Hitler'in müttefiki Filistin Müftüsü el-Hüseyin ile yıllar önce görüşmü

Çok uzun yıllar sonra, Kudüs Müftüsü el-Hüseyin nedense, şok bilgi veya iddialarla sık sık gündeme getiriliyor.

Tabi ki, her şeyden önce, el-Hüseyin'in diktatör Hitler ile yakın temasları hem hayret uyandırıyor hem de ilgi çekmeye devam ediyor.

Orta Doğu'nun gündemden hiç düşmediği bir ortamda, el-Hüseyin serüveni de kendini gösteriyor.

Konu ile yakından ilgilenen dikkatli bir meslektaşın istekleri üzerine; el-Hüseyin ile yıllar önce görüştüğümüzün açıklamasını ve belge niteliğini taşıyan birlikte fotoğrafımızı yayınlamamız bir gazetecilik zevki oluyor.

Hem Filistin hem Kudüs Müftüsü diye bilinen ve tanınan el-Emin'in Hitler'in hatta Mussolini'nin bir dostu bir müttefiki olduğuna ve siyasi-askeri ilişkilerine, eylemlerine dair bilgiler televizyon programlarından eksik olmuyor.

Hatta yeni ortaya atılan iddialar insanı hayret içerisinde bırakıyor;

1897'de doğan Filistinli lider 1921 - 1948 yılları arasında Filistin baş müftüsü ve Filistin Ulusal Hareketi'nin kurucusuydu.

Kısa sürede II. Abdülhamit hayranı olan ve Çanakkale Savaşı'nda Osmanlı Ordusu'nda topçu subayı olarak görev yapan el-Hüseyni, bir süre İzmir'de yaşıyor.

El-Hüseyin1916'da Kudüs'e döndükten ve Osmanlı idaresinden sonra Filistin topraklarından Yahudileri çıkarma çalışmalarına girişiyor.

Emin el Hüseyni'nin en ilginç politikası 1933'den itibaren Naziler le yakınlaşması olurken 1936'da Filistin'de çıkan büyük Arap isyanının lideri olarak, Yahudilere toprak satışını, Filistin'e Yahudi göçünü önlemeye çalışıyor.

1941'de Berlin'e giderek bizzat Adolf Hitler ile görüşen el-Hüseyin Yahudileri Filistin'den atmak için destek talep ediyor.

Müslüman Boşnak ve Hırvat askerlerinden 13. SS Waffen Dağ Tümeni "Handschar" adlı bir tümen oluşturulduğu öne sürülen Kudüs Müftüsü

II. Dünya Savaşında 'Nazi Almanyasının 1945'te yenilmesinden sonra İsviçre'ye daha sonra da Fransa'dan Kahire'ye  kaçıyordu.

Emin el Hüseyni 1974 yılında Beyrut'ta ölüyordu.

Kudüs'e gömülme vasiyetine rağmen, İsrail  tarafından talep reddediliyordu.

Böylesine ilgi çekici ayrıntılar ve bilgiler medyayı haklı olarak işgal ediyor.

Her şeyden önce Kudüs Müftüsü Hacı el-Hüseyin il tanışmamızın 1965 veya bir yıl sonra Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde, o zamanın en görkemli oteli Kandıra'nın lobilerinde gerçekleştiğini hatırlatmam icap ediyor.

Yıllar boyu her hac farizası sırasında karşılaştığımız ve görüştüğümüz, çeşitli tarihi bilgi ve öyküleri Türkçe olarak dinlediğimiz el-Hüseyin, aslında değerli ağabeyim Lütfü Akdoğan'ın samimi dostu olduğunu da belirtmek icap ediyor.

 el-Hüseyin gerek Beyrut'ta gerek Suudi Arabistan'da Akdoğan'la görüştüğü ve analizlerde bulunduğu biliniyor.

Ayrıca Lütfü Akdoğan'ın "Krallar ve Başkanlarla 50 Yıl" eserinde görüşmelerle ilgili satırlar dolusu bilgi ve yorumlar yer alıyor.

Her ne kadar önce Tercüman Gazetesi'nde bir bölümü yer alan ve sonrada 2002 de yayınlanan "Filistin Dramı ve Yaser Arafat" adlı kitabında el-Hüseyin zaten konu ediliyor;

"…Arafat'ın hocası Müftü Emin el-Hüseyin daha ileri giderek Hitler'le buluştu…/ Ayrıca Mussolini'yle de görüşmeler yaptı. Her iki diktatörden de ve Alman ordusundan Orta Doğu'ya gelindiğinde Yahudilerin kovulması konusunda yardım sözü alan Hüseyin için bildiriler yayınladılar…/1947 yılında Hacı Emin el-Hüseyin, Arafat'a silah bulma görevi verdi .Görev hem ilginç hem de korkunçtu. Filistin davası için Mısır çölü'nde; sağa sola dağılmış Alman silahlarını toplamak"

 

Görülüyor ki el-Emin'in öyküsü Orta Doğu'yu andırıyor.

Ne var ki, Kudüs Müftüsü'nün her seferin de  ikram ettiğimiz Hacı Bekir'in fıstıklı lokumunu sindire sindire yemeğe çalışırken gözlerinden yaşlar aktığı da hafızalardan silinmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları