Medeniyetler zinciri Eskişehir

Bu hafta dünyanın en medeni kentlerinden Eskişehir'deyim.

Kadın cinayetleri ve hırsızlığın en az yaşandığı şehirde eğitim düzeyinin %80'in üzerinde. Okumuş ve meslek sahibi bol, trafiği olmayan, yeşil, güvenli, huzurlu yaşamın içinde ülkemize büyük eğitim katkısı sağlayarak, bozulmayan kültürel havasıyla turizme katkısı, öğrencilerimizi gönülden kucaklayan, eğitim kenti Eskişehir'in nabzını tutuyor ve gözlemliyorum... 

Ağırlıklı olarak Kırım Türkleri'nden oluşan nüfusu ve yaşam kalitesiyle örnek küçük Anadolu şehrinde ilk dikkatimi çeken; mimari yapısıyla beş ve on katlı evlerin göz yormayan görsel ve mimari yapısı. Yine, hızlı trenin gelmesiyle birlikte ziyareti daha da yoğunlaşan şehire İstanbul'dan iki buçuk saat, komşu iller Afyon, Kütahya'dan bir saat, Sakarya, Ankara'dan ise, iki saatte ulaşabilirsiniz.

Sağım solum Türkiye ve dünyanın her yerinden karma öğrenci topluluğuyla çevriliyor. Kafeler, eğlence mekanları, alışveriş merkezlerinde hem okul dışında çalışıp hem de keyif yapan öğrencileri görmek fazlasıyla mümkün...

Havanın güzelliğinden faydalanan yerli ve yabancı turistlerin müze, park ve yeşil açık alanlara giderek havanın tadını çıkarmak için tramvay duraklarında, bizim İstanbul'un Akbil'i yerine geçen 'Eskart'larıyla hazır beklediklerini gözlemlerken, dikkatimi çeken; tramvay kapısına yakın sarı çizgilerin bulunduğu noktada ikinci turnikeler oluyor. Bu bir güvenlik önlemi olarak yapılmış. İyi düşünülmüş...

tnc.jpg

Giyim tarzlarına gelince, modanın öncüleri burada dedirtecek kadar hoş ve zarif olarak birbirleriyle yarışıyorlar. Genç, yaşlı karmasından oluşan nüfusun birbirlerine davranışı, hitap ve üslupları ise, tam puan alıyor. Sıra beklerken hoşgörülü davranarak, ne itiş, ne kakış, ne de saygısızlık yapılmaması işte medeniyet, işte özgürlük dedirtecek olgunlukta.

Ulaşım çok rahat ve kolay...

Keşif için önce Anadolu Üniversitesi tramvay durağından Osmangazi Üniversite arasındaki otogar tramvay durağına kadar inmeden, gidip geliyorum. Tramvay yolculuğu ile aynı güzergahta yer alan, Porsuk Çayı, Yapay Deniz, Odun Pazarı, Kent Park ve çarşıya gidişi öğreniyorum. 

Yolculuk sırasında konuşma ve etrafa meraklı bakışlarından ilk kez Eskişehir'e misafir olan aile Bursa'yı da merak edip geçmek istiyor sanırım ki... Borsa Durağını Bursa diye okumaları, "Bu kadar yakın mıymış?, sonra orayı da gezeriz" demeleri tramvaydakileri gülümsetiyor... Sonra farkına varıp, "Bursa değil, Borsa durağıymış..." demeleri ve kendi hallerine gülmeleri ise onlara ve bizlere anı kalıyor.

Kısa keşif sonrasında ilk gezi tercihimi merkeze çok yakın olan (Tülomsaş) Eskişehir Demiryolu Fabrikası'ndan yana kullanıyorum. Müzenin içinde Eskişehir'in sembollerinden olan ''ilk otomobil'' Devrim'in bir örneğini ve Türkiye'nin ilk buharlı lokomotifi olma özelliğini taşıyan ''Karakurt'' adıyla lokomotif araçları görüp inceleyebilirsiniz. 

Sonrasında vakti olmayanların kısa turlarının devamına gelelim... Mutlaka; zamanında köylülerin büyük emeklerle hazırladığı dağlardan şehre satmak için toplayıp getirdikleri odunları bölgelerinde bulunan meydanda satmalarından adını alan ''Odun Pazarı"nı ve etrafındaki birbirinden değerli müzeleri gezmeleri oradaki tarihi havayı solumaları keyfilerini taçlandıracak. Odun Pazarı'nın girişinde bulunan küçük aile şirketinde el emeği, göz nuru dediğimiz köy hanımlarının elinden ''Köfte's Balaban''da çok lezzetli çiğ börekten, hem de yöreye ait meşhur Balaban köftesinin tadına güler yüzlü Şerife ve annesinin elinden zarif sunumlarıyla deneyebilirsiniz. Biz çok beğendik. Hatta  aç gözlülük bile yaptık kilo alacağımızı sorun etmeden yanımıza paket de yaptırdık.

Sonrasında, dokusu itibariyle, Amsterdam kanallarını anımsatan görüntüsüyle Sakarya'nın en uzun kolu olan Porsuk Çayı ve etrafındaki birbirinden farklı konseptteki güzel mekan ve kafelerde çayınızı, kahvenizi yudumlayarak yörenin meşhur ''met helvasını'' da yiyerek güzel günün finalini yapabilirsiniz.

Uzun uzun vakti olanlara ise; Eskişehir'in olmazsa olmazları arasında yer alan Sazova Parkı, Şelale Park, Kent Park, Yapay Denizi, Bilim Sanat ve Kültür Parkını, TCDD Müzesini, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Lületaşı Müzesi, Doktorlar Caddesi, İki Eylül Caddesi, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi ve de Merkez Çarşıyı gezmeden evinize dönmeyin derim...

Memnun kalacağınız bir gezi turu sizi bekliyor. Keyifle, iyi pazarlar geçirmeniz dileğiyle...

Yazarın Diğer Yazıları