Kartal'da çöken bina, beka sorunu mu?..

AKP eski İstanbul Milletvekili Emin Şirin, kişisel Twitter hesabından, R. Erdoğan'ın Kartal'da çöken bina ziyareti ve açıklamalarıyla ilgili olarak bir mesaj attı;

"Sn. Başkan, 'imar şehitlerinin' artmaması için (bir imar felaketi olan) 'imar barışı'ndan faydalanmak için 'teknik yeterlilik' şartını getirmeyi düşünüyor musunuz? Bu şartı getirmezseniz, çökecek binaların mesuliyeti kime ait olur?"

Bazı medya organları, Emin Şirin'in bu mesajını "Erdoğan'ı kızdıracak mesajlar" diye duyurdu. Şirin'e, amacının ne olduğunu, Erdoğan'ı kızdırmak mı olduğunu sordum. Şirin, "benim niyetim pek tabii ki Sayın Cumhurbaşkanını kızdırmak değil, böyle bir niyetim olamaz. Ancak kendisi Türkiye'nin bütün mesuliyetini taşıyan bir insan olarak konuları dikkatine getirmek için bu tweeti attım" dedi. Meğerse, Emim Şirin, beka meselesine dikkat çekmek için o paylaşımda bulunmuş. İstanbul'da yıkılan bir bina ile Türkiye'nin beka meselesi arasında nasıl bir alaka mı olur?.. Emin Şirin, Cumhur İttifakı'nın ortağı da değil. Peki ne, o zaman?.. Şirin, başladı anlatmaya;

"İstanbul'da Kartal'da yıkılan bina imar şartlarına uymayan binaların ne kadar riskli olduğunu gösterdi. Bir imar affı söz konusu oldu biliyorsunuz. Bu imar affı çıkarken maalesef imar affına girecek olan binaların teknik yeterlilik belgesi aranma şartı getirilmedi. Bunu iktidar partileri düşünmediler, sadece belki para toplamak veya oy toplamak istediler imarı rahatlatarak. Muhalefet partilerinden de bir muhalefet milletvekili plan bütçe komisyonunda itiraz etmesine rağmen onlar da bu konuda bir önerge vermediler. Bu çok büyük bir eksiklik. Şimdi bu konudan hareketle milletvekilliği yaptığım dönemde de çok üzerinde durduğum bir konuyu tekrar özellikle gündeme getirmek istedim. O da İstanbul'a gelmesi muhtemel değil mukadder olduğu söylenen deprem meselesi. Şimdi uzmanlar, İstanbul'da zamanı belli olmamakla beraber çok uzak olmayacak bir gelecekte belki yarın belki 30 sene içinde 7 şiddetinin üzerinde hatta 7 buçuğa yaklaşacak bir deprem olasılığına kesin gözüyle bakıyorlar. Yapılan simülasyonlarının sonucunda İstanbul'daki 1 milyon 400 bin konuttan birkaç yüz bininin yıkılabileceği öngörülüyor. Şimdi birkaç yüz bin konut dediğiniz zaman, 100 bin konut dediğiniz zaman, Kartal'daki binada 21 kişi hayatını kaybetti. 100 bin konutu 21 ile çarparsanız 2 milyon gibi bir rakam, korkunç bir rakamın önümüze çıkma ihtimali var. Bunun haricinde olabilecek diğer kotasyonlar yani milyonlarca belki yaralı ortaya çıkacak. Ve biz bu Kartal'daki enkazı 4 günde kaldıramadık. Allah korusun böyle bir felaket olduğunda yönetimdeki insanların en iyimser şartlara göre değil en karamsar şartlara göre tedbir alması lazım."

"İşgale uğrarız"

İstanbul'da yaşanacak büyük bir deprem ile Türkiye'nin bekası nasıl tehlikeye girer?.. Emin Şirin'in yanıtı;

"Böyle bir deprem olur ise depremden sonraki İstanbul'u gözümüzün önüne getirelim. Bütün yollar perişan, yüz bin veya üzerinde bina yıkılmış, kanalizasyon sistemleri patlamış, doğal gaz sistemleri patlamış ve çalışmıyor. Elektrikler kesilmiş, hastaneler ne durumda olacakları belli değil ama kapasitelerinin fevkalade üzerinde bir sıkıntı içindeler. Salgın hastalık riski başlamış. Su gelmiyor, içecek, yiyecek sıkıntısı başlamış bir İstanbul'la karşı karşıya kalacağız. Buna ilaveten İstanbul'un Türkiye ekonomisinin asgari yüzde 40'ını teşkil ettiğini dikkate getirelim. Ekonomi duracak İstanbul'da. Ekonominin durması ile birlikte İstanbul'dan toplanan vergiler duracak. İstanbul senelerce vergi ödemeyecek. Yani ekonominin yüzde 40 küçülmesinden bahsediyoruz. İnsanlar işsiz kalacak. Bu işsiz kalan insanlar sadece İstanbul'da değil, Anadolu'nun İstanbul'a bağlı olarak Marmara bölgesi ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde etkilenip işsiz kalacaklar. Bu muhtemelen Türkiye'den yurt dışına bir göç dalgasının meydana gelmesine sebep olacak. Yani milyonlarca insan ekonomisi yüzde 40-50 sekteye uğramış, hazine gelirlerini toplayamamış bir ülkede kalacağına göç etme fikrine girecek. Böyle bir manzara Türkiye'nin önündeki hakiki beka sorununu teşkil eder. FETÖ mühimdir mücadele ediliyor edilecektir edildiği kadar, PKK mühimdir, Suriye mühimdir hepsi mühimdir ama İstanbul'un başına eğer böyle bir felaket gelirse ve tedbir alınmamışsa bu hakiki beka sorunudur. Neden? Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda yüz milyarlarca dolara ihtiyaç duyulacak. Alt yapının, üst yapının ve ekonominin canlandırılması için. Bu para bizde yok. Ekonomi de ufalmış olacak. Bunu siz Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyadan talep edeceksiniz. Dünya İstanbul'a sahip çıkmaya kalkar ama yüz milyarlarca dolar parayı buraya yollayacaklarsa bu paranın yönetimini de bırakmazlar. Biz o zaman gerek mali bakımdan, gerek maddi bakımdan gerekse de fiziki olarak işgale uğrarız. Yani, buraya insanlar gelirler derler ki,' biz sizin enkazınızı kaldıracağız onu yapacağız, bunu yapacağız altyapınızı da tamir etmenize yardım edeceğiz' o yüzlerce milyar dolarla beraber on binlerce yabancı idareleri ile beraber gelirler. Türkiye'nin hakiki beka sorunu o zaman ortaya çıkar. Ben bu konuya dikkat çekmek istiyorum. İstanbul'u dolayısıyla Türkiye'yi bekleyen en büyük problem depremden sonraki gün Türkiye'nin karşılaşacağı beka sorunu. Bu konuda kim ne düşünüyor bilmiyoruz..."

Emin Şirin sözlerini, "Bu söylediklerimin ne kadar zor olduğunun idraki içerisindeyim. Çünkü rant sağlamadan eğer bir dönüşüm yapacaksanız bunun finansmanını organize etmek, halkı buna ikna etmek kolay işler değil. Mesele, daha fazla kat yaratmak değil, mesele mevcut olan metrekareleri akıllı bir şekilde ıslah etmek. Bunun finansman sistemi de kolay olmayacak ama Cumhurbaşkanlığı sisteminin sağladığı otoriteyle beraber bunu akıllı bir şekilde insanları da mağdur etmeden yapmak şart. Önümüzdeki 4 senenin en büyük projesi bu olması lazım." diye bitirdi.

Yazarın Diğer Yazıları