Yeni seçim siyasî intihar

Ak Parti'nin İstanbul'da belediye seçimlerini yeniletme hamlesi, bir siyasî intihar teşebbüsüdür. Bütün imkânları elinde tutan ve hatta "dikta" ile itham edilen bir partinin "mağduriyet"i oynamasına kimse inanmaz.

İstanbul Büyükçekmece'de, akıl almaz polis baskınları, insanları nasıl içten içe öfkelendirdiğini görüyoruz. Bu ilçede oturan bir hanım ve üniversiteli kızının polis baskınından rahatsızlıklarını anlatırken yanımda olmanızı isterdim. Polis ev ev dolaşıp "Hangi partiye oy verdiniz?" diye sorabilir mi? (Süleyman Soylu, "İspat etsinler!" diyor. Aileden bizzat dinledim. Sormuşlar! Kesinlikle doğru.)

Hadi Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ak Parti İstanbul teşkilatı işgüzarlık ediyorlar, Saray'a yaranmayı abartıyorlar, ya Saray'daki başdanışmanlar ordusu? Bu baskınların ne getirip ne götüreceğini bilmiyorlar mı? Makama çıkıp "Reis Beyefendimiz. Maruzatımız var. Bakan arkadaşlarımızın, İstanbul parti teşkilatının işgüzarlıkları partiye ve zat-ı âlînize zarar verir. Bir yanlış yol takip ediliyor." deme cesaretini kendilerinde bulamıyorlar mı?

Önceki gün bir haber duydunuz, okudunuz. "Cübbeli Şef"in damadının İstanbul Belediyesi'nden aldığı milyonluk ihale... Belki hakkıyla almıştır. Ama imaj başka. İstanbul'u "yiyebilmek" için ellerinde tutmak, asla vermemek fikri, yeni seçim ısrarıyla, zihinlerde perçinleniyor.

Ekrem İmamoğlu ilçe ilçe dolaşıyor, kendisini anlatıyor, yapacaklarını anlatıyor. Büyük kalabalıklar da topluyor. Bu kalabalıklar taşıma kalabalık, devlet dairelerinden zoraki izinli memur-işçi kalabalığı değil; gönüllü kalabalık. Ya Ak Parti'nin adayı ne yapıyor? Halk sorgulamaya başlayınca, bir tivit atıyor "Hu hu!... Bakın buradayım! Arkadaşlar ilgileniyorlar. Bana gerek yok!" diyor sadece. Ne olursa olsun, yeni seçim, aklındaysa,  o da en azından kazandıkları 25 ilçeyi "teşekkür" babından dolaşırdı.

Yeniden sayılmayan sandık İstanbul Maltepe'de kaldı. Ama yokuşa sürülüyor. Sandık sayımları bitince sanırım Ak Parti, fesini önüne alıp daha sağlıklı düşünecek, yeni seçim talebinin ne getirip ne götüreceğini hesap edecektir. Diğer taraftan YSK içtihatları çiğneyip Ak Parti'ye boyun eğecek mi?

Ekrem İmamoğlu'nun bir sözü var:

"Adama, kişiye, kişilere gruplara, cemaatlere, vakıflara, derneklere hizmet işi bitti. İstanbullulara hizmet dönemi başlayacak. İnanın İstanbul büyükşehir Belediyesi'nin en kritik odaları, makamım dâhil toplumun gözü önünde olacak."

Ekrem İmamoğlu'nun bu sözlerinin takipçisi olacağız.

Gazetelerin yazdığına göre -yalanlanmayan bilgiler bunlar- ismini cismini bilmediğimiz birçok dernek ve vakfa İBB'den para aktarılmış. Haber şöyle:

 "İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kamu kaynaklarından, çok sayıda vakıf ve derneğe yüklü miktarlarda pay ayırdığı ortaya çıktı. Belediyenin hazırladığı ancak İBB Meclisi'ne sunmadığı raporda pay ayrıldığı gözüken vakıfların Tayyip Erdoğan'a yakınlığı dikkat çekiyor. Listedeki vakıfların yönetimlerinde Erdoğan'la ya akrabalık ya da siyasi ilişkisi olan isimler var."

Yeni başkan madem toplumun gözü önünde olmaya söz verdi, belediyenin geçmişini de deşmelidir. "Alan almış artık..." dememeli, ihalelerin kimlere gittiği, kimlerin yüzde10 kestiği, kimlere maddî destek sağlandığı, ta 1994'ten itibaren bir bir ortaya çıkarılmalıdır.

Ak Parti için artık akibet "hayır" olmayacak!

 

Yazarın Diğer Yazıları