yılda 5 milyar dolar gibi bir kâr elde edecekmiş. Bu darbeci general, bununla da kalmadı ve kanalın açılış törenine, herkesi çağırdı, asrın liderini davet etmedi. Bir de üstelik ABD ile yeni bir savunma anlaşması imzalayarak, bağış miktarını yükseltti.

Avrupa’da esen olumsuz hava

Orta Doğu’daki öteki gelişmelerde, asrın liderinin müttefiki Yemen’de yandaşlar kaçarken, muhalifler ilerledi. Bir de Suudi Krallığı, asrın liderine sormadan ve danışmadan, Suriye’deki Esad rejimine, Hizbullah’ı topraklarından çıkarması halinde, Suriye’de dövüşen muhalif paralı askerlere, para ve desteği keseceklerini bildirdi. Bu arada, asrın liderinin, Arap kardeşleri, Arap Birliği toplantısında, bizi kınayan bir karar aldı. Karara tek, Katar karşı çıktı. Allah’tan yandaş basın, ayrıntılı şekilde konunun deşilmesini önledi. Pakistan ve Afganistan konularına girmiyorum bile.

Asrın liderini üzen, sadece Orta Doğulu Arap kardeşleri değil, güvenilmez, Avrupalı NATO müttefikleri de. Mesela Almanya kalktı, açılım süreci devam etmeli dedi. Bunu, Alman Dışişleri Bakanı’ndan, Başbakanına kadar herkes, koro halinde tekrarladı. Fransa, İngiltere, haddini bilmez Hollanda falan da aynı. Hepsi kalktı, terörle mücadele eden, asrın liderine “erken seçim için ortaya koyduğun göstermelik mücadeleyi durdur, açılıma dön, yoksa sopalarız” demeye başladı. Avrupa’daki bu olumsuz havayı bastırmak ve Batı başkentlerini sakinleştirmek üzere, Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakan Volkan Bozkır, bu hafta Avrupa’da turlayıp, PKK ile mücadele ve IŞİD’le sözde mücadele hakkında açıklamalarda bulunacak.

Yalanlanmayan haber

Okyanus ötesi, başka âlem. Washington’da, ABD kongresi, PKK’ya vurma diye Ankara’yı uyarırken, Beyaz Saray ve ABD Dışişleri, “IŞİD ile mücadele için yol verdik, seçim tiyatrosuna son ver”  mesajı verdi. Bunu ilk yayınlayan, ABD Başkanı Obama ile görüşen, 10 gazeteciden birinin yer aldığı internet gazetesi oldu. Bu açıklamada, “Ankara’ya harekâtın sınırlarını bildirdik, bunun dışına çıkılmaması gerek” dendi. Bu haber Beyaz Saray ve Ankara tarafından yalanlanmadı. Son olarak, PKK uzantısı YPG ile ilgili, Ankara’ya verilen talimatı da kabul etmeleri de gösterdi ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, komuta kademesinin, yalnızca verilen talimatları yerine getiren, eğitim çavuşu rolüne döndüğünü kanıtlıyor.

Dün Washington’da, başkentin havasını koklayan, birkaç arkadaşla konuştuk. Haberler bizimkileri üzecek türden. Hepsi de, Ankara’nın yaymaya çalıştığı, “Washington’la eş güdüm halinde çalışılıyor havasının” doğru olmadığını söyledi. Özellikle, asrın liderinin, şimdilerde adının, hiçbir önemli konuda geçmediği vurgulandı. Oysa ne umutlarla beslemişti bu ilişkiyi. Ayrıca oraların ölçümleri, milliyetçi söylemlerin, iktidar partisinin oylarını artırmadığını göstermiş. Yanlıştır. Ne anlarlar, bizim seçmenden. Erken seçim içinde, ekonominin, temelli göçebileceği konusunda, üstü kapalı uyarıda bulunmuşlar. Vah, vah ki vah. Kimseler anlayamıyor, asrın liderini. Ekonominin rezilliğini yazmama gerek yok. Yaşıyorsunuz? Ne oldu emeklilere yapılan zam? Meclis’te çıkmıyor mu yasalar?