En keyif aldığım, vaktin nasıl geçtiğini anlamadan gezdiğim yerler arasında bulunan Karabük ilinin Safranbolu ilçesindeydim.

Araçla panoramik gezinti sonrasında detaylı gezmeye başlamadan önce, meşhur safranlı lokum satışı yapan mekana giriş yapıyoruz.

Lokumcuda satışlar fena değil. Herkesin 2-3 paket aldığını görüyorum.

Burada yöreye ait süslemelerle oturma alanı olunca bir güzel Türk kahvemizi söyledik.

Sanki kız istemeye gitmişiz gibi özenilerek servis edilen, kahvelerin yanında safranlı lokumlar ve çeşitleri çok güzeldi.

Kahve keyfi yaparken, yöreye ait sohbet aşk, sevgi üzerine olunca Serap, iki adaş ismiyle Semracım, Nuray ve misafir dostlarımızla  konuya fazla dalmışız .

İkram ve sunumlar güzel olunca, koca tabaktaki lokumlardan biraz fazla tükettik.

Şeker komasına gireceğiz. Zengin kalkışıyla, gülerek keyifle başladık gezmeye...

Ülkemizin dünya tanıtımına katkısı bulunan, şirin ilçemizin bildiğiniz üzere, batısında Zonguldak, güneybatısında Bolu, kuzeyinde Bartın, kuzeydoğu ve doğusunda Kastamonu, güneydoğusunda Çankırı komşu illeri bulunuyor. 

Geçmişten bugüne mimarisi, tarihi kültürel yapısı, doğal güzellikleriyle ilk dikkatimi çeken Safranbolu evleri muhteşem.

Aldığım bilgilerde depreme dayanıklı yapı malzemesi ahşap. Kerpiç ve küçük taşların yerleştirilmesiyle ortaya çıkan muhteşem görüntüdeki konak evlerini mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.

O dönemde inşa edilen, Ulu Cami (Ayestefenos),  İzzet Paşa Camii, Yemenici Arastası, Hamamı, dar sokakları, Demirciler Çarşısı, Hükümet Konağı, Saat Kulesi, Güneş Saati gezmeye değer özel yerler.

Yine, Tarihi Kent Müzesi, Safranbolu'ya ait her türlü bilgi paylaşımının bulunduğu yerlerden.

Kaymakam gezi evi, buranın halkıyla birebir bütünleşen özel alan.

Tokatlı Kanyonu'nda, doğanın her rengi, kuş sesleri, şelaleler temiz havasıyla keyifli uzun yürüyüş sizleri bekliyor.

Yörük Köyü, eski, onarımı yapılmayan evlerin tarihiyle yaşanmışlıklarıyla görülmesi gereken yerler arasında.

Hıdırlık Tepesi, şehri tepeden izlemek, fotoğraflamak için en güzel adres

Cinci Hanı ve Hamamı, geçmişin en görkemli kervansaraylarından.

Kristal Teras, en çok ziyaret edilen yerler arasında, çünkü kırılmayan camdan yapılmış kocaman bir balkonu var. 

İncekaya su kemeri, doğanın içinde güzellik.

Bulak Mencilis Mağarası. Görülmesi gereken tarihi mağaranın astım, bronşit, nefes darlığına iyi geldiği söylentiler arasında. Türkiye'nin en uzun mağarası olduğu söyleniyor. Birbirine bağlantılı 3 yolundan hangisini seçerseniz seçiniz. Merkez Safranbolu'ya ulaşabiliyorsunuz.

Gezmeye devam ederken,

Küçük daracık sokakların kenarlarındaki kurulmuş hediyelik eşya dükkânında cam oyma sanatını, ateş ile elindeki cama şekil verme, takı yapma işlemini izlerken ustaya hayran kalıyoruz.

Bir ara yağmura yakalansak da hediyelik eşya almak için esnafın yanında sıra beklemeye devam ediyoruz.

El emeği göz nuru camdan yapılan süs eşyası ve takılar, yöreye ait el işi örgüler emek olduğu için paha biçilmez değerde.

Esnafla konuştuğumda 'işiniz çok zor. Bu mesleği öğrenen ya da öğrettiğiniz birileri var mı?' diye soruyorum.

Esnaf soruya çok mutlu olmuyor.

'Bizler çok istiyoruz. Ancak bu işi öğrenmek isteyen gençlik yok' cevabını alıyorum. Bu da ayrı bir hikâye, sıkıntı, sorun...

Yemeklerine gelince, çeşit bol, tercih sizin. Güler yüzlü esnafı ve aşçısıyla, zengin mutfağında çok lezzetli yemekler sizi bekliyor.

Özellikle Eskişehir çiğ böreğini, bazı yöreler pişiyi andıran Göbü ismiyle hamur kızartması muhteşem damak tadı bırakıyor. İçinde tercihe göre ıspanak, peynir, kıyma, patates iç malzemesiyle servis ediliyor. Yine hamur işinde Bükme pidesi, çok lezzetli. cevizli yayım (makarna çeşidi gibi üzerine tereyağı kızartılarak ve ceviz serpilerek servis ediliyor). Sonrasında Kuyu kebabı, mantıyı andıran Perohi, uzun yeşil fasulyesi, maydanoz ile servis edilen zahmetli hazırlanışıyla koyun etinden yapılan et yemeği, cimitli (susamlı) cimitsiz simidi, baklavası, gazozu, safranlı dondurması, zerde, kızılcık şerbeti, lokumu, kahvesi, çayı denemeye değer.

Tarihi kültürel dokusu bozulmadan bugüne kadar gelen muhteşem yerleri, buranın tanıtımında geçmişten bugüne emeği geçen herkesi, belediye başkanlarını kutluyorum.

Her şehrin hikâyesi ve yaşanmışlıkları çok farklı. Bir sonraki güzel şehir ve insanlarıyla buluşmak üzere.

Hepinize sağlıklı, mutlu pazarlar.