İş birlikçi yüzde 51

Sevgili okurum, bugünlerde, Ankara bir şey söylüyor, Washington tersini. Herkes sazan yüzde 51değil, görüşme sonrası uyduruk açıklamanın ömrü, birkaç saatle sınırlı. Bizimkilerin açıklaması ardından, internetten Beyaz Saray Basın kısmına girdim. (Türkiye'de olsam bu girişi yasaklarlardı) Gazetecilere görüşmelerin ana hatları konusunda bilgi veren, "press release" (basın açıklaması) bölümünde "Readout of the Presidents Call with President Recep Tayyip Erdogan of Turkey https://www.whitehouse.gov/the-press-office/2016/02/19/readout-presidents-call-president-recep-tayyip-erdogan-turkey" ­(Başkanın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesinin dökümü) başlıklı yazıyı okudum.

Tabii şaşırmadım. Ankara'nın açıklamasıyla, Washington'unki, her zamanki gibi, farklı. Yandaş basın farkı, bildiriyi Washington değiştirdi şeklinde açıkladı. A be cahiller. Bildiri, iki liderin, yüz yüze, bir araya gelip, görüşmeler sonrası yayınlanan metindir. Böyle bir telefon konuşması ardından bildiri değil, ele alınan konuların başlıkları yayınlanır. Bunu bu şekilde verenlerden biri de, sözde haber kanalı. Hoş devletlerarası görüşmelerde, resmi ziyaret, iş ziyareti, yemek ziyareti terimleri arasındaki farkı, son 30 yıl içinde öğrenemediler.

***

İki metin yani Washington ile Ankara arasındaki fark;

- Ankara, ABD'nin YPG ve PKK ile herkesi kınadığını ileri sürüyor.

- Washington, Ankara'nın kınadı dediği YPG'yi kınamamış,

- Washington, YPG'nin yayılmacı politika izlememesi gerektiğini söylemiş.

- Ankara, IŞİD ile mücadele yerine, PKK, YPG ve Suriye kuvvetlerine karşı bir tablo çizmiş.

- Washington, IŞİD'le mücadeleye ağırlık vermiş, çatışmaların daha fazla şiddetlenmemesini, Münih Anlaşması'na uyulmasını istemiş.

- Ayrıca Washington, Ankara'nın YPG'ye top atışlarını durdurmasını istemiş.

- Ankara açıklamalarda hiç bu konuya değinmedi.

Bu açıklamada, bizimkilerin kankası El Nusra konusu yok. Ilımlı muhalif mi, yoksa...

***

Beyaz Saray, bir saat 20 dakika süren görüşmenin, (Toplam 80 dakika demek. Bunun yarısı, bizimkilerin ileri derece İngilizcesi nedeniyle tercümeye gitmiş, yani 40 dakika) kalan 40 dakikanın 15 dakikası üzüntü ve taziye, 15 dakika Suriye politikası geri kalan 10 dakika bizimkilerin bizi desteklemiyorsunuz yakınmaları.

Bu görüşme ardından, ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Sarayın Hariciye nazırı ile görüşüp, yanlış anlamaları düzeltmiş. Ankara bu görüşmeyi bile çarpıtmış. Ancak Washington, durmayıp yeniden sözcü aracılığıyla, Ankara'nın yaptığı yanlış açıklamayı ısrarla düzeltmeye çalıştı. Aynı düzeltme, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Pentagon (Savunma Bakanlığı) sözcüleri tarafından yapılan açıklamalarla kuvvetlendirildi. Şu Amerikalılar çok yalancı.

Bu görüşmede dikkat çeken önemli nokta, artık Türkiye ile ABD'nin, yolların ayrılmasının ortaya çıkması. Ortalığı karıştırıp, NATO'ya gel beni kurtar demesinden rahatsız. Dolaylı olarak Brüksel, NATO'nun böyle bir durumda yardıma koşmayacağını ima etti.

Ordunun bu adamlar tarafından yok edilmesine ses çıkarmayan yüzde 51, Suriye'de nüfusun yarısı, ülkesi için mücadele yerine Avrupa'ya göç ederken, oğullarını, Suriye'yi kurtarma uğruna harca. Teröristlerle oturup pazarlık yapanı iktidar yap. 

Ülke parçalanırken, kıl kıpırdatmadan seyredip, suça yardım ve yataklık edildi. Suç ortaklığı en az suçu doğrudan işleyen kadar ağır. Seneye, kara sularımız kırpılırken gık demediğiniz Ege kıyılarımız Yunanlara. Hatay parçalamaya çalıştığımız Suriye'ye. Güneydoğu Anadolu ve Atatürk Barajı çevresi Barzani'ye. Erzurum, Artvin ve Kars Ermenilere. İstanbul'u Hong Kong gibi uluslararası bir konsorsiyuma devredip, gâvurları suçlayacağız.

Evet, yüzde 51, Ankara bombacısı konusunda, isim, resim ve örgüt açıklaması bile tutarsız. Yani özetle dünya ölümümüzle bile eğleniyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları