Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Barışı güçle korumak

ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde (UGS), barışın güçle korunması dikkat çekmiştir. Bu açıklamadan, ABD'nin kendi hegemonyası için istikrar, demokrasi, özgürlük, barışı tesis etme veya koruma kavramlarını istismar ederek güç kullanmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.

UGS'den önemli başlıklar ve Türkiye'ye etkileri

Önceki başkanların sınırları ardına kadar açması:

Bu açıklama, göçmen politikası ve vizeler konusundaki kısıntıların devam edeceğini göstermektedir.

Türk vatandaşlarının ABD vizesi müracaat kontenjanın Ocak 2019'a kadar dolduğunun belirtilmesi, Türkiye'yle olan vize sorununun da devam edeceği anlamındadır. Ancak bunun Türkiye için politik bir yaptırım aracı olarak kullanıldığı bilinmelidir.

IŞİD tehdidinin sınırlardan içeri girişine izin verilmemesi:

IŞİD'in, Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek için ABD istihbaratınca yaratıldığı yaygın bir kanıdır. Afganistan'da Rusya'yla mücadele amacıyla ABD tarafından kurulan El-Kaide'nin, daha sonra 11 Eylül baskınını gerçekleştirdiği hafızalarda tazeliğini koruduğundan ABD'nin bu tedirginliği yaşadığı söylenebilir.

Ancak IŞİD bahanesiyle Suriye'nin kuzeyinde PYD/YPG/PKK üzerinden bir terör devleti kurdurma çabaları da Türkiye'ye tehdittir. IŞİD tehdidi sona erdiğinden, PYD'ye sağlanan askeri desteğin sonlandırılması ve tehdidin bertaraf edilmesi için Türkiye'nin inisiyatif alması gerekmektedir.

Rusya ve Çin'in rakip, İran ve Kuzey Kore'nin düşman olarak görülmesi:

Rusya ve Çin'le rekabet ifadesi gerginlik yaratabilir. Ancak ABD'nin bu ülkelerle bir çatışmaya gitmesi de beklenmez. Ekonomik manevralarla karşı tarafı zorlamanın, BMGK daimi üyesi olarak veto hakkı kullanmanın, vekâleten savaşlarla üstünlük sağlamaya çalışmanın tercih edilmesi beklenmelidir.

Diğer taraftan Kuzey Kore'yle mücadelede ABD'nin, Rusya ve Çin'le işbirliği yapılmasının gerekli olduğunu açıklaması, rekabetin konu bazında olacağına işarettir.

İran'a ilişkin tutumunda bir değişiklik görülmemiştir.

Rekabet stratejisi, Rusya ve/veya Çin'le işbirliği yapan ülkelerin ABD tarafından karşı taraf olarak görülmesini de beraberinde getirecektir. Bu durum, Türkiye-ABD ilişkilerinde gerginliğin devam edeceğini göstermektedir.

Barışın güçle korunması:

UGS'nin en önemli kısmıdır. ABD'nin politikalarında bir değişiklik olmadığı anlamındadır. ABD'nin öngördüğü ülkelerde karışıklık çıkmasına ortam yaratması, sonra da burada barışı tesis etmek için güç kullanması, hafızalarda yerini koruduğu gibi güncel olarak da yaşanmaktadır.

ABD güç kullanarak hegemonya yaratma peşindedir. Demokrasi, insan hakları, özgürlük getirme aldatmacasıyla askeri müdahalelerine devam etmekte, özellikle Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme çabalarını sürdürmektedir. Bundan zarar gören ülkelerin başında da Türkiye gelmektedir.

Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği

ABD, IŞİD bahanesiyle PYD/PKK'yı silahlandırmıştır. Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt Koridoru tesisinde kararlıdır. Bu nedenle Türkiye'yle gerginlik had safhadadır.

Türkiye'nin Rusya ve İran'la ittifakı, S-400 görüşmeleri ve Kudüs konusundaki tutumu, ABD tarafından sorun olarak görülmektedir. FETO ve Zarrap konularındaki gelişmeler de gerginliği artırmıştır.

"Türkiye ve Katar, radikal İslami örgütlerini destekleyen ülkelerdir" açıklamasına, Türkiye'nin tepkisi dikkate alınarak strateji belgesinde yer vermemiştir. Ancak bu durum, görüşünün değiştiği anlamına gelmemelidir. 

Anlaşmazlık konularının gittikçe artması, İran'ı istikrarsızlaştırdıktan sonra sıranın Türkiye'de olduğu algısını yaratmaktadır.

Küresel güçler hegemonya, Türkiye ise beka derdindedir. Yönetim, kutuplaşmayı sonlandırmalı, ideolojik dönüşüm durdurulmalıdır. Laik düzen, demokrasi ve hukuk sistemi etkinleştirilmelidir. TSK'nın genleriyle oynanmamalı, özüne dönmeli, güçlendirilmelidir. Çözüm Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin esaslarına sahip çıkmaktan, ilkelerini korumaktan, Türk Milletinin kendisine güvenmesinden geçmektedir. Türk! Öğün, Çalış, Güven.

Yazarın Diğer Yazıları