Çocuk istismarları artarken...

İnsana, savunmasız bebeğe, çocuğa, kadına, doğaya, hayvana yapılan şiddet, taciz, işkence  haberleri geçmişte gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alırdı. Ancakson zamanlarda bu tür haberler manşetlere taşınacak kadar sıklaştı. Böyle haberler moralleri sıfırlıyar, insanlığın ne hale geldiğini sorgulatıyor... Ekranlarda da konunun uzmanları toplumdaki bu cinnet halinin arka planını aydınlatmaya çalışıyor. Ben de bu çabalara katkı sağlamak adına Başarı Hastanesi'nden Uzman Klinik Psikolog Melis Avcı ile çocuk istimarı ve tacizler üzerine konuştum. Böyle sapkın kişinin ruh hali nasıldır?.. Temelinde ne vardır?.. Bunu nasıl yapabilir?.. sorularına cevap aradım.

Hocamızın bu konudaki tespitleri şöyle:

Cinsel taciz, hoş karşılanmayan veya istenmeyen cinsel girişimler, cinsel talepler  ya da rahatsız edici bir ortam oluşturacak cinsel içerikli diğer sözlü ya da fiziksel temaslar olarak tanımlanabilir. Çocuğun bedenine, şaka yollu da olsa yapılan, cinsel imalı her dokunuşun "cinsel istismar" olarak değerlendirilir. Çocukken maruz kalınan cinsel istismar, depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları, düşük özsaygı, psikosomatik bozukluklar (mesela ağrı bozuklukları), uyku bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, cinsel işlev bozuklukları gibi kısa ve uzun vadeli sonuçlar doğurabilmektedir.

Cinsel istimara maruz kalan çocuklarda; Bazı mekan veya kişilerden korku, suçluluk duygusu, kendine zarar verme davranışları, evden ya da okuldan kaçma, genital bölge veya ağız çevresinde ağrı, kanama, tuvalet yaparken birden çok kez rastlanan ağrı, tuvalet eğitimi ile alakasız alta kaçırma, geceleri uyku sorunları, kabuslar, öfke patlamaları vb. davranışlar gözlemlenebilir.

Küçük yaşta maruz kalınan cinsel istismar, bireyin gelecekteki yaşamını olumsuz etkiler. Cinsel istismar yapan yetişkinlerin de en az yarısının çocukluk çağında istismar edilmiş olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Çocuklar kolayca güven duydukları, kolayca korkutulabildikleri ve kandırılabildikleri için istismara çok açıktırlar. Ülkemizde ve dünyada kızlar, erkeklere oranla daha çok istismar edilmekte ve istismar edenler ise genellikle erkek ve çocuğun tanıdığı kişilerden oluşmaktadır. Bir çalışmada çocukken (oniki yaşın altında) cinsel istismara uğramış yetişkinlerin %86'sının kendilerini istismar edenleri tanıdıklarını ve hatta öncesinde sevdikleri kişiler olduğunu rapor etmişlerdir (Jenny, Roesler ve Poyer,1997). Böyle sevilen ve güven duyulan birisi tarafından istismar edilmek, çocukta güven duygusunun derinden zedelenmesine ve kendisini ihanete uğramış hissetmesine neden olmaktadır. Çocuğa cinsel doyum amacı ile yaklaşan kişi onun sevgisinden yararlanmış ve ona hediyeler vermişse, bu davranışlar çocukta cinsel davranışlarla ilişkili olarak ahlak karmaşası yaratmaktadır. İstismar edilen çocuk, cinselliği bir alışveriş  olarak değerlendirmekte ve yaşam boyunca sevgi elde edebilmek için cinsellik gerekeceği  gibi yanlış sonuçlara ulaşabilmektedir.

Cinsel istismarcıları genel olarak iki grupta inceleyebilmekteyiz. Birinci grup, sadece çocuklara cinsel arzu duyanlar, ikinci grup ise hem yetişkin, hem de çocuklara cinsel arzu duyanlardır. Bilindiği gibi, fiziksel, duygusal istismarda olduğu gibi, cinsel istismar konusunda da en fazla olay yakın çevrede yaşanmaktadır.Tehlikenin bu kadar yakın olması, bir çok aile için hem önlem alma, hem de istismar sonrasında hukuki yollara başvurma konularında ciddi zorluklar yaratmaktadır

Çocuk istismarcılarının yarısında alkol ve uyuşturucu kullanımı vardır. Dürtülerini kontrol edemezler. Cinsel istismarda bulunanlar, çocuklar karşısında tahrik olurlar. Duygusal açıdan olgun değildirler. Yetişkinlerle sağlıklı iletişim kuramazlar. Yetişkinler dünyasında kendilerini yetersiz hissettikleri ve güvende hissetmedikleri için kabul edilmek ve sevilmek için çocuklara yönelirler. Cinsel konularda kendilerini kontrol edemezler ve seks bağımlılığı görülür. Çocuklara cinsel istismarda bulunan kişiler, kendilerini güçlü hissederler ve denetimin kendi ellerinde olduğu duygusuna kapılırlar. Engelli çocuklar, öğrenme güçlüğü olan çocuklar, zor sakinleşen çocuklar, akut ya da kronik hastalığı olan çocuklar istismar konusunda risk altındadır. Çocuğun emekleme, yürüme, tuvalet eğitimi ve ergenlik dönemi gibi psikososyal gelişim evrelerinde istismara uğrama riski artar. İstismarın temelini ise yetişkinin çocuktan güçlü olması oluşturur.

 Cinsel istismardan korunmanın en önemli yolu, çocuğun özel bölgeler konusunda bilgilendirilmesi, ebeveynlerin bu konuda tutarlı davranması (örneğin başkalarının yanında çocuğu hiçbir koşulda soymaması, çocuğun bedenine izinsiz dokunmaması), çocuğun ruhsal ve bedensel geri bildirimlerinin takip edilmesi gerekmektedir, Ebeveynler, çocuklarını, yaşına uygun olmayan cinsel içeriklerden korumakla yükümlüdür. Bu olasılıklar aile içinde ya da dışında gerçekleştiğinde yine bir istismar olarak değerlendirilmeli ve gerekli psikolojik ve hukuki önlemler alınmalıdır.. Eğer çocuğunuzda istismar belirtileri fark ederseniz, hiç vakit kaybetmeden uzmanlara başvurmalı, istismar olasılığı kesinleştiğinde de hukuki yollara başvurmaktan kaçınmamalısınız

 

Yazarın Diğer Yazıları