Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Cahit Armağan DİLEK

Cahit Armağan DİLEK

Trump'ın damadı Erdoğan'la neyi görüştü?

Geçtiğimiz hafta çok önemli görüşmeler vardı. Trump Kuzey Kore lideriyle Vietnam'da ikinci zirveyi yaptı. Ama bizi çok daha yakından ilgilendiren görüşmeler hem Türkiye'de hem de İran ve Rusya'da gerçekleşti.

Görüşmeler çok önemli ve kritik mesajlar içeriyordu. Ama Türk medyasında ve Türkiye'yi yönetenlerde kaygı verici bir sessizlik hâkim.

Trump'ın Yahudi damadı Kushner Cumhurbaşkanı Erdoğan'la çok özel bir görüşme yaptı. Kushner'in yanında Trump'ın Orta Doğu ve İran özel temsilcileri de daha vardı, Erdoğan ise damadını yanına almıştı. Bölgesel askerî-politik konular konuşulacak ama Cumhurbaşkanının yanında ne Dışişleri ve Savunma Bakanları ne de MİT Başkanı var.

Bu haliyle çok çok özel bir görüşme olduğu anlaşılıyor. Damat Bakanın da büyük olasılıkla tercümanlık için orada bulunduğunu söyleyebiliriz.

Kushner ve yanındakilerin görev alanlarına, Beyaz Saray'dan yapılan kısa açıklamaya bakılırsa, İsrail-Filistin barış planı görüşüldü. Ve tabii İran'a karşı yaptırımların Mart'ta bitecek ilk 6 aylık periyot sonrasında Türkiye'nin yeni muafiyetlerin görüşülmüş olması büyük olasılık.

Kushner'in Trump'ın damadı olmasının yanında Beyaz Saray'da Yahudi lobisinin en kudretli temsilcisi. Böyle olduğu içindir ki yıllardır hiçbir ABD Başkanının yapamadığını Trump yapmış, Kudüs'ü başkent olarak kabul edip büyükelçiliğini taşımıştır. Kushner yüzyılın barış planı dedikleri planı da büyük oranda tamamlamış ve önümüzdeki ay İsrail'de yapılacak seçim sonrasında açıklaması bekleniyor. Filistin'e mali yardımı kesen ABD, belli ki para karşılığında Filistin'e dayatmalarda bulunacak.

Kushner başka bir şey daha yapıyor. Diplomatik ilişkisi olmayan Suudi Arabistan ile İsrail arasında stratejik ortaklık tesis ediliyor. Suud yönetimiyle adeta kanka. İsrail'in İran'la yatıp kalktığı, İran'ı hem içeride hem de Suriye gibi dış hatlarda vurmak için hazırlık yaptığı, tehditler savurduğu ortada.

İşte böyle bir ortamda geçen hafta Esad, 2011'den sonra ilk kez Tahran'ı ziyaret etti, Ruhani ve Hamaney ile görüştü. Uzmanlar (!) bu görüşmeyle İran'ın ABD'ye mesaj verdiğini söylese de asıl mesajın Esad'ı tanımadığını söyleyen Türkiye'ye olduğunu göremediler.

İran, Esad'ın hemen arkasından Ermenistan Başbakanını ağırladı. Ermeni Başbakanın Ruhani ile görüşmesinin Hocalı soykırımının yıldönümü gününde gerçekleşmesi İran'ın Türkiye'ye verdiği ağır bir mesajdı. Bu ziyaret sonrası Azerbaycan'da İran-Ermenistan ikilisine karşı İsrail-Azerbaycan ikilisi olarak karşılık verelim kampanyasının başlatılması da manidar.

Geçen hafta diğer bir görüşme de Moskova'daki Netanyahu-Putin görüşmesiydi. Geçen yıl İsrail'in Suriye'de Rus askerî uçağının düşürülmesine neden olduğu olayla gerginleşen ilişkilerin normalleştiğini gördük. Putin, Suriye'deki yabancı askerlerin çekilmesini sağlayacak bir süreç başlattıklarını açıkladı. ABD'nin çekilmeyeceğini her ikisi bildiğine göre asıl hedef İran ve Türkiye.

İran'ın bu mesajları, Astana/Soçi sürecindeki ortaklığın ölüm ilanı gibi. Bunun yanında diğer mesaj Kushner liderliğinde ABD güdümündeki İsrail-Suud ortak yapımı sözde Orta Doğu barış planınadır.

Rusya da Suriye'de İran ve Türkiye'nin görünürde ortak, gerçekte kendi planlarının peşinde olduğuna ilişkin değerlendirmeleri çerçevesinde bölgedeki gerçek ortağının İsrail olduğuna yönelik Türkiye ve İran'a mesajıdır.

Geçen hafta gerçekleşen birbirinden bağımsız gibi gerçekleşen ziyaret ve görüşmelerin ortak noktası Orta Doğu'nun yeniden dizaynı.

Temennilerle değil de sahadaki gelişmelere bakılırsa burada ABD'nin epey ilerleme sağladığı planı Suud-İsrail yapımı.

Biz bunu Haziran 2015'te Vaşington'da CFR'deki bir toplantıda duymuştuk. İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yapan Dore Gold ile Suudi Kralın danışmanlığını da yapan emekli general Enver Macid Ekşi'nin yaklaşık 2 yıl süren gizli müzakerelerin sonunda belirledikleri Türkiye'yi de çok yakından ilgilendiren 7 maddelik Orta Doğu Barış Planı.

7 madde içinde Yemen'de barış, Arap ülkelerinde demokratik hareketlerin desteklenmesi, Körfez ülkelerinin birlikte hareketini sağlamak, Arap/İslam ordusu kurmak, İran'da rejim değiştirmek, Arap-İsrail barışı sağlamak, Kürtlerin bulunduğu ülkelerden toprak alarak büyük Kürdistan kurmak var.

Maddelere bakılırsa, barış planı değil bölge ülkelerini bölme yutma sömürme planı. Suriye'deki güvenli bölge tartışmaları, ABD'nin sözde çekilmesi de bu bağlamda.

Geçen haftaki görüşmelerin her biri bu planla yakından ilişkili. O planın belki de son safhasına geçilmekte olduğunu, bunun için de muhtemelen Türkiye ve İsrail'deki seçimlerin beklendiğini söyleyebiliriz.

Yani Kushner'in ziyaretinin zamanlaması manidar. Görüşmede bu 7 maddelik planın Türkiye'nin önüne konulmuş olması büyük olasılık. Böyle olup olmadığını önümüzdeki günlerde, muhtemelen seçimlerden sonra daha net göreceğiz.

Normal şartlarda Türkiye'nin desteklemesi, içinde bulunması mümkün olamayacak bir plan, ancak Trump'ın ekonomik olarak mahvederiz twiti orada duruyor ve bir ekonomik krizi en derininden yaşıyoruz. Kaygı veren husus da bu.

Yazarın Diğer Yazıları