Nisan 2015'te KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın göreve gelmesinin ardından büyük ümitlerle başlayan müzakerelerden bugüne kadar sonuç almak mümkün olmadı. Lefkoşa-New York-Mont Pelerin, Cenevre, Crans Montana süreçleri maalesef sonuçsuz kalmış ve müzakere süreci çökmüştür.

2018'de 7 Ocak'ta KKTC'de milletvekili erken genel seçimi, 28 Ocak'ta ise Güney Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Bu seçimlerin ardından müzakerelerin yeniden başlaması için BM, AB ve ABD çevrelerinde hazırlıklar yapılmakta. Son elli yıldır, hemen hemen her yılın başında, Kıbrıs sorununun o yıl içinde çözüleceği ve bu fırsatın muhakkak kaçırılmaması gerektiği açıklanır; Kıbrıs halklarına umut pompalanır.

***

Bu yıl Rum ve Türk liderlerin yeni yıl mesajlarında kaçınılmaz olarak Kıbrıs sorununa da yer verildi. Ne var ki iki liderin de çözüm adına pek umutlu olduklarını söylemek mümkün değil.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, her yeni gün ve her yeni yılın yeni bir başlangıç olduğunu belirterek, karamsarlığa yer olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı BRT'de yayınlanan yeni yıl konuşmasında, 2017 yılının Kıbrıs sorununun çözüm çabaları açısından da çok yoğun geçen bir yıl olduğunu dile getirirken; 2016 yılı sonundan başlayarak 2017 Temmuz ayına kadar aralıklarla İsviçre'de süren müzakerelerin, Türk tarafının tüm olumlu ve yapıcı tavrına rağmen sonuca ulaşılamamasının nedenlerini daha önce açıkladığını belirterek "Önemli olanın bu yaşananlardan hareketle bundan sonrası için yapılması gerekenleri, gerçekçi bir zeminde kalarak planlayabilmek" olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı, yeni yıl mesajına şöyle devam etti: "Şurası açıktır ki bundan sonrası, bugüne kadar geldiği gibi gitmeyecektir. Çünkü aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek mümkün değildir. Her zaman vurguladığım gibi Rum tarafında, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini gerçekten kabullenecek bir anlayış gelişmedikçe çözüme ulaşmak mümkün olamayacaktır ve yine daha önce altını çizdiğim gibi sonuç odaklı olmayan ucu açık süreçlerle oyalanma dönemi artık kapanmıştır." Akıncı'nın yeni yıl mesajında özellikle Rum tarafını suçlamamaya gayret göstermesi dikkatlerden kaçmadı.

***

Yeniden seçilmesine muhakkak gözle bakılan  Güney Kıbrıs'ın faşist Eokacı lideri Anastasiadis de yeni yıl mesajında Kıbrıs sorununa değindi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, "Tahriklerin farkındayız, onlarla nasıl mücadele edeceğimizi biliyoruz" dedi.

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Anastasiadis, sıkı ve yöntemli çalışmayla, vatanın yeniden birleşmesi ve "işgalin sona ermesi" hedefine hiç olmadığı kadar çok yaklaşmayı başardıklarını kaydetti.

Anastasiadis, Türkiye'yi sorumluluklarının karşısına koyduklarını ve AB'nin de olduğu ortamda güvenlik, garantiler ve askerin çekilmesi gibi konuların görüşüldüğünü söyledi.

Anastasiadis yeni yıl mesajında, Türk uzlaşmazlığına rağmen, hedeflerinin, vatanı yeniden birleştirecek bir çözüme ulaşmak olduğunu kaydetti.

Rum tarafının samimiyetsizliği, şımarık ve küstah tutumunu devam ettireceği Anastasiadis'in her kelimesinden anlaşılmaktadır. Anastasiadis, Akıncı'nın tersine özellikle Türk tarafını suçlayan ve tahrik eden bir üslup seçmekten kaçınmamıştır. Anlaşma isteyen biri muhakkaktır ki bu tür bir açıklama yapmaz. Rum, yaşanan başarısız süreçten gereken dersleri çıkarmak istememektedir. "Sıfır asker-sıfır garanti" saçmalığı 2018'de de gündemde olurken, Rum tarafının Kıbrıs etrafındaki denizlerde tek taraflı sondaj ve petrol çıkarılması ile ilgili tahriklerine de devam edeceği anlaşılmaktadır. Anastasiadis bölge ülkeleri ile başlattığı dayanışma ve iş birliğini Türkiye ve Kıbrıs Türklerine karşı kullanırken üyesi olduğu AB'yi de bu doğrultuda kullanacaktır. Silahlanmaya da önem veren Anastasiadis ile sonuç almak mümkün değildir.

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı  Akıncı ile faşist Anastasiadis 2015 sonunda hem Türkçe hem de Rumca olarak yayınladıkları mesajlarda barışa ve çözüme çok yakın olduklarını vurgulamıştı. Sonuç Rum tarafının Enosis sevdası nedeniyle alınamadı. 2018'de değişen bir şey olur mu? Yukarıda belirttiğim Anastasiaidis'in tutumu nedeniyle bana göre değişen bir şey olmaz. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın enerjisini Rum tarafı ile anlaşma için boşu boşuna harcamaması, bunun yerine KKTC'nin tanınması için çaba göstermesi en doğru yol olacaktır.