Faiz aldatmacası

Sık sık bu köşede yazıyorum. Büyük bir oyun oynanıyor. Türkiye'yi adeta tiyatroya çevirdiler.

Senaryo yazılıyor ve yönetmen sahne diyor.

Sonra biz 80 milyon Türk halkına oynatıyorlar.

Yeni oyunun adı faiz indirimi.

Yüksek faiz kesinlikle zararlı. Bunu dünyadaki bütün ekonomistler söylüyor. Düşen faizde ekonomi canlanır. Kredi çarkı dönünce üretim artar.

Buna kimsenin itirazı yok.

İtirazımız kanser olmuş hastaya sen iyisin, hiçbir şeyin yok diyerek hastaneden taburcu etmeye.

Merkez Bankası faizleri 200 baz puan indirdi.

Merkez Bankası'nın bu faiz indiriminden sonra ne olması lazım?

Konut kredi faizlerinin düşüşü ile konut satışlarının artması, ticari kredilerde büyük artış ve dolaysıyla üretimde artış. En önemlisi ekonomik darboğazdaki şirketlerin yavaş yavaş nefes almasıdır.

Merkez Bankası son 3 ayda 10 puandan fazla faiz indirdi.

Bunların hangisi oldu?

Konut stoku aynen duruyor. Çünkü faizler indi diye 300 bin liralık evin fiyatı 400 hatta 500 bin lira oldu.

Son iki aydaki konkordatolara bakın. Sayıları adeta patladı. İflas eden şirket sayısında artış var.

Kamu bankalarının dışında özel bankalar doğru dürüst kredi vermiyor. Verdikleri kredi de ya ihtiyaç kredisi ya da bireysel krediler.

KOBİ'lere akıtılan milyarlık KGF kredisi bile ilaç olmadı.

Buradan şu sonucu çıkartması lazım ekonomi yönetiminin: Sorun faiz değil.

En büyük sorun uygulanan ekonomik politika.

Sen kalk özel bankalara düşük faizden kredi vermesi için baskı yap, munzam karşılıkları ile kredi verilmesini sağla. İşte sonuç:

Üretmeye gücü olamayan bir ülke.

LİMİT TAHSİS ÜCRETİ

Merkez Bankası faiz indirdikçe bankalar da faiz indiriyor. Bu şu anda sadece bankaların işine yarıyor. Daha düşük fiyattan mevduat topluyor. Bunları kâğıt üzerinde düşük faizden kredi olarak kullandırıyor. Kâğıt üzerinde diyorum çünkü bankaların kredi faiz oyunu artık özellikle ticari kredi kullananların canına tak etti.

Bankalar bireysel müşterilerden alamadığı masraf ve komisyonları hiçbir sınırlama olmadığı için esnaf ve işletmelerden alıyor.

Hem de öyle alıyor ki, vicdansızca.

Bu vicdansızca komisyonun adı limit tahsis ücreti. Tıpkı deli Dumrul köprüsü gibi. Krediyi kullansan da kullanmasan da para ödüyorsun.

Kullanılmayan kredinin komisyonu mu olur?

Evet bankalar artık alıyor. Kullanılmayan kredinin komisyonunu alıyor.

Buna da limit tahsis ücreti diyor.

Esnaf, KOBİ ve işletmelere bir limit tanıyor. Diyor ki, sana 10 bin lira ya da 100 bin lira limit tanıyorum. Tıpkı kredili mevduat hesabı gibi. Bu limitini ne zaman istersen kullan.

Buraya kadar her şey güzel ama güzel olmayan bu limiti kullanmasan bile her ay, her üç ay ve her yıl ayrı ayrı ücretlendirilmesi. Adam sana 20 bin lira limit mi verdi. Sen hiç kullanmasan bile kalıp o paradan limit tahsis ücreti kesiyor. 20 bin lira için 900 liradan 2 bin liraya kadar. Artık o bankanın vicdanına kalmış bir şey.

Bazı bankalar var ki, 50 bin liraya 9 bin lira alıyor.

Al sana faiz indirimi. Banka daha krediyi tanımlarken bile senden yüzde 10 kesiyor ise indirilen faiz oranının ne önemi kaldı ki?

BDDK'nın artık esnafın bu feryadını duyup, bankaların limit tahsis ücretine dur demesi lazım.

Yazık bu ülkenin insanlarına. Bankalar tarafından açıkça soyulmasına sırf kredi versin de ne alırsa alsın demek vicdansızlıktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları