Felâketin büyükleri!

Sanırım spor sayfalarına manşet atmanın en kolay olduğu bir haftayı yaşadık!

İstanbul 3'lüsüne Trabzonspor'un eklenmesiyle kendilerini "4 Büyükler Kategorisi"nin vazgeçilmezleri sananların ben diyeyim "hüsran", siz söyleyin "rezalet" yaşadıkları haftanın bendeki manşeti; "Büyüklerin küçüklüğü"dür.

Haa buna, her ne kadar "büyükler kategorisinde" olmasa bile, kadro itibari ile aynı statüde olan Başakşehir'i de felaket haftasının mağdurları arasına koymamazlık etmeyelim.

Ama Fenerbahçe hariç.

Çünkü Fenerbahçe'nin rakibi ne Ankaragücü, ne Malatyaspor, ne de Denizlispor gibi, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'un yenebilecekleri bir takım değildi. Oynadıkları futbol ile ligin tepesine çıkmış Yiğidolar, yani Sivasspor idi. Böyle bir Sivasspor'un, mağlup ettiği Fenerbahçe ile aynı kategoriye konan diğerlerini yenmesi kadar normal bir sonuç olamaz. Çünkü, Yiğidolar böyle bir galibiyetin futbolunu, istikrarlı bir şekilde oynamayı sürdürüyorlar. Ligin sonuna kadar sürerek, 6'ıncı bir şampiyonun çıkması da muhtemeldir.

***

Her neyse!

Biz felaket haftasında, rakibinden ithal ettiği Horoz (Rodallega) ile Trabzonspor'u 2-1 mağlup eden Denizlispor'dan dem vuralım!

Ama hangi açıdan, hangi havadan, dahası hangi yanlıştan bakarak dem vuracağız.

Daha ilerisi, Mehmet Özdilek'in tam doğruları ile galip gelen Denizlispor'dan mı, yoksa Ünal Karaman'ın yanlış tercihleri ile hüsrana uğrayan Trabzonspor'dan mı?

"Trabzon'da yaşamak istemiyorum" diye horozlanarak Ege sahillerini tercih eden Rodallega'nın ipini çektiği Trabzonspor'da tek bir tane iyi oynayan nasıl olmadı? Anlamak mümkün değil.

Ama, kaptan Sosa tek müspet hareket yapmadığı halde sahada tutulurken, Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'nin takım kaptanı Emre'yi son yarım saat de dışarı aldığını ister istemez hatırladık.

Sol ayaklı, attığı gollerin de etkisi ile topu ortalamayı bir kenara koyan Yusuf'un sağ taraftan sürekli içeri girip kaleye şut atma isteğini artık her rakip biliyor, ona göre adım attırmıyorlar.

O zaman da Ünal Karaman'ın, diğer sol ayak Nwakaeme ile Yusuf'un yerini neden zaman zaman değiştirmediği akla geliyor. Nasıl gelmesin ki? Bir gün önce Rizespor'u deplasmanda 3-0 mağlup eden Kasımpaşa'da, Qaresma ile Mustafa Pektemek'in sık sık kanat değiştirerek rakiplerinin başını nasıl döndürdüğünü seyretmedik mi?

***

Sonra nedir iki de bir Sturridge'yi kenara almak. Sanki sahada ondan çok daha iyi oynayanlar var da, tek golü hazırlayan olmasına rağmen İngiliz'i dışarı almak neyin nesi? Adamın performansını yükseltecek yerde, yerle bir etmek için çaba gösteriliyor sanki!

Aslında kötü futbol ve sonucu ile ilgili olarak teknik adamından kalecisine, Novak ve Pereria ile kırık kanatlılarına, Rodallega'yı seyretmekle meşgul Hüseyin'ine, ileride sersem tavuk gibi dolaşan Sörloth'una kadar Trabzonspor için her hattı, her kademesi "berbattılar" demek yeter de artar bile!

Bu kadar berbat bir yönetim ve futbol ile de Denizlispor'dan 3 puan alıp, 29 puanla, 33 puanlı Yiğidoların hemen altında olunması da haksızlık olurdu! İşte o haksızlık da olmadı. Tek sevindirci tarafı da bu olsa gerek!

 

Yazarın Diğer Yazıları