Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Aç insana demokrasiyi anlatamazsınız!

Memleketin asıl gündemi nedir? diye sorsam...

Terörden, demokrasi ihtiyacından, hukuk devletinden, yolsuzluklardan daha ön planda işsizlik ve yoksulluk gelir.

55 milyon insanın yoksulluk ile boğuştuğu Türkiye'de, günlük geçim derdine düşen yurttaşların, Ankara'da ne olup bittiğini anlamasını bekleyemezsiniz...

Altını çiziyorum; ayın sonunu getirmek demiyorum, gününü nasıl akşam edeceğinin derdine düşen insanlardan söz ediyorum. Çocuğuna harçlık veremeyen, sık sık elektriği doğalgazı kesilen, kredi ve kart borçları nedeniyle mafyatik avukatların takibine düşmüş babalardan söz ediyorum...

Televizyonlarda kadınlara yönelik yemek tariflerini ya da "sağlıklı mutfak" muhabbetlerini de hayretle izliyorum. Hangi Türkiye'ye program yapıyorsunuz? Sağlıklı yemek bir yana; "çocukların karnı doysun yeter" sınırında yemek kaynıyor evlerde...

Gençler aşık olmaya korkuyorlar; sevdiklerini sinemaya götürmek, yemeğe çıkarmak başlı başına bir sorun çoğu için... Evlenmek, yuva kurmak ise; sonu mutluluk ya da kabusa açılacak bilinmezlerle dolu bir labirent...

Ya çocuk sahipleri? "Nasıl büyüteceğiz? Nasıl okutacağız?" soruları çoğunluğu gençlerden oluşan çiftlere kendilerini unutturmuş... Aile yaşamlarında, dışarda bir akşam yemeği lüks, yılda bir tatil ise; uzun ve ince hesaplar anlamına geliyor...

Yoksunluğun yaşamın her alanında kendini gösterdiği bir toplumda demokrasiden, çok seslilikten, hukuk devletinden söz etmek, bu yakıcı sorunları toplumun geniş kesimlerinin anlamasını beklemek kolay değil!

Bu nedenle İYİ Parti Lideri Meral Akşener'in gittiği her şehirde toplumun en yakıcı sorunlarını dile getirmesini çok anlamlı buluyorum.  Akşener dün Kütahya'da; "Şırnak'ta, Edirne'de de, Kütahya'da da en büyük problem genç işsizliği. Türkiye'de gençlerin işsiz güçsüz gezmesini sağlayacak bir denge kurmuşlar. Emekliler, yaşlılar aç bu ülkede. Bunların farkındayız. Eğer ekonominizi siz sanayiye, üretmeye yönelik tanzim etmezseniz gençleriniz işsiz gezer, emekliler paralarını mecbur çoluğa çocuğa, toruna harcamak zorunda kalırlar" dedi...

Akşener toplumun "duyacağı" konuşmalar yapıyor. Çünkü yoksulluk, piramidin tepesindekiler hariç, AKP'ye oy veren seçmen kitlesinin de ortak sorunu...

2019'da parlamento çoğunluğunu elde etmek, milletin ortak ve "duyabileceği" sorunlarına işaret etmekten geçiyor.

***

SEÇİMLER NASIL OLACAK?

2019 demişken, "Acaba seçim olacak mı?" "Olursa nasıl olacak?" diye iki basit soru soralım...

Seçimler adil yapılacak mı?

Seçimlerde hile nasıl önlenecek?

AKP treninin gittiği yeri görüp 10. ayda milletvekilliği vagonundan atlayan Emin Şirin ile konuşuyorum. "Önemli olan, parlamentoda çoğunluk nasıl sağlanacak?" diyor... "Muhalefet, Başkan'ın kim olacağından çok, 600 milletvekilinin 400'ünü sağlamaya odaklanmalı" diye ekliyor...

Şirin, Türkiye'yi ve dünyayı iyi okuduğuna inandığım bir isim. Önemli bir gerçeğin altını çiziyor.

"Eğer Başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemi getirmek istiyorsanız, parlamentoda çoğunluğu sağlamalısınız. Yaklaşık 170 bin sandığa, en az üç partili yerleştirip kontrol sağlanmalı" diyor...

Şirin, Saray'ın dar bölgeli seçim sistemi ile, birinci gelen partinin tüm vekilleri aldığı bir sistem üzerinde strateji geliştirdiğini söylüyor.

Muhalefet için karşı hamle gerektiren çok önemli bir bilgi...

***

TRENDEN ATILANLAR, DÜŞENLER...

AKP treni nereye gidiyor?

Makinist, eski yol arkadaşları ve parti kurucularına vurdukça vuruyor...

Ağzını açan, "hain, davasını satan..." bin türlü hakarete uğruyor.

Kurucu kadrodan kimse kalmadı... Abdüllatif Şener, makinist ile "ters düşünce" bıraktı. Oysa trende kalanlar için büyük "nimetler" vardı.

Emin Şirin ve Ertuğrul Yalçınbayır da özgürlük ve demokrasi için trenden atlayan iki önemli isim...

Bir de atılanlar var...

Onların atıldıktan sonra konuşmasının toplumda bir karşılığı yok...

Bülent Arınç, Abdullah Gül, Melih Gökçek, Kadir Topbaş gibi isimler...

Belediye başkanları şimdilik konuşmuyor ancak Abdullah Gül'ün açıklamalarından Saray'ın rahatsız olduğu ortada...

Ben, Abdullah Gül'ün fazla ciddiye alındığını düşünüyorum...

Abdullah Gül, zamanında trenden inmediği için, referandum vb bir çok hukuksuzlukta ağzını açmadığı için, seçime az kala konuşmasının bir karşılığı yok...

Toplum adaletsizliğin ve yoksulluğun pençesinde kıvranırken, yıllarca lüks kompartımanlarda keyif sürenler samimi değil!

Bu arada baştaki soruyu unutmadım;

AKP treni nereye?

Yazarın Diğer Yazıları