Orta Doğu'da, özellikle Türkiye'de bunca gelişmelerin yanı sıra ve bir terör korkusu yaratılıyorken yarın başlayacak olan 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'ne katılım beklenirken bazı ülkelerin yüksek düzeydeki şahsiyetlerin İstanbul'a  gelmekten sakındıklarını bildirmeleri, insanı uzun uzun düşündürüyor.

Terör algısının yarattığı küresel tansiyonun böylesine yükselmesinin Almanya, ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa gibi devletlerin "alarm" verip, vatandaşlarını Türkiye konusunda uyarmalarından kaynaklandığı öne sürülüyor.

Özellikle devletlerin uyarılarından sonra, en az 10 ülkenin yüksek düzeydeki şahsiyetinin, 19. Avrasya Zirvesi'ne katılımını iptal etmesi her şeyi açık gösteriyor.

Gerçekten de aralarında İsrail Meclis Başkanı Dalia Itzik (eski), Estonya Cumhurbaşkanı Arnold Klaus (eski), Çek Cumhurbaşkanı Vaclac Klaus (eski), Macaristan Başbakanı Erhard Busek (eski), Arnavutluk Prensi Prens Leka Zogu (eski), Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis (eski) ve Almanya'dan Horst Mahr'ın da bulunduğu isimlerin İstanbul'a gelemeyeceklerini bildirmeleri özellikle Batı'nın "korkak" ve "değişken" çehresini sergiliyor.

Oysa, Makedonya, Bosna Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanları seviyesinde katılacaklarını belirtmiş bulunuyor.

 Bosna Hersek, ayrıca başbakan ve meclis eş başkanı seviyesinde bir katılım gerçekleştiriyor.

Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bu yıl Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'ne katılacağını bildirmiş bulunması, bunun da Türk dünyası açısından bir fırsat olarak değerlendiriliyor.

Bu arada  gene bu yıl eski cumhurbaşkanları, eski başbakanlar aramızda bulunacaklardır. Ürdün'ün Eski Başbakanı Tahir El Masri, Slovenya Eski Başbakanı Alenka Bratusek, Macaristan Eski Başbakanı Peter Medgyesy de 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'ni şereflendireceklerini bildirmişlerdir. Eski Cumhurbaşkanlarına gelince; Arnavutluk Eski Cumhurbaşkanın Bamir Topi, Hırvatistan Eski Cumhurbaşkanları Stjepan Mesic ile Ivo Josipovic, Letonya Eski Cumhurbaşkanı Valdis Zatlers, Moğolistan Eski Cumhurbaşkanı Natsagiin Bagabandi, Moldova Eski Cumhurbaşkanı Petru Lucinschi, Romanya Eski Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu ve Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'ne katılımlarını belirtmeleri dikkatleri şimdiden çekiyor.

"Azerbaycan zirvenin ev sahibidir"

25'ten fazla bir delegeyle zirveye katılması beklenen Azerbaycan'ın dostluğu ve desteği kendiliğinden belirleniyor.

Nitekim, Marmara Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver'in beyanı bunu açıklıyor:

"Azerbaycan, Birinci Zirve'den bugüne kadar tertiplenen her Zirve'de yer almış bir devlettir.

Merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Birinci Zirve'ye mesajıyla katılmıştı.

Ebediyet intikaline kadar bunu sürdürdü.

Daha sonra Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bunu gelenek haline getirdi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Prof. Dr. Ali Hasanov, 18 yıldır Avrasya Ekonomi Zirvelerinde yer almış, hem merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in hem de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in  mesajlarını davetlilere okumuş ve bilfiil Zirvelerin oluşumunda yer almış bir şahsiyettir.

Gene Azerbaycan'dan Valeh Aleskerov'la, Natıq Aliyev, toplantılarımızın müdavimleri arasında bulunmaktadır.

Daha geniş bir deyimle Avrasya Ekonomi Zirveleri, merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in 'bir millet iki devlet' felsefesinin yaşayan ortak bir işbirliği eseridir."

Dost ve kardeş Azerbaycan'ın Ermenistan ile giriştiği yeni çatışmada, dünyanın gözü yine bölgeye çevrilirken, Türkiye'nin aleni desteği de gerekiyor...

Suriyeli çocuklar dramlarını sergiliyor

İnsanlık âleminin büyük bir göç trajedisiyle karşı karşıya bulunduğu bir ortamda, istemsiz göç, mültecilik dramını da gene 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde ele alınacak olması, toplantılara bambaşka bir derinlik kazandırıyor.

Öte yandan, Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı desteğiyle yürütülen "Suriyeli Çocukların Portreleri Sergisi"nin de büyük bir ilgi uyandıracağı bekleniyor.

Ekonomiden enerjiye, terörden toplumsal cinsiyet eşitliğine bu arada yaşanan "trajik göç"e kadar sorunları ele alacak Zirve'den on gün kadar sonra İslam Zirvesi'nin de İstanbul'da toplanıyor olması, Türkiye'nin vereceği sınavı ve önüne çıkan fırsatı ikiye çıkarıyor.