Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Alçak suikastın anlattığı...

Teröristin silahından çıkan kurşunların hedefinde Türk-Rus ilişkileri de vardı deniliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus lider Putin aynı açıklamayı yaptılar;

"Saldırı, Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmaya yönelik bir provokasyondur".

Saldırıyı yapanlar bunu amaçlamış olabilir... ama sadece bu çıkarımı yapmak eksik gibi görünüyor.

Çünkü Rus Büyükelçiye kıyanlar, bu kadar kaba ve bir anlamda bodoslama yapılan saldırının iki ülkeyi uçak krizi günlerine geri götüreceğini hesap etmiş olsalar da ortada daha açık ve net verilmiş bir mesaj var.

Eğer hem uçak krizinin hem de Büyükelçinin öldürülmesinin arkasında aynı "akıl" var ise, şu söylenebilir:

Uçak krizi son derece sinsice, filmlere konu olabilecek bir "ustalıkla" gerçekleştirildi. Sonuçları açısından da bu eylemi yapanları memnun etti. Türkiye-Rusya savaşın eşiğine geldi. Ta ki, perde arkası çözülünceye kadar...

Rus Büyükelçi'ye suikast ise; katilin diplomatı sırtından vurmasından tutun, kendisini aşırı dinci, El Nusra'cı gibi gösterme çabasına kadar alçak ama kaba bir provokasyondu. Sonuçları açısından Türk-Rus ilişkilerini olumsuz etkilemek bir yana tersine terörle mücadele başta olmak üzere iki ülkeyi daha da yakınlaştırdı.

Bu nedenle ben yapılan saldırıda asıl mesajın atlandığını düşünüyorum;

Büyükelçiyi vuranlar doğrudan bir mesaj veriyorlardı, eğip bükmeden, ince hesaplar yapmadan iki ülkeye verilen mesajdı:

Rusya'ya;

* Türkiye ile yakınlaşmaktan vazgeç, seni dost bellediğin Türkiye'de vururum.

* Suriye başta olmak üzere bölgede dilediğin gibi at koşturmana izin vermeyeceğim.

Türkiye'ye;

* Rusya ile bir olup Suriye ve bölge ülkelerde ayağıma basıyorsun. Bu nedenle hedeftesin, güvende değilsin ve istikrarı mumla arayacaksın...

Rus diplomatın haince öldürülmesi bu kadar açık, kaba ve üst perdeden yapılan bir meydan okuma gibi görünüyor.

***

Peki arkasında kim var?

Rus lider Putin daha ilk anlarda "emri kimin verdiğini bilmeliyiz" dedi.

Yukardaki meydan okuma kime uyuyorsa, tetiği çeken güç de odur.

Türkiye ve Rusya'nın yakınlaşmasına yönelik bir açık mesaj.

Büyük bir tehdit.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "saldırı Türk milletine yapılmıştır" dedi.

Evet, çünkü Rus Büyükelçiye bu kurşunu sıkanlar, aynı gerekçe ile Allah korusun Türk yetkililere de saldırabilirler. Büyükelçiyi vuran güç ile kentlerimizde bombaları patlatan merkez aynı...

Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan

Yardımcısı Frants Klintseviç, "O tetiği çekenlerin Radikal İslamistler olduğundan hiçbir şüphem yok. Ve IŞİD mi yoksa El Nusra mı olduğunun hiçbir önemi yok. Amaçlarının ülkemizden Suriye için intikam almak olduğu ortada. Aynı zamanda Rusya ve Türkiye'yi karşı karşıya getirme çabasıdır." dedi.

Türkiye de en az Rusya kadar şokta... Son yıllarda sürekli bombalı saldırıların hedefinde olsak da Ankara'da, Büyükelçilerin korumasız, güvenle dolaşabildiği bir huzur ortamı vardı.

Artık diplomatlar diken üzerinde.

Üstelik tetiği çeken bir polis memuru! Görülmüş şey değil!

Benzer tetikçiler güvenlik personelinin içine sızmış olabilir mi?

Ciddi bir tehdit olarak duruyor.

Bu nedenle FETÖ şüphesi ön planda... Gerçekler soruşturma sonucunda anlaşılacaktır.

***

Ama büyük resme baktığımızda;

Hem Türkiye'nin hem de Rusya'nın bölge ülkeleri ile birlikte hareket ederek Suriye'de akan kanı durdurma çabası ön plana çıkıyor. Rusya ve İran, Esad rejimini destekleyerek Suriye'de istikrar sağlanacağı görüşünde. Türkiye ise muhalif bazı kesimleri destekliyor ve Esad'sız bir çözüm iddiasında.

Bölgenin mecburiyetleri Türkiye'nin İran ve Rusya tezine yaklaşması gerektiğini gösteriyor. Bunun karşılığında Türkiye'nin, PYD-PKK gibi bölücü unsurlara karşı Rusya, İran ve Suriye'yi yanına alıp, istihbarat birliği dahil topyekûn bir mücadele şansı var.

Türkiye Avrasya güçleri ve bölge ülkeleri ile oturduğu masadan iş birliği yaparak, kendi güvenliğini de sağlayarak kalkabilir.

Rus Büyükelçiye yapılan hain saldırının nedenlerinden biri de budur.

Bölge ülkelerinin giderek yakınlaşması ve "dışarıdan" müdahaleye karşı daha organize tavır koymasının yarattığı rahatsızlık!

Tecrübeli Rus Büyükelçi Andrey Karlov sağduyulu, hümanist, barışı arayan bir diplomattı.

Bir oğlu vardı...

Başta ailesi olmak üzere Rusya için büyük kayıp, Türkiye'de ise emanetimiz olan elçiyi koruyamamış olmanın üzüntüsü var. Güvenlik boyutu sorgulanmalı ve tetikçinin arkasındaki güç bulunmalıdır.

***

Suikastın bana anlattığı büyük senaryo şudur;

Bölge ülkeleri kendi göbek bağlarını kesmek istiyor.

Barış, huzur ve istikrar için iş birliği giderek yaklaşıyor ancak;

Emperyalizm makası elinden bırakmıyor...

Yazarın Diğer Yazıları