Atı alan Üsküdar'ı geçti bayım!

Ya biz yeni rejime alışamadık, ya R. T. Erdoğan yeni rejimi yanlış anladı! "Cumhurbaşkanı" terkibinin "cumhur"unu atıp sadece "başkan"ını almalı. Halkın başkanı olmayacak, "yandaşların başkanı" olacaksa -ki, "yandaş" basın yayın organlarında "Başkan=Reis" diye yazılıp söyleniyor- bir an önce bir kararname çıkarsın, "Başkan" sıfatını resmen aldım, desin. Halkımız da kimin başkanı olduğunu bilsin, değil mi!

İstanbul'u kaybetmeyi bir türlü hazmedemiyorlar. FETÖ silahına sarıldılar.  Neymiş? Bazı sandık görevlilerinin dığdığının dığdığı Fethullahçılıktan işinden atılmış, soruşturulmuş veya hapsedilmiş. Yeni Şafak'ın masa başı haberi akıllara ziyan:

"[İstanbul] Maltepe'de sandıklarda görev[li] 122 kişinin ya doğrudan kendisinin ya da birinci dereceden yakınlarının FETÖ ile irtibatlı oldukları tespit edildi. Bazı isimlerin teröristbaşı Fetullah Gülen'in çağrısının ardından Bank Asya'ya para yatırdığı, soruşturma geçirdiği, bazı isimlerin ise birinci dereceden akrabalarının FETÖ bağlantısı nedeniyle kamudan ihraç edildiği saptandı."

Bu insanlar devlette görevliyse, her birin nasıl bir FETÖ bağı olduğu araştırılıp ondan sonra mı görev verilecek? O zaman Türkiye'nin yüzde sekseni şaibelidir!

(Ankara'da yenilgiye uğrayan kendi adayları Mehmet Özhaseki'nin sözlerini hatırlatırım: "Hiç kimse kendini geriye çekip de 'Bizim bunlarla merhabamız yoktu' demesin. Ancak ne zaman ki yaptıkları açığa çıktı, bunlarla temasta olmak en büyük suç. O tarihe kadar bunlarla temasta olanlara ceza verilecekse Türkiye'nin etrafını tel örgü ile çevireceksiniz 81 milyonu hapishaneye atacaksınız...")

İnsaf be!... General kardeşi darbenin üç-beş beyninden biri olan zat, bile bile önce Saray'a başdanışman yapıldı, sonra da Hollanda'ya büyükelçi gönderildi. Yine hapse atılan Fethullahçı bir rektörün kardeşi, yeni rejimin bakanlığına getirildi. Herkes kendisinden mesuldür ve bu tayinler normaldir.

Ak Parti yönetiminin hemen hepsinin böyle bir bağı olduğu gibi,  hemen hepsinin Fethullah Cemaati'ne sınırsız destek ve ve övgüleri biliniyor. İsimlerini yazıp girince karşınıza çıkar.

Reis Bey, Rusya'dan dönerken tayyaresinde, Türk bayrağının adı değiştirilsin diyen hanım da masasının etrafında olduğu hâlde, "yandaş" gazetecilere yaptığı açıklamalarında, Rusya'ya giderken söylediklerini biraz törpüleyerek tekrarladı:

"Teşkilatımızda sandıklara hâkimiyette kusurlar olmuş olabilir. Ama şunu bilmemiz lazım, son yasal düzenlemeyle sandık başkanları kamu görevlilerinden oluşur. İstanbul'da, bakıyorsunuz, belediyenin personeli, işçi sandık kurulu başkanı olmuş. Bazı yerlerde asker üye. Bunları tespit etmiş durumda arkadaşlarımız. Tabi bunlar, şaibe getiriyor. Samimi bir bakış olsa, bu iptale götürür."

Reis Bey'in hedefi seçimi iptal ettirmek. Halktan da çekindiği açık. Sürekli sebep üretme peşinde. Öyle sebepler bulalım ki, halk kısmen de olsa, seçimin yenilenmesi gerektiğine inansın.

Sanki Türkiye'yi idare eden, her şeye el uzatan kendileri değilmiş gibi konuşuyorlar.  Ben dâhil çok kişi, bu iktidarın en azından büyük belediyeleri mutlaka almak isteyeceklerini, bunun için her yolu deneyeceklerini, geçmişteki oyunları, hileleri, kanunsuzlukları hatırlatarak yazıp söylemedik mi?

Mağduru oynamaları hiç inandırıcı değil!

Atı alan Üsküdar'ı geçti bayım!

 

Yazarın Diğer Yazıları