Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Ruhban Okulu, dünya liderleri ve şans!

Yunan Başbakan Çipras'ın Türkiye ziyareti çok "anlamlı" geçti.

Baksanıza, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın'ın da yer aldığı Heybeliada Ruhban Okulu'nda (HRO) yaptığı konuşmada Fener Rum Patriği Bartholomeos;

"Osmanlı döneminde açılan bir okulun Cumhuriyet döneminde kapatılması ve yarım asırdır kapalı kalması üzücüdür" dedi...

Siyasal İslamcıların "her kötülüğün sebebi" diyerek saldırdığı Cumhuriyetimize Fener Patriği'nin de eleştiri ile bakmasını bir kenara koyuyorum; Patriğin söylediği doğru değil...

Heybeliada Ruhban Okulu'nu devlet değil bizzat Patrikhane kapatmıştır.

1971 yılında Anayasa Mahkemesi yüksekokulların devlete bağlanması esasını getirmiştir. Ancak Patrikhane devletin denetimine bağlı olmayı kabul etmediği için HRO'nu kapatmıştır.

Ruhban okulunun 1950'de yüksekokul haline getirilmesi ve Lozan'a aykırı şekilde yapılanmasının önünü açan kişi de, tesadüf olmasa gerek; Adnan Menderes'tir... ( Konu ile ilgili Sadi Somuncuoğlu'nun "İstanbul'da Yeni Roma İmparatorluğu" adlı kitabını okumanızı öneriyorum.)

Çipras'ın ziyaretinde HRO Başrahibi Lambriniadis; Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan Başbakan Çipras ve Fener Rum Partiği Bartholomeos

için "üç dünya liderimiz" ifadesini kullandı; " (...) 3 dünya liderinin aynı anda görevde bulunması asırda bir bulunacak kadar nadir ve çok büyük bir şans..."  dedi.

Neyin şansı dersiniz?

***

Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri av Hüseyin Özbek ile konuştum; "İki lider için iltifat sayılabilecek dünya lideri ifadesi, tüm dünya basınının gözü önünde neden Bartholomeos için de kullanılmıştır? Yoksa kamuoyu kendisi için tasarlanan makama hazırlanmak mı isteniyor?" dedi.

Özbek; "HRO'nun kapatılması hukuk meselesidir. Yüksek okullar devlete bağlı olarak, devletin gözetiminde faaliyetlerini sürdürür. Patrikhanenin de Türk hukukuna bağlı olması zorunludur. Bunu kabul etmemiş ve tümüyle kendine bağlı bir teoloji okulu açmak istemektedirler" diye tepki gösteriyor.

***

Bartholomeos'un AB ve ABD'yi arkasına alarak yaptığı şey Türk hukuk sisteminin üzerinde kendisini görmek... Hatırlayın,  ABD eski Başkanı Obama bile Türkiye ziyaretinde HRO'nun açılmasını istediğini ifade etmişti.

Oysa hangi dinden olursa olsun, nasıl ki İlahiyat Fakülteleri de devletin denetimine bağlı ise HRO'na da bu anlamda bir ayrıcalık hukuken tanınamaz. Aksi halde örneğin, Mısır'dan, Pakistan'dan, Suudi Arabistan'dan "başka fakülteler" de Türkiye'de bağımsız ilahiyat yüksek okulları açabilir!

HRO'ya özel statü verilirse diğer her türlü dini okulların da devlet denetimi ve gözetiminden bağımsız fakülteler açıp öğrenci kaydetmesinin yolu açılır.

***

Özbek'e "Neden siyasi bir zeminde bu konu tartışılıyor?" diye sordum.

"Haklısınız, bu tamamen hukuki bir mesele ve mağduriyet iddiası üzerinden bilinçli bir demagojik fırtına yaratılıyor. HRO'na ayrıcalık hukuk birliğimizi derinden sarsacaktır" diye yanıt veriyor.

Demek ki; Bartholomeos'un; "Cumhuriyet okulumuzu kapattı" çarpıtmasına karşılık, "okulunuzu neden Türk Hukuk sisteminden bağımsız açmak istiyorsunuz?" diye sormak gerekiyordu.

Peki bu soru soruldu mu? Hayır... HRO'nun Başrahibi ile Fener Rum Patriğinin, Türk yetkililerin gözü önünde dünya medyasına yaptıkları ajitasyonu izledik.

***

Çipras'ın Türkiye ziyaretinde kendisine sorulacak başka sorular da vardı.

Ege'de işgal edilen adalarımızla ilgili bir soru olabilirdi mesela...

Kıbrıs açıklarında uluslararası hukuka aykırı şekilde gerçekleştirdikleri doğalgaz arama çalışmaları da bir başka soru olabilirdi...

 Ege'yi Yunan gölü haline getirme çabaları ve Lozan'ı delme faaliyetleri de sorulmadı...

"Dünya liderlerimiz" bu konuları konuşmadı...

Ne demişti papaz; "Dünya liderlerimizin aynı anda görevde bulunmaları asırda bir bulunacak kadar nadir ve çok büyük bir şans..." 

 

Yazarın Diğer Yazıları