Yıldırım, aile içi baskıdan bunaldı!..

AKP'nin Ankara, İstanbul, İzmir dahil 40 belediye başkan adayı 24 Kasım Cumartesi günü açıklanacak denilirken, İstanbul'daki aday krizini ilk YENİÇAĞ okurları duydu. Kriz giderilemeyince yandaş medya aracılığıyla 3 büyükşehir adaylarının Salı günkü grup toplantısında duyurulacağı tezgahına yatıldı, "heyecan-eşiğini attırma" numarasıyla... O gün, sadece İstanbul'u açıklamasalardı her şey gün yüzü gibi ortaya çıkacaktı. Salı gününe kadar kriz giderilmeye çalışıldı ama aile içinde bir türlü mutabakat sağlanamıyordu. Sağda solda kıyısından köşesinden de olsa  İstanbul'a kesin aday gözüyle bakılan Binali Yıldırım'ın sıkıntıları yazılıyordu... Salı günü de AKP'nin İstanbul adayının ismini duyamadık. Damat Berat Albayrak ile R. Erdoğan'ın, TBMM Başkanı  Binali Yıldırım'ın odasına yaptığı ziyaretlerle meşgul olduk. Yandaşların tüm çabalarına rağmen sıkıntı saklanamadı, ortaya döküldü.

İktidarda, İstanbul Belediye Başkan adaylığı konusunda yaşanan krizin  ardındaki gerçek neydi?.. Yine, ilk kez YENİÇAĞ okurları duysun;

Yok efendim, Binali Yıldırım protokolde yer sıkıntısına düşmüş... Yok efendim, ilçe belediye başkan adaylarının kendisine danışılmadan belirlenmesine çok bozulmuş...Vs..Vs.. Bazıları doğru, bazıları yanıltıcı bilgiler.. Aslında tümü işin magazin tarafı. Saraydaki anketler, İstanbul'da AKP ile CHP arasında çok az bir farka işaret ediyor. Seçim sonucunu etkileyecek önemli bir kararsız kitlede var. Aslında, R. Erdoğan'ın kafasında ne Binali Yıldırım ne de Süleyman Soylu var. Onun gönlünden geçen hali hazırdaki belediye başkanı Mevlüt Uysal. Ancak Uysal'ın az tanınırlığı yüzünden anketler düşük geliyor ve seçim kaybedilme riski çok yüksek görünüyor. Binali Yıldırım ise önüne gelen bu büyük fırsatta geçmiş tecrübelerini de göz önünde bulundurarak zincirleri kırarak İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmanın hesaplarını yapıyor. Olayın aslı şu; saray kaynaklarından ulaştığım bilgilere göre, Binali Yıldırım'ın, Erdoğan'ın belirlediği ilçe belediye başkan adaylarına pek öyle bir itirazı yok. Sadece bazı ilçe belediye başkanlıklarına kendine yakın isimleri oturtmak için pazarlık yapıyor, ısrarcı oluyor. Bir de belediye meclis üyelerinin belirlenmesinin kendisine bırakılmasını istiyor. İşte büyük kriz de tam bu noktada çıkıyor. Yıldırım, "Belediye meclis üyelerini ben belirleyim" deyince Erdoğan da "O zaman Berat Albayrak ve Bilal  Erdoğan ile beraber çalışın. Onlarda da isimler var" cevabını veriyor ve beklemediği bir tepki ile karşılaşıyor:

"Beni Berat ve Bilal ile muhatap etmeyin. Siz ne emrederseniz ben onu yaparım. Ama onlarla pazarlığa girmem."

Adam  haklı mı?.. Haklı!.. Kadir Topbaş örneği ortada.. Gün gelince altının çok rahat oyulacağı bir maceraya neden girsin. Birisinin kafası atınca, en yakın akrabalarına bir telefon edip, "çöpleri toplamayın" dese ve İstanbul'da 3 gün çöpler toplanmasa Binali Yıldırım'ın hali nice olur?.. Bir düşünün...

Binali Yıldırım'ın tek talebinin bu olduğunu da sanmıyorum. Hazır eline fırsat geçmişken bazı iade-i itibar taleplerinin olmayacağını düşünmek saflık olur!..

Saray kaynakları Yıldırım'ın restinden sonra aile içinde oluşan havayı şöyle anlatıyor:

"Yıldırım'ın isteklerinin hepsi kabul edilirse. İstanbul Belediye Başkanlığı, Binali Yıldırım Başkanlığı olur."

Her ne kadar etrafa kriz çözülmüş havası da yayılsa aile içinde sıkıntı giderilmiş değil. O yüzden İstanbul Belediye Başkan adayının isminin açıklanması Erdoğan'ın Arjantin dönüşüne bırakıldı. Pazarlıklar ne  sonuç getirir?. Kestirilmesi güç... Sürpriz olabilir mi?.. Yıldırım, yelkenleri suya indirmez ise  olabilir.. Damat ile oğul çok fena kızmış!..

***

Kim bu SPARK?..

Bir kaç yıldır, yerel medya haberlerinde gözüme çarpıyor; "SPARK" adlı Hollanda merkezli bir sivil toplum örgütü Türkiye'de yüksek öğrenim gören Suriyeli gençlere karşılıksız burs veriyor. Hem de R. Erdoğan bizim gençlere, "Burs değil kredi alın, bedavacılığa alışmayın" fırçaları atarken!.. SPARK, Türkiye'de en üst düzeyde ilgi ve alaka görüyor aynı zamanda bazı üniversitelerimizde de proje ortaklıkları yapıyor.

Geçen hafta sonu yerel medyaya şöyle bir haber düştü:

"Kilis 7 Aralık Üniversitesi'nde öğrenim gören ihtiyaç sahibi Suriyeli öğrencilere karşılıksız hibe desteği sağlayan SPARK'ın temsilcileriyle hibeye hak kazanan öğrenciler için, program ile ilgili bilgilendirme yapıldı

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ruhat Yaşar, Üniversitenin Dış İlişkiler Ofisi çalışanları, SPARK Türkiye Temsilcisi İbrahim Timurtaş ve Spark proje yetkililerinin katıldığı programdan sonra hibe sözleşmesi imzalandı. Prof. Dr. Ruhat Yaşar, hibeye hak kazanan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmasında, hibe programının öğrencilerin eğitim hayatına çok önemli bir maddi katkı sunacağını ve öğrencilerin başarılı bir eğitim süreci için gerekli gayret ve azmi göstereceğini ümit ettiğini dile getirdi.

SPARK Türkiye Temsilcisi İbrahim Timurtaş ise 'Avrupalı ve Katarlı hayırsever iş adamlarından gelen hibe ile öğrencileri 4 yıl boyunca destekliyoruz. Avrupalı ve Katarlı hayırseverler SPARK üzerinden Türkiye'deki Suriyeli öğrencilere yardımda bulunuyor' dedi.

Timurtaş, hibe programının amacının, öğrencilerin hem eğitim hem de maddi hayatlarına katkı sunmak olduğunu, bu yıl Kilis 7 Aralık Üniversitesinde önlisans ve lisans düzeyinde öğrenim gören 96 Suriyeli öğrenciye burs tahsis edileceğini ifade etti."

Kim bu SPARK?.. Türkiye'deki Suriyeli öğrencilere neden karşılıksız burs sağlıyor?.. Avrupalı ve Katarlı hayırseverler kim?.. Amaçları ne?..

Açıklayın!..

TEKZİP METNİ

T.C. Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliği D. İş. No : 2018/6302 D İş

Yeniçağ Gazetesinde ve gazeteye ait internet sitesinde 29.11.2018 tarihinde manşetten ve devamında 3. sayfada 'Yıldırım Aile İçi Baskıdan Bunaldı' başlığıyla yayınlanan, Ahmet Takan tarafından kaleme alınan yazı tümüyle çarpıtılmış ve asılsız ifadeler içermektedir. Yayınlanan bu çarpıtılmış yazı ile Yeniçağ Gazetesi ve yazarının Müvekkilimin şahsı üzerinden kasıtlı bir algı operasyonu yaptığı açık şekilde anlaşılmaktadır. Müvekkilim Sn. Berat Albayrak'ın siyasi konumu nedeniyle bu tür maksatlı haberlere konu edildiği, eser sahibi tarafından kaleme alınan ve sistematik olarak yayınlanan çeşitli yazılardan da anlaşılacağı üzere Müvekkilim üzerinden T.C. Hükümeti'nin de doğrudan hedef alındığı, gazetenin yalan haberlerle siyasi bir çıkarım elde etmeye çalıştığı ortadadır. Bilindiği üzere T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin önümüzdeki yerel seçimlere yönelik bazı illeri kapsayan adayların isimlerini kamuoyu ile paylaşmıştır. Parti yetkililerinin inisiyatifi ile adaylar üzerinde mutabakata varıldıkça yalnızca kesin olan kararlar kamuoyu ile paylaşılmaktadır, siyasi gündemin en hareketli olduğu seçim dönemlerinde ülkenin menfaatine yönelik ön kararlar almak konusunda Müvekkilimin de üyesi olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin itinalı tavrı ve daima isabetli neticelere vardığı gerçeği kamuoyunun malumudur. Türkiye'nin sosyo-ekonomik ve kültürel anlamda en gelişmiş bazı illeri konusunda herhangi bir açıklamanın henüz yapılmamış olması ise bu hassasiyetin bir sonucudur. T.C. mevcut Hükümeti her konuda ve her dönemde olduğu gibi önümüzdeki yerel seçimlerde de ülkemizin tek tek her il ve ilçesi için büyük bir dikkat ve özen ile çalışmalarını sürdürmektedir. Müvekkilim T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Berat Albayrak da bu iş birliği çerçevesinde yetki ve görevinin gereklerini büyük bir özveriyle yerine getirmektedir. Tekzibe konu gerçek dışı haber Müvekkilim ve üyesi bulunduğu siyasi partiyi yıpratmak, kamuoyunda güvensizlik oluşturmak adına yapılmaktadır. Yayınlanan bu yazının provokasyondan başka hiçbir niteliği bulunmamaktadır. Bu şekilde gazetenin belirli kişi ve kurumları hedef alarak 'gazetecilik' kisvesi altında kamuoyunu kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı anlaşılmıştır. Müvekkilim Sn. Berat Albayrak'ın siyasi konumu nedeniyle bu tür maksatlı haberlere konu edildiği, hakkında sistematik olarak yayınlanan çeşitli asılsız iddiaların yer aldığı yazılardan de anlaşılacağı üzere Müvekkilim üzerinden T.C. Hükümeti'nin de doğrudan hedef alındığı, yalan haberlerle siyasi bir çıkarım elde etmeye çalışıldığı ortadadır. Ülkesini seven, görev bilinci taşıyan, tüm eylem ve işlemlerini hukuk dairesinde yapan, Müvekkilim Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak bu karanlık odaklara karşı mücadelesini tüm kararlılığıyla sürdürecek, asılsız haber yapmayı kendine düstur edinmiş olan Cumhuriyet Gazetesinden hızlı ve etkin bir şekilde hukuk dışı eyleminin yargı önünde hesabı sorulacaktır. Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.

T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. BERAT ALBAYRAK Vekili Av. Ahmet ÖZEL

Yazarın Diğer Yazıları