Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Kıbrıs Türk'ü milli duruşlu partileri tercih etti

7 Ocak Milletvekilliği Erken Genel seçimlerinin sonuçları demokrasimiz adına sevindirici olsa da, ortaya çıkan sonuçlara göre hiçbir parti tek başına iktidar yetkisi alamazken, halkımız uzlaşıya dayalı, geniş tabanlı bir koalisyon hükümetinin kurulmasına hükmetmiştir. Bu seçimde beni memnun eden, KKTC ve Türkiye'ye bağlı partilerin tercih edilmiş olmasıdır.

Seçime katılan 8 siyasi partiden 6'sı yüzde 5'lik ülke barajını aştı. Henüz kesinleşmemiş sonuçlara göre, UBP 21, CTP 12, HP 9, DP 3, TDP 3, YDP de 2 milletvekili çıkaracak.

Bu aritmetiğe göre aslında sağ ve liberal partiler 35 milletvekili çıkarırken sol partiler ise ancak 15 milletvekili ile Meclis'e girmeye hak kazandı.

Aslında UBP-HP veya UBP-HP-DP-YDP arasında güçlü, geniş tabanlı ve işlevsellik açısından rahat bir koalisyon kurmak mümkündür. Adına 'Milliyetçi Cephe' diyebileceğimiz, özlediğimiz ve önümüzdeki süreçte de Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinde dik duracak bir hükümet modeli çok iyi olacaktır. Ne var ki Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay seçim sonuçlarının ardından yaptığı açıklamada bu olasılığa kapılarının kapalı olduğunu açıklamıştır.

HP'nin hassasiyetleri...

Seçimin ardından Pazartesi günü toplanan Halkın Partisi (HP) Parti Meclisi, oy birliğiyle, Ulusal Birlik Partisi'yle (UBP) koalisyon kurmama kararı aldı.

HP'nin ve Özarsay'ın tutumuna saygı göstermekle birlikte şu tespiti de yapmakta fayda olacaktır. Seçim kampanyası boyunca HP, CTP, TDP ve TKP, UBP-DP iktidarından hesap soracaklarını, yolsuzlukların üzerine gideceklerini vurgulayıp halkımızdan yetki istediler. KKTC halkının ekseriyeti bu partilere bu hedefleri için yol vermemiştir. Halkımızın önceliğinin bu olmadığı anlaşılmaktadır. Halkımızın iradesinin daha önemli bir konuya yöneldiğini çıkan sonuçlardan söylemek mümkündür. Halkımız özellikle KKTC ve Türkiye'ye sahip çıkan ve bugüne dek özellikle Kıbrıs sorununun çözülmesi için Türkiye ile istişare etmeyi ön plana çıkarmış partilere yoğunlaşmıştır. Millî Kıbrıs davamıza sahip çıkan partilere ve adaylara oy vermeyi tercih etmiştir. Halkımız KKTC'nin kalkınmasına yıllardır öncülük yapan UBP'yi tercih ederken ileriye dönük de güvenini tazelemiştir. HP'nin önemli oranda oy alması sadece 'statükodan hesap sorma' açılımına bağlanmamalıdır. HP, yeni bir partidir ve halkımız siyasette yeni, başarılı olabilecek, temiz insanlara olan özlemini bu partide bulmuştur.

Bana göre UBP'nin hükümet tecrübesi ile HP'nin genç ve parlak vekillerinden çok başarılı bir hükümet oluşabilir. HP'nin hassasiyetlerinin dikkate alınabileceği bir koalisyon kurulabilir. Bu koalisyonda özellikle Özersay'ın omuzlayabileceği ve bana göre de üstesinden gelebileceği başka hayati bir görev vardır.

Özersay görevden kaçmamalıdır

Güney Kıbrıs ile bugüne kadar yürütülen müzakerelerde Türk tarafını Cumhurbaşkanı makamı temsil etmiştir. Halkımız sırasında Cumhurbaşkanı'nı seçerken görüşmeci olacak kişiyi de seçmenin bilinci ile oy vermiştir. 7 Ocak seçimlerinin sonuçlarına göre KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın temsil ettiği irade sandığa gömülmüştür. Seçim sonuçları federasyona bir tokattır. Halkımız egemen KKTC ve Türkiye etrafında kenetlenmiştir. Seçilen partiler iki devletli bir çözümü desteklemektedir ve muhtemel federasyonun iki eşit egemen devlet arasında gerçekleşmesini istemektedir.

Bana göre seçimden sonra Akıncı'nın görüşmecilik/müzakerecilik görevi bitmiştir. İşte tam da bu bağlamda müzakerelerde yıllarca tecrübe sahibi olmuş Özersay görevden kaçmamalı, kurulacak UBP-HP veya daha geniş tabanlı bir hükümette görüşmecilik görevini de üstlenmelidir. Hükümetin Başbakan Yardımcısı ve Müzakere Heyeti Başkanı olarak sorumluluk almalıdır. Kıbrıs Türk halkı Özersay'ı bu görevde tanımış ve kendisine güvenmiştir. Bu kritik süreçte Özersay'ın, UBP ile koalisyon kurmam diye diretmesi partisel ve kişisel çıkarları ülke çıkarlarının önüne koymak olur ki zannedersem bu HP'nin ve Özersay'ın siyasete giriş misyonuna da terstir. 1974'ten sonra görev almış ve adı yolsuzluğa bulaşmış tüm hükümetlerden, bakanlardan, milletvekillerinden, bürokratlardan  kesinlikle hesap sorulmalıdır. Ne var ki, bunun zamanı inanın şimdi değildir. Yeni bir seçimin maliyeti her yönden KKTC'ye ağır olacaktır. Millî davamız çerçevesinde kazanılan fırsat heba edilmemelidir. Umarım aklı selim galip gelir ve özlenen istikrarlı hükümet kurulabilir.

Yazarın Diğer Yazıları