G20 talimatları

G20 için Antalya'ya gelişler, başlıyor. Bizim basına bakarsanız zirvede, Suriyeli mülteciler konusu, ana gündem maddesi. Anladığımız kadarı ile iktidarın amacı, ekonomik sıkıntı falan değil, bunlardan, ne kadar para koparırız kafası. Bence, G20'nin gündemi bizim dışımızda ekonomi ağırlıklı. Yabancı basında, yazılıp, çizilenler bu yönde. Çünkü ekonomik krizden, ABD kurtulmuş olmasına karşılık, AB ve öteki zenginleşmiş ülkeler, Çin ve Rusya'da, gerek ambargo gerekse siyasi bilek güreşi nedeniyle, ekonomik sıkıntı var. Bu arada, bölgeler arasında, çıkar çatışmaları ve paylaşım üzerine de sorunlar olabilir.

            Aslında G20'de çıkabilecek sonuçları, gelecek haftaki yazılarımda anlatacağım. Yabancı basına sızan bilgiler ışığında tabii. Obama'nın, bu zirvede bizimkilerle ne konuşacağını bilmek için de kâhin olmaya gerek yok. Bizim basın, her zaman olduğu gibi işin cilasında. Kim, kaç liralık odada kalacak, ne yiyecek, ne içecek? Oysa her gün, şehit olan yavrular. Cenaze törenine katılan devlet zirvesi (bu lafa da kıl oluyorum ya, ne zirve ne zirve). Açılım falan diyordu ya bizim entel takımı, alın size açılım.

            Bu arada, Avrupa Birliği'nin, seçimler ve mülteci sıkıntısı nedeniyle ertelediği, Türkiye'yi eleştiren ilerleme raporu da yayınlandı. Bizim bilmediğimiz, yaşamadığımız hiçbir şey yok içinde. Madem o kadar eleştiriyorsunuz bu hükümeti, o zaman sormazlar mı adama ne işiniz var Antalya'da diye. Avrupa'nın eleştirileri de goy goy. İnsan hakları konusunda, bu kadar çok şey söyleyen ülkeler, protesto eder ve insan hakları standartlarına uymaya zorlardı. Sonuç, onlar da kendince haklı, kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Bir kendi çıkarını düşünmeyen benim halkım.

Türkiye umurlarında değil

            Ben, rapor üzerine bir şeyler yazıp, başınızı ağrıtmayacağım. Ancak, Türkiye, gerçekleşen son seçimler de dâhil, Washington'da düzenlenen panellerde eleştiriliyor. İnanmayacaksınız ama seçim sonuçları, Batı başkentlerini de ikna etmişe benzemiyor. Bırakın başkanlık seçimleri üzerine tartışmaları, panellerde iktidarın hali hazırdaki anayasal haklara saygı göstermediği tartışılıyor. Bu eleştirenler arasında, bir dönem Ankara'da büyükelçilik yapan ve Erdoğan'ı pek seven, eski neoconcu büyükelçilerden biri de var. Ama gerçekte Türkiye umurlarında değil, kendi çıkarlarına zarar gelmediği sürece, bizlere, insan hakları, hak-hukuk konusunda nasihatler edip, el altından işlerini yürütecekler. Ama biz de iktidarı, muhalefeti, şimdiden sorgulamadan, seçim sonuçlarını kabullenmiş gibi. Seçmen sayısının, nüfusun üzerinde olması bile, kimsede tedirginlik yaratmış görünmüyor. Kaybeden muhalefette ise sandalye kavgası. 

            Ekonomiden söz etmişken, Türkiye'ye, birden giren kaynağı bilinmeyen milyarlarca dolarlık para konusu, neden açıklık kazanmıyor. Batılı bir ülkede, bu paranın kaynağı belli olmadan, iç piyasaya katılmasına izin verilmez. Son günlerde tırmanışa geçen, Amerikan dolarındaki inişin sırrı da burada gizli. Ancak, kara para aklanan ülkelerde, bu tür paraların kaynakları sorgulanmaz ve de açıklanmaz. Hoş şimdiye kadar, ayakkabı kutularında bulunan paralar, sorgulandı mı ki.

Yardım yerine nasihat!

            İşte bu nedenlerle ki, G20 zirvesinden, Türkiye'ye yardım değil, nasihat ve talimat çıkacağına inananlardanım. Parası olanların çocukları, bir gecelik bar parası aşkına, vatan savunmasından yırtarken, halk, günlük yaşadığı dünyayı unutup, açıklanan resmi enflasyon istatistiklerine inanacak. Zor rejimlerde, bu hep böyle olmuştur. Halk ne yaşadığına değil, kendilerine söylenene inanır.

            G20 zirvesinde, Türkiye'den füze savunma sistemlerini çekenler, askerlerimizi, Suriye içinde bir kara harekâtına sokma önerilerinde bulunacak. G20 zirvesinde, ülkelerine mülteci kabul etmeyen ülkeler, Türkiye'nin mültecilere kucak açmasını isteyecek. G20 zirvesinde, batan özel sektör ve şirketlerini devletleştirerek kurtaranlar, Türkiye'nin, daha neleri satması gerektiğini söyleyecek. G20 zirvesinde teröre lanet okuyanlar, Türkiye'nin teröristlerle masaya oturmasını isteyecek. Özetle G20 zirvesinde, millî bir hükümeti olmayan Türkiye'ye efendiler, talimatlar verecek ve buna karşı durmaktan aciz olanlar da, bu talimatları kendi fikirleriymiş gibi kamuoyuna satacak. Yerseniz.

Yazarın Diğer Yazıları