Rus-Amerikan planı

Biz içeride, seçimdi geçimdi diye boğuşurken, bizim çıkarlarımızı doğrudan etkileyecek, yeni bir dünya düzeni ve Orta Doğu kuruluyor. Bu yeni gelişmelerde, ne yazık ki esamemiz okunmuyor, kimse bizi adam yerine koymuyor. Ankara'nın, başkalarına bağımlı dış politikası, kimseyi etkilememiş gibi görünüyor. Geçen yazımda, sizlere bir nebze, New York'taki toplantıları yazmıştım. Yazdıklarım, son günlerde hızla ilerleyen gelişmeler yanında, solda sıfır kaldı.

Göçün verdiği telaş!..

New York'taki toplantılar, malumun ilanı haline geldi. Rusya tarafından önerilen plana, destek artıp, ABD'nin bu oyunda, elinin zayıflamasında da etkili oldu. Mesela, başta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun olmak üzere, Almanya ve bazı Avrupa ülkeleri de dâhil, çok sayıda ülke, Rusya planını destekleyeceklerini açıkladı. Bizzat ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Rus planında uzlaştıklarını söyledi. Bakmayın siz Obama ve öteki Avrupa ülkelerinin, Esad gidecek söylemlerine. Aniden, geri dönüş yerine olayı, alıştıra alıştıra, yedire yedire uygulayacaklar.

Nedir, bu Rus planı. Rus planı; hani, İran ile Batı ülkelerinin, nükleer santral ve silah konusunda, pazarlık eden bir heyeti vardı ya, işte onu andırıyor. Plana göre, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ile Almanya'ya genişletilerek, İran ile Irak da katılacak. Bu grup, Suriye'de demokratikleşme ve çarpışmaların durması yönünde çalışacaklar. Neden bu telaş, derseniz? Amaç, Suriyeli göçmenleri örnek alan, tüm İslam âleminden, Avrupa'ya akan göç belasından kurtulmak. Bu da Rusya'nın işine geliyor tabii. Rusya, hava kuvvetlerini devreye sokarak, bu planı uygulamaya koydu bile. İran, Irak, Suriye ile birlikte, IŞİD ve El Nusra gibi teröristlerle, yalnız havadan değil, karadan da mücadele edecekler.

Belki, bu anlaşma daha da genişletilerek, Suudi Arabistan ve Mısır da, bu ittifaka dâhil edilmek istenebilir. ABD, bölgede kontrolü kaybetmeye başladığını görerek, İran'ı sevmeyen 2 müttefiki, Suudi Arabistan ve İsrail'i de devreye soktu. İran'ın bulunduğu her yere çomak sokmak isteyen İsrail, daha önce bir iki kez, Suriye topraklarına füze saldırısı yaptı. Bizim uçaklar, düşürüldüğünden bu yana, İsrail ve ABD, izinsiz Suriye hava sahasına giremiyor. Rusların son olarak, bölgeye neler konuşlandırdığı ise bilinmiyor.

ABD'nin yeni müttefiki

Hep bilinen, ancak sürekli inkâr edilen bir planın, gerçekliği de doğrulandı. Bu doğrulama da Ankara'nın, sevgisinden, şeytan taşlayan, hacıların ölümlerinde bile suçlamak istemediği Suudi Arabistan ile sabah akşam hakaret edip, el altından görüştüğü İsrail'in, görüştüklerinin kabulü idi. Bu konuda, ilk açıklama, Haziran ayında Washington'da Council of Foreign Relations (Dış İlişkiler Konseyi) adındaki kurumda konuşan, Suudlu ve İsrailli yetkililer tarafından yapılmıştı. Yakınlarda ise bu ikili, en büyük projelerinin, bölgede Amerika'nın yeni müttefiki, Büyük Kürdistan olduğunu açıkladılar. Yani amaç; ABD'nin, Orta Doğu planlarını etkin hale getirmek için, iki yakın müttefik İsrail ile Suudi Arabistan'ın devreye girebilmesi için, masaya oturması.

Şimdi bu gelişmeler olurken, Ankara'daki gölge hükümet, ne yapıyor? New York'ta, Davutoğlu ve yakın danışmanları (Biri Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu diğeri MİT Müsteşarı Hakan Fidan) toplantıları dinlediler. Herhâlde New York'a, bizimki dışında, istihbarat örgütü başını taşıyan, başka lider olmamıştır. Anlaşılan, Erdoğan'ın beraberinde Beyaz Saray'a taşıdığı MİT Müsteşarının, hâlâ inandırıcı olabileceğini sanıyorlar. Ben aslında, ciddi bir gelişme olsaydı, Davutoğlu ve ekibinin, Washington'a geçmelerini beklerdim. Geçmişte, hep böyle olmuştu. Ama nedense, bu kez böyle bir olay gerçekleşmedi.

Sonuç olarak; Amerika ve Rusya'nın, bölgede bir Kürdistan devleti kurulması konusunda, uzlaştıkları gerçeği ortaya çıkıyor. Biz bu süreci, her yazımızda hatırlatmamıza rağmen, kimse fazla etkilenmemişti. Şimdilerde olanlar da, bunların artçı sarsıntıları. Bundan en fazla zarar görebilecek olan Türkiye'yi ise göründüğü kadarıyla, kimse kale almıyor.

Aklımdayken, New York'ta bizim heyet, otellerine girişlerinde ve toplantılara gidişinde, hep mutfak kapısını kullanmış. Sebep, New York'taki Türklerin, otel kapıları önünde düzenlediği, protesto gösterileri.

 

Yazarın Diğer Yazıları