Başkentiyle aynı adı taşıyan ülke

Avrupa üyesi olan, en küçük Benelüks ülkesi Lüksemburg'daydım. Ülkenin ismi ve başkenti Lüksemburg olması dikkat çekici.

Ülkenin batı ve kuzeyinde Belçika, doğusunda Almanya, güneyinde ise Fransa bulunuyor. 

Vaktiniz var ise, komşu ülkelere kara yolu, tren yolu ya da özel araçlarınızla ulaşmanız gayet rahat ve kolay.

Bildiğiniz üzere ülkenin tarihi ilginç.

Stratejik önemi dolayısıyla, geçmişte Fransa, İspanya, Hollanda, Prusya egemenliğine girmiştir.

1867 yılında III. Napolyon, Hollanda kralından Lüksemburg'u satın almak istemiştir.

Yine o yıllarda Londra Antlaşmasıyla bağımsız ülke olmuştur. Şu anki yönetim sisteminde, geçmişten bugüne gelen krallık sistemi ve demokrasi var.

Ülke, 1839 yılında Londra Antlaşmasıyla bugünkü sınırlarını çizerek Avrupa Birliği'ne üye ülkeler arasına girmiştir.

Çok küçük nüfusuyla haritada yerini alan ülkede 1870'lerde başlayan tarımın dışında sanayi ve gümrük işlerindeki büyüme bugünkü nüfus artışını da beraberinde getirmiştir. 

Bunun sebebi de bozulmamış doğasının içinde sağlık, eğitim, kültürü ve ekonomik düzenin rolü olduğunu, burada yaşayanlar anlatıyor.

Günümüze baktığımızda, nüfus sayısı yaklaşık 591 bin rakamına kadar gelmiştir.

Gezmeye başladığımızda hava, şansımıza ılıman güneşli. Rahat gezme şansımız olacak diye seviniyoruz.

Ne zaman hangi ülkeye gidilmesini tavsiye ediyorsunuz diye sorularınız da oluyor. Bence her ülkenin her mevsimde mutlaka güzel yanları vardır.

Çok soğuk havayı, kışı sevmiyorum. Yaz çocuğu olarak doğunca, seyahatlerimin çoğunu mümkün olduğunca bahar ve yaz aylarında tercih ediyorum.

Tabii kışın gidilip görülmesi gereken çok güzel ülkeler yok değil.  Örneğin ilk aklıma gelen Finlandiya gibi. O da ayrı bir güzellik.

Lüksemburg'a gelince, bu ülkenin denize kıyısı yok. Ancak, birçok güzel yürüyüş, dinlenme orman alanları içinde ve dışında nehirleri  var.

Arkadaşlarımla merkeze yakın ilk gördüğümüz nehre, mevsim geçişlerinde kuruyan yapraklara basa basa ilerliyoruz.

Manzara muhteşem.

Uzaktan tekneler, yatlar karaya yakın demir atmış. İçindekiler kahve keyfiyle |güzel doğanın tadını çıkarıyor. 

Bazı tekneler ise, restorana dönüşmüş. Burada aşçılar dünya mutfağının lezzetlerini sunuyorlar.

Ülkede yemek kültürlerinde ağırlıklı olarak, lahana, patates, fasulye, makarna, salata, balık, sosis, et çeşitleri bulunuyor. Meyve olarak ise çeşit çeşit üzümler çok lezzetli.

Hediyelik eşya ne alabilirim, sorusuna gelince, fiyatlar Euro üzerinden olunca, Türk lirasına göre çok yüksek.

İlla anı kalsın diyorsanız, trafiğe kapalı alanlarda bulunan mağazalara, alışveriş merkezlerine göz atmanızda fayda vardır.

 Aslında mağazaları incelediğimde de çoğunun tekstil cenneti ülkemden geldiğini, gittiğinizde sizler de fark edeceksiniz. 

Kupalar, küçük takılar, çikolata çeşitleri tercihler arasında.

Hava kararmadan etrafı  gezerken  birbirine benzeyen  dardan geniş sokalar arasında alçak evler dikkatimi çekti. 

 Esnafı görgülü ve güler yüzlü.

Ülke nabzını tuttuğumuzda ise, burada sistem oturmuş.

Halkın geçim kaynağı ve ekonomisi gayet iyi. Stres yok diyebilirim.

Ülke küçük haritada gözükse de dil din, mezhep ayrımı yapılmadan ülkede yaşamayı seçen dünya ülkelerinden her renkte kişiye rastlamak mümkün.

Eğitimi, okul önce 4 yaşında başlıyor. Orta öğretimde iki seçenek sunuyor.

Meslek ya da uzmanlık. Üniversitelerinde ise, bizler gibi sınav sistemleri yok.

Dünya dili İngilizce olsa da Fransa, Almanca ve Lüksemburg dilleri okul eğitiminde öğretiliyor.

Kısacası eğitimde tercih edilen ülkeler arasında yerini çoktan almış bile.

Eğitiminde matematik, edebiyat, fen dışında kültür ve sanata da çok önem veriyorlar.

Lüksemburg dünya için özel ülke ve başkent.

Özellikle tarihte iki kez Avrupa Kültür Başkenti seçilerek dikkatleri üzerine toplaması tebrik etmeyi hak ediyor.

Bildiğiniz üzere ülke imzaladığı kararlarıyla gündemde konuşulan ülkeler arasında.

En çok konuşulan özelliği Schengen Antlaşmasının yapıldığı yer olması.

Vizesiz, pasaportsuz geçişlerin yapıldığı önemli adres olarak tarihe geçti.

Tarihten bugüne bozulmayan dokusuyla dünyanın her yerinden ziyaretçileriyle buluşan ülke UNESCO tarafından korunmaya alınmış. 

Kısacası yeşil doğanın içinde ülkenin, kültürüyle, sanatı, tarihi, müzeleri, yeşil park alanları, alışveriş merkezleri, görülmeye değer bir ülke.

Mutlu pazarlar

Yazarın Diğer Yazıları