Ömer Çelik'e boykot çağrısı...

Hava durumuna bile aynı anda başlayan haber kanallarımız var. Bu, sporda da, paritelerde de böyle. Erdoğan'ın konuşmaları ise "tercihli yol imtiyazı." Liste başı.

Mutlaka canlı yayınlanması gereken açıklamalardan biri Ömer Çelik'in. Sayın sözcüye tavsiyem, konuşmasından sonra bu yayınları kendisinin de mutlaka izlemesi. Aynı görüşte olanların yüz ifadelerini seyretmesi mutlaka fikir verecektir. Yani tam tartışmanın göbeğine girmesi hiç şık durmuyor.

CNNTÜRK'teki "Türkiye'nin Gündemi", NTV'deki "Siyasi İşler"e çağrılı olanların bakışları, ne düşündüklerini ortaya koyuyor.

Öneri

Salı akşamı belki de son günlerin en kısa Çelik açıklaması vardı. Zamanlamaya dikkat ettim; "sadece 30 dakika." Herhâlde Şampiyonlar Ligi yarı finalini kaçırmamak istedi.

Görevine sözcü mü yoksa ekran işgalcisi mi demekte karar veremiyorum. Bir yerde benim için sorun yok. Sıkıldım mı zaplıyorum. Kaçacağım iki kanal hazır. Biri TRT Müzik, diğeri TRT Nağme.

Ömer Çelik'in müdahalelerini kesmeyeceğini biliyorum. Buna rağmen bir iki teklifte bulunmakla yetineceğim. Öncelikle arkası yarına dönüşen girmelerini çok daha kısa tutmalı. Ayrıca Türkiye'yi fazla ilgilendirmeyen konuları gündeme almamalı.

Boykot diyeceğim ama "sahibinin sesi" ekranların buna uyması mümkün değil. O zaman benim formülüm devreye sokulsun. Sesi bariton olanın yerine, müziğin tenorları daha iyidir.

...

ÖZEL NOT: Şu yazdıklarımda en büyük gazı verenlerin isimlerini yazsam, inanın kıyamet kopar. Kendilerine söz verdiğim için adları geçirmiyorum.

DAHA FAZLA TEDBİR ŞART

Geçmişten örnek vererek başlayacağım. Fransa'daki bir tatbikat sırasında askerlere dağıtılan talim mermilerinin arasına gerçekleri karışmıştı. Sonuçta bir personel öldü, ikisi de yaralandı. Aradan 48 saat geçmeden istifa haberi geldi. İlgili bakan "En tepedeki sorumlu benim" dedi ve istifa etti.

Bizden olanlar

Türkiye'de bu tip kaza örnekleri epey fazla:

* Topun kaması arızalı çıktı. Ölü ve yaralılar.

* Dost ateşi ve yine şehit ve gaziler.

* SAT eğitiminde kaza. Bir ölü iki yaralı.

* Suriye'nin kuzeyindeki YPG'lilerin açtığı ateş sonucu bir şehit üç gazi.

Bu örnekleri hiçbir kaynağa baş vurmadan sıraladım. Eğer şöyle bir karıştırırsam çok daha fazlasını sayabilirim. Oysa tedbir ve denetimleri biraz artırmak pek çok eve ateş düşmesini önleyebilir.

İstifa meselesine gelince, ona karışmam. Bir not daha düşeyim; bu şekilde Kemal Kılıçdaroğlu da daha az hedefe oturtulur...

MİT'e alkış

Bu arada BAE casuslarından Zakir Hasan, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde kendini astı. Bütün dünya gizli servislerinde olduğu gibi Hasan da subay kökenli: "Emekli tuğgeneral."

Bu gelenek bizde de var. Son yıllarda, oran biraz düşürüldü. Müsteşar ve bölge başkanlarının tamamı böyleydi. Hoş Hakan Fidan da aynı köklerden geldi. Fidan'ın şahsında Millî İstihbarat Teşkilatı'nı kutluyorum. Karşı casusluk başta, iyi çalışıyorlar.

Tek yapamadıkları başarılarını açıklayamamaları. Bu da doğal...

KISALAR

360'ın tekrar yayına geçirdiği Ben Bilirim'i zaman zaman izliyorum. Herhalde geçmişin alışkanlığındandır. Bu tip yarışmaların epey meraklısı var. Kim Milyoner Olmak İster gibi üst seviyede değil ama sevenleri mevcut.

Birbirlerine rakip oldular: Güldür Güldür Show'un artık yeni rakibi var; "Çok Güzel Hareketler-2". Her iki komedi dizisinin kökleri aynı yerden; BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi).

Şu andaki durumlarına bakınca, Yılmaz Erdoğan'ın genç takımı birkaç tur önde gidiyor. Hele "Açın kapıyı" bölümleri müthiş.

Güldür Güldür'ün en büyük handikapı ise Ali Sunal. O kadar fazla müdahale ediyor ki, can sıkıyor. Onun önerisi yapılınca, attığı başlık "yalancı kahkahalar"a inanın bozuluyorum. Bereket ekipte yetenekli oyuncular var. Yoksa seyretmeme kararı alacağım.

Ajax'ın dirilişi: Bütün büyükleri sıraya dizen Hollanda takımı Ajax, Tottenham'ı Londra'da yendi. Yıllar öncesinin önemli kulübü olan Hollanda ekibinin bundan önce de Juventus'ü saf dışı bıraktığını hatırlatırım.

GÜNÜN SÖZÜ

Gerçek adalet, her hatanın bedelini bir kez ödetir. Gerçek adaletsizlik, her hatanın bedelini tekrar tekrar ödetir. Don Miguel Ruiz

 

Yazarın Diğer Yazıları