Ahmet Ağaoğlu'nun penceresi

Ortada bir sorun var ise hele hele bu Trabzonspor'da başkan adayı Ahmet Ağaoğlu'nun, "En olağanüstü haldeki olağanüstü genel kurul" diye tarif ettiği türde ise öncelik sorunlara nereden baktığınızdır.

Sonrasında teşhisin doğru, ardından da tedavinin başarılı olabilmesi gelir. Sağlıklı hareket tarzı budur.

Dünya şartlarında daha çok Golf Federasyonu Başkanlığı, Türkiye'de ise Trabzonsporluluğu ile tanınan bilinen Ahmet Ağaoğlu'nun, bugün sandıkta teslim alacağı bordo-mavili kulübün ahvalinin hiç de iyi olmadığını, O'da biliyor,camia da biliyor.

Ahmet Ağaoğlu'da önceki günkü basın toplantısında "Berbat durumdaki tabloyu camia birden aynı görüyoruz" inancıyla "herkes ne demek istediğimi anlıyordur" diyerek doğru pencereden gerçekleri dillendirdi.

Başkan adaylığı için kamuoyundaki, "Birileri arkadan itti"  intibaına, "Yok" dedi. "Hazırlıklı mı idim?" diye kendi kendine sordu, ona da "Yok" dedi.

"Ama ben Trabzonsporluyum. Kulübümün içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan çıkması için herkesin özveri göstermesi gerektiğini de biliyordum" dedikten sonra, "Bunun için samimiyet ve sadakatle yönetim kurulu arkadaşlarımla birlikte idare etmeye talip oldum" diye ekledi.

***

Ahmet Ağaoğlu'nun önce Trabzon, sonra Trabzonspor ve daha sonra da Türk futbolu içindeki bordo-mavili kulüp gerçeğinden bakarak yönetime talip olması, bakılan pencerenin doğru, "Trabzonspor, Çin ya da Katar öncesi futbolcular için atlama taşı olmamalıdır" ifadesinin de tedavi için teşhisin ne kadar isabetli olduğunun göstergesidir. Bu konuyu defalarca yazılarına konu eylemiş birisi olarak, tepeden tırnağa yanlışlarla dolu transfer politikalarının her bakımdan Trabzonspor'u ne kadar zarara uğrattığı yüksek perdeden ilk kez bu denli seslendirildiğin görmek, hiç değilse "zararın neresinden dönülürse kârdır" dedirterek bir rahatlama yaratmıştır.

***

Hele hele "babasının kesesinden olmadığını" bildikleri için ununu elemiş, eleğini asmış, neredeyse "torun sahibi olmaya aday" hale gelmiş adamlara 30-40 milyon liraları verenlerden isimsiz söz edip de, "Çeyrek asırdır tartışılan yasası çıkarılıp, yöneticilere kulüp gelirlerinin yüzde 30'unda fazlasını harcama yetkisi genel kurul kararı ile verilmeli" çağrısı yok mu, ben diyeyim "eli taşın altına sokma", siz söyleyin "aklını başına toplama" için en doğru adımdır.

***

İlla da, "alt yapı, alt yapı" deniyor ya! Hah işte bununla ilgili şu mukayeseyi "anlayana sivri sinek saz" hesabıyla çok tuttum:

-"Trabzon futbol coğrafyasıdır. Urfa gırtlak coğrafyası.  Urfa'ya konser için başka sanatçı çağrılmaz. Çünkü orada hemen hemen herkes gırtlağı idir. Trabzon'un da futbol tarlası."

Ez cümle sonuç: Öncelikle futbol coğrafyasını başta sınırlarımızın dışı olmak üzere yabancı istilasından  kurtarmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları