Yukarıya astığım başlığa "Trabzonspor'un işi zor" diye yazarsam, okuyucu da haklı olarak, "Hangisi?" diye sorar!
Cevabım da; "Hangisi zor değil ki?" karşı sorusu olur.
*
Bugün oynanacak ve Bursaspor gibi Süper Lig Şampiyonluğu yaşamış bir büyükşehir ekibi ile Rizespor gibi "komşu komşunun külüne muhtaçtır" dedirtecek kadar birbirine yakın kentlerin takımlarından birisinin gelecek sezon TFF 1. Lig'de oynayacak olmasına nerede ise direk olarak etki edecek bir 90 dakikanın zorluğu en başa yazılacak türden.
Bordo-mavili futbolcular bu zorluğu nasıl aşacaklar? Kağıt üzerinde rakibine göre açık ara güçlü göründüğünü unutmadan Bursaspor maçına bunu yansıtacak. Sonuç "Trabzonspor'u ilgilendirmez" diyecek olsam da, kümede kalanın dostluğunun, düşenin de düşmanlığının artacak olması başlı başına ilgi demek değil midir?
*
Bir başka zorluğu Trabzonspor, 2010-2011 sezonunun kupasını hukukun verdiği karara rağmen alamazken, müzesindeki varlık sebebi kupalara "haciz" denilen en aşağılık işlemle muhataplıkla yaşamıştır. Birincisi, menajerlere kulübü bu kadar borçlandıranlar (ki bu borç haciz işlemine konu olanın neredeyse 10 katıdır) bu aşağılık uygulamanın baş sorumlularıdır. İkincisi, böyle bir uygulama için hukuku Trabzonspor kupalarının üzerinden devreye sokmaya cesaret edenlerin terbiyesizliğidir. Üçüncüsü ise, tüm bunlar olurken mevcut yönetimin uyumasıdır. Neyse ki kupalar müzeden gitmeden bu uyanma gerçekleşti de daha beter bu hal yaşanmadı.
Ama bu iğrenç teşebbüsten çıkarılması gereken bir ders var. O da Trabzonspor'un çok uzun zamandır, hiç de iyi yönetilmediğidir. Geleceğin iyi hesap edilmemesidir.
*
Çok var ama son bir tane ile tamamlayalım. Şu sıralar Trabzonspor medyayı, yine akıl almaz transfer söylentileri ve haberleri ile meşgul ediyor. Sanki bu yüzden son 15 sezondur yaşanan zorluklar, garabetler, felaketler unutulmuş gibi. Adeta, şikayet ettiği işi tekrarlayan adam konumunda Trabzonspor. Her yıl gelen 15 giden 10 hesabıyla adeta kabzımal, komisyoncu dükkanına dönen ve bu yüzden 100 milyonlarca lira kayba uğrayan Trabzonspor, yine aynı yanlışa sürükleniyor. Bir türlü bu zor mantığı aşamıyor, aklını başına toplayamıyor. Kimler mi? Sadece yöneticiler sanmayın. Hemen hemen her gün sokakta bizi bile yakalayanlar, "Onu aldık mı? Bunu aldık mı?" diye soruyor. Yani tepeden tırnağa aynı yanlışın içinde bu camia.
Sonuç; "Hatadan dönmek bile bir doğruluk" diyerek, geçmişinden ders alan bir Trabzonspor camiası ile bu iş ayağa kalkmaya başlar. Yoksa, aynı tas aynı hamam hesabıyla sürer gider. Gideceği yer de "Görünen köy kılavuz istemez" misalidir.
