Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Görünmez Holding dikiş tutmuyor...

"Bir holding yapılanması" gibi diye yazdım...

Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk olaylarının yaşandığı AKP iktidarı döneminde yolsuzluk ekonomisinin ülkeyi bir örümcek ağı gibi sardığını belgelerle açıkladım...

İmar rantından, alt yapı projelerine, enerjiden, özelleştirme ve TOKİ ihalelerine kadar AKP'ye yakın şirketlerin bir arada olduğunu, kimi zaman birlikte kimi zaman "rakip" gibi görünerek ihaleleri paylaştığını hem yazdım hem anlattım...

Bir dönem ( 2004-2008) kurucularından olduğum Kanaltürk Televizyonu'nda izlenme rekorları kıran "yolsuzluk ve yoksulluk" programımı susturabilmek için ellerinden geleni yaptılar. AKP iktidarına kimsenin ses çıkaramadığı yıllardı... Her hafta bir yolsuzluk dosyası açıklıyordum. Dönemin RTÜK üyeleri "şahsıma ekran yasağı" getirmeyi gündeme alan toplantılar dahi yaptılar!

Sayısız dava ve tehdit... sonunda FETÖ'nün maliyecileri kanalımıza çöktüler. Dönemin CHP İl Başkanı Berhan Şimşek bana; "Her hafta senin ne açıklayacağını korku içinde beklemekten yoruldular, senden kurtulmak için kanalı satın aldılar" demişti.

Türkiye görünmez bir holdingin kuşatması altındaydı. AKP "rant üretmeyi" en iyi bilen siyasi oluşumdu, dünyadaki para bolluğunun da etkisi ile büyük yatırımlara giriliyor, para bulunamazsa borç alınıyor, Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanması ve özelleştirmesi yapılıyordu... Toplanan milyarlarca dolar üretim dışı yatırımlara ve bu yatırımlar üzerinden Türkiye'nin yeni zengini yandaş müteahhitlere aktarılıyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu da o yıllarda programıma sıkça konuk oluyor, yolsuzluklara karşı duyarlılığı ve izleyicilere anında geçen "temiz, dürüst siyasetçi" enerjisi ile kirli siyaset arenasında bir yıldız gibi parlıyordu.      

CHP'li Hüseyin Sağ'ı da aynı yıllarda tanıdım. Gözünü budaktan esirgemeyen, yolsuzlukların izini süren Sağ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yolsuzluk düzenine karşı neredeyse tek başına mücadele eden CHP'nin neferlerinden neferlerinden biriydi.

***

Dün Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan haber Hüseyin Sağ'ı yeniden hatırlamama neden oldu... Habere göre Hattat Holding'in Maslak'ta yarım kalan "Diamond of İstanbul" projesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile holdingin Yönetim kurulu Başkanı Mehmet Hattat arasında bir protokol imzalanmıştı. Hüseyin Sağ'ın haftalar önce deşifre ettiği protokole göre; Hattat Holding, İBB'ye 18 arsa bağışlamış; buna karşılık daha önce mühürlenen milyar dolarlık projesi için onay almıştı. Hattat'ın bağışladığı 3 arsanın konumu ise dikkat çekiyordu. "Bağışlanan" bu arsalar İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın Kumburgaz'daki villasının hemen arkasında yer alıyordu.

Hüseyin Sağ önce bu skandalı ortaya çıkardı, İBB Meclisi'nde konuyu gündeme getirdi. Hattat ve İBB'nin planı ortaya çıkınca belediye geri adım atarak milyardolarlık projeyi onaylamayı askıya aldı. Bunun üzerine ikinci bir skandal yaşandı. İşadamı Mehmet Hattat, kendisine verilen sözlerin tutulmadığını yazan ve bir anlamda İBB'yi tehdit eden bir mektup kaleme aldı. O mektup da Hüseyin Sağ'ın radarından kaçamadı. İşadamı Hattat mektupta açıkça yapılan pazarlığı gözler önüne seriyordu:

" Milyonlarca dolar bedel ile şahsıma zorla aldırdığınız Sayın Başkanımızın Kumburgaz'daki evinin yanındaki bu imarlı arsaları protokole aykırı olarak neden dini tesis alanına çevirdiniz? Yarın sormayacaklar mı; 7 sene bu inşaata (Diamond of İstanbul) yapılaşma vermeyip mühürlü tuttun da Sayın Başkan'ın evinin yanındaki arsaları ve diğer gayrimenkulleri aldıktan sonra mı avan proje tasdik ettin?"

İşadamı Hattat mektubunda Kadir Topbaş dahil olmak üzere İBB yetkililerini hem tazminat davalarıyla hem de basına konu olmakla tehdit ediyordu...

***

Hüseyin Sağ'ı aradım; yine belge peşindeydi... " Dünyanın neresinde olursa olsun bu skandal belediye başkanının istifası ile sonuçlanır. Açık bir pazarlık yapılmış, işadamı itiraf etmiş, Kadir Topbaş istifa etmezse genel merkez gereğini yapmalı. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Yolsuzluklar belediyenin her yanından taşıyor..." dedi.

İBB Meclis üyesi Hüseyin Sağ'a "eline sağlık" dedim... FETÖ, PKK, Avrupa Birliği ile kavga ve sayısız gündemin içinde yolsuzlukla mücadele motivasyonunu sürdürüyor. Kimi önemli, kimi suni; yaratılmış gündem bombardımanı içinde görevini yapıyor.

Peki, bunca tecrübeyle söyleyeyim ne olacağını; İBB Hattat'ın planını iptal etmek yerine buzdolabına kaldıracak. Kamuoyunda skandalın unutulması beklenecek... Sorumluların istifası gündeme dahi gelmeyecek!

Yolsuzluk haberlerine medyanın kör vatandaşın da bir anlamda sağır kaldığı bir gerçek... "Sağırlık" ekonomi iyi gittiği sürece kalıcıdır. Hüseyin Sağ gibi yolsuzluk takipçisi siyasetçilerin sayısı CHP'de artmalı, Genel Merkez gündem yoğunluğu içinde "yolsuzluk olgusunu" unutturmamalıdır.

Çünkü Görünmez Holding, hiç bir iç ya da dış olaya "takılmadan" büyüyüp palazlanmaya devam ediyor...

Yazarın Diğer Yazıları