Türkler ve Ermeniler: Birbirini anlamalı!

Her yıl 24 Nisan yaklaşırken ABD'lilerin ağzına bakıyoruz... Acaba bugün için ABD Başkanı "Soykırım" diyecek mi?

Yine kulağımız gelecek haberlerde. Acaba hangi devletin parlamentosu "Soykırım Tasarısı"nı kabul edecek?

Müessif hâdisiler olmuştur. 20. yüzyılın ilk çeyreğini ve Osmanlı'nın vaziyetini incelediğinizde, Ermenilerin başlarına gelenler, Türklerin uğradığı müessif hâdiselerin yanında çok hafif kalır. Zaruretler İttihat ve Terakkî hükûmetini tedbir almaya mecbur bırakmıştır. Anasırıyla övünen Osmanlı'da, o kadar unsur yaşarken, hükûmet Ermenileri gözüne kestirmiş, öldürelim gitsin, demiş! Olur mu öyle şey!

Zannedilir ki, İttihat ve Terakkî, Türklük için kurulmuş, Türkçülük yapıyor! Hiçbir milleti, hiçbir etnisiteyi kabul etmiyor!

İttihat ve Terakkî'nin kuruluşunu ve iktidardaki hedeflerin inceleyin, "kurucu unsur"un önemi vurgulanmakla birlikte, Osmanlı tebaası bir arada tutulmak istenmiş, hiçbir unsur dışarıya itilmemiş, son kertede bari Müslüman unsurlar bir arada kalsın denilmiş; "Türkçülük" değil, asıl "İslâmcılık" davası güdülmüştür. Biz bunları inceledik ve bir kitabımızda ayrıntılı yazdık.  

Yaşananlar üzücü... Ne yazık ki, tarihî şartlar, bazı müessif hâdiselerin önüne geçmeye engel. Tehcire mecbur kalınmasa, yüz binlerce insan çoluk çocuğuyla yollara çıkartılır mıydı!

Türkiye güçlü olmak zorundadır. Güçlü olamaz, tökezlerse,  o parlamentolarda kabul edilen "soykırım tasarıları" var ya, karşımıza tazminat talebiyle, toprak talebiyle çıkartılacaktır; ve hatta "Hadi hep beraber Sürelim Türkleri!" diyeceklerdir!

İçimizde, iktidar koltuğunda oturanlar % 50,01 hesabı yapar, ülkenin yarısını hasım görürse elbette herkes üzerimize üşüşür!

Biz muhalifiyle ve hatta iç düşmanıyla beraber "Türkiye"yiz. Biz, her zaman söylerim, insan odaklı olmalıyız ve insanı kazanmalıyız. Herkese "Türkiye bizim." dedirtebilmeliyiz. Burada doğan, burada yaşayan, mazisi olan, Müslim, gayrimüslim, bu etnik, şu etnik fark etmez, kim olursa olsun "biziz". "Tek vatan"ın toprağında, "tek devlet"te, "tek bayrak"ın altında   "tek millet"iz; her birimiz "Türk milleti" çatısının ferdiyiz.

Aklıselimle düşünebilmek için, tarihi hamasî kaynaklardan değil, ilmî kaynaklardan öğrenmeliyiz. "En şanlı"dan başlayıp "en büyük"ten bitirmemeliyiz.

Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, hocası Prof. Dr. Mustafa Kafalı'ya ithaf ettiği yeni çıkan "Orta Çağ'da Türkler Ermeniler Gürcüler" kitabı (Bilge Kültür Sanat Yayınları, 192 s.), tarihi nasıl anlamamız gerektiğini gösteriyor.

Yine Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu'nun, Trabzon Türk Ocağı Yayınları arasından 2015'te yayınladığı "Türk Ermeni İlişkileri ve 1915 Olayları" kitabı, ilmî çerçevede, 1915 hâdiselerine ışık tutuyor.

Prof. Dr. Tellioğlu'nun, yeni kitabında "Orta Çağ Ermeni Kaynaklarının Türk Tarihi Açısından Önemi Üzerine" başlığı altında Ermeni tarihçilerden kalan eserler üzerine bir değerlendirmesi de yer almaktadır.

Biz çok az yazdık. Başka tarihçilerden kendimizi öğreniyoruz. Ermeniler aslında öyle pek dışımızda da değiller. 

Ne biz kendi kendimizi kışkırtalım, ne başkaları Ermenileri. Kimse araya girmeden biz birbirimizi anlayalım.

Kışkırtmanın sonu her zaman hüsrandır.

 

Yazarın Diğer Yazıları