Bu savaş nereye varır?

Saray'la yeni parti kuracak Ak Parti orijinliler arasındaki savaş kızışacak.

Bu iş karakolda biter, derler... Hakikatte de karakolda biteceğe benziyor. Ortada bir "dolandırıcılık" ithamı var. Bu itham en tepeden. Savcılar şimdiden incelemeye başlamışlardır. Zaten onun için "dolandırıcılık" demiştir. Bu ithamının "Hadi savcılar, göreyim sizi. Şunları ifadeye çağırın. Benden ayrılıp parti kurmak neymiş görsünler!" demek değil de nedir?

 Reis'in, partisinden ayrılanları böylesine suçlaması ister istemez selefi Abdullah Gül'ü de içine alıyor. A. Gül, artık saflarda da olsalar, eski hukuklarına dayanarak "medenî" bir tavır göstermiş, Şehir Üniversitesi'nin dar boğazdan çıkması için desteğini istemişti.

Reis, bu talebi "intikam" fırsatı bildi, "Madem benim reisliğimi kabul etmiyorlar, madem karşıma geçtiler, milletin en hassas olduğu noktadan vurayım da görsünler..." dedi zahir!

Kıymetli arsanın Şehir Üniversitesi'ne tahsisinde imzası olan Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Mehmet Şimşek'i... dolandırıcılıkla ithamı, Ali Babacan'la birlikte hareket eden Abdullah Gül'e dokunmayacak mı? Reis, sözlerini tartarak konuşmuştur.

Ahmet Davutoğlu'nun, Abdullah Gül-Ali Babacan'ın kuracakları partinin adı, yeri amblemi, tüzüğü, kurucuları belli olmaya başladığı bu sıra, Reis'in, bir darbe vurmak, ön kesmek istemediğini kimse söyleyemez.

"Dolandırıcılık" suçlaması bilerek yapılmıştır ve halkın kafası bulandırılmak istenmiştir.

Bir zamanlar hepsi aynı gemideydiler. Fırtınaları birlikte göğüslediler. Bir ayrılık varsa, önce "Kaptan" neden ayrıldıklarını bir düşünmelidir. Geçmişe dönüp muhakeme yürütmelidir.

Başka parti kurmak isteyenlerin halka anlatacakları, verecekleri yoksa yola çıkmazlar.

Her insanda enaniyet vardır. Bu enaniyet payını bir tarafa bırakıyorum, yeni parti için yola çıkanlar; bir: parti içinde kendilerinin bir kenara itilmelerini kabullenemiyorlar, iki: Hakikaten halka hizmet etmeyi, daha iyisini yapmayı düşünüyorlar, tarihte adlarının olmasını istiyorlar...

Ak Parti'nin (parti dediysek bir kişi var; başka yok!) halka bir şey veremediğini görmeseler, öyle kolay yola çıkamazlar.

Ahmet Davutoğlu'nun daha önce yayınladığı manifestosuna, Ali Babacan'ın ısınma turlarında söylediği sözlerine itiraz eden yok. Reis, bunlar neden karşımıza geçtiler diye düşünmesi gerekirken, "dolandırıcılık" ithamına sarılması "Ben varım, benden beri ve benden öte yoktur. Sizi böyle bitiririm!" demenin bir başka adıdır.

A. Davutoğlu, Reis'in ithamının hemen ardından yaptığı açıklama, işin nereye varacağını gösteriyor. Mal varlıklarından başladı. Dün yazdığım gibi, günler yeni 17/25 Aralıklara gebe. Nereden yüklendiği bilinmeyecek videolara, belgeler karşımıza çıkarsa şaşmayalım.

Reis'in geçenlerde ziyaret ettiği, "Pelikan" dedikleri, A. Davutoğlu'nu kündeye düşürüp başbakanlıktan eden grup yeni parti kuracaklardan önce davranıp belge "üretebilir".

Karşısındakiler de eski partilerinde pişe pişe ayak oyunlarını, akçeli işleri öğrenmişlerdir; onların da hamleleri gecikmeyecektir.

Birbirlerinin açıklarını bulmaları ülkenin faydasına... Halka kıyaslama fırsatı veriyorlar.

Bu kıyaslar, inşallah Türkiye'nin yararına olur.

 

Yazarın Diğer Yazıları