YSK, yedek üyelerle karar verebilir mi?

Malumunuz YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi, aynı sandık kurullarınca yapılan ilçe başkanlık ve belediye meclis üyeliği seçimlerinin ise geçerli olması şeklinde akıl ve mantık sınırlarını zorlayan bir karar verdi. Karar, öylesine "neresinden tutsan elinde kalacak" bir karar ki, tartışa tartışa bir türlü bulamadık, siyasiliğine paravan olabilecek hukuki gerekçeyi…

Zannedersem YSK da bulamadı ki, gerekçeli kararı günlerdir açıklayamıyor…

Karara sebep olarak konuşulan hususların detayını, YSK tarafından gerekçeli karar açıklandıktan sonra incelemeye bırakıp, YSK'nın karar alma prosedürü ile ilgili önemli bir konuya değinme istiyorum…

Biliyorsunuz ki YSK kararı, asıl ve yedek üyelerin tamamının katıldığı bir toplantıda toplam 11 üyenin 7'ye 4 oyuyla aldı.

Şimdi tartışılan ise YSK'nın yedek üyelerin oylarıyla aldığı bu kararının hukuken geçerli olup olmadığı…

Konuyu, çalışmalarını "seçim hukuku" üzerinde yoğunlaştıran Anayasa hukukçusu, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Didem Yılmaz'a sordum ve şu cevabı aldım:

"Elbette asıl üyeler karar verir ancak mevzuatta zorunluluk yok. İçtihat ve hukukun genel ilkelerine göre yaklaşmak gerekiyor meseleye. Bir de YSK'nın yapısını bilmek. 

YSK'nın, diğer yargı organlarından farklı olarak bütün üyeleri daimi görev yapmaz. Sadece başkan daimidir. Diğer 6 asıl üye, Yargıtay ve Danıştay'daki görevlerine devam eder. Gidemediklerinde yedek tamamlar. Bu diğer (asıl) üyelerin daimi çalışmaması YSK açısından asıl/yedek ayrımını zayıflatıyor.

Bir de bu 2000'lerden sonra gözlediğimiz bir uygulama da aynı zamanda. İlk defa 6 Mayıs'ta 11 üyeyle karar vermedi. 2014 Yalova seçiminin iptali, 2011 Hatip Dicle'nin aday olamayacağını söyleyen kararlar hep 11 üye ile verildi örneğin.

Böyle bir uygulamanın neredeyse 10 senedir oluşmuş olması ve aynı zamanda özellikle uyuşmazlıkların 7 değil 11 yüksek yargıçla kesin çözümlenmesi aslında bir sakatlık değil, bir güvence olarak nitelendirilebilir oluşu, ağır sakatlık hatta yokluk iddiasını zayıflatıyor."

Ayrıca Sayın Hocam Yılmaz, YSK kararında asıl eleştirilmesi gerekenin yedek üye meselesi değil, "süre ve konu" unsurları olduğunu, "kararı yok hükmünde kılan meselelerin bunlar" olduğunu özellikle vurguluyor.

Gerçekten de 6 Mayıs kararında iptal sebebini "Bir kısım sandık kurullarının ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması" olarak açıklayan YSK; 10 Mayıs'ta verdiği kararda "Yapılmış olan bir seçimin, sadece oy verme ve sonrasına ilişkin bazı işlemler nedeniyle" iptal edilmiş olduğunu ifade ediyor.

Anlaşılan o ki, YSK'nın da kafası hayli karışmış; hukuk mantığına aykırı kararına hangi hukuki gerekçeyi uyduracağına karar veremiyor…

Ancak biz, seçmen olarak hepimiz;

Sebep sandık kurullarıysa… Bu sandık kurullarının kaç tane ve hangileri olduğunu,

Memur olmayan sandık kurulu başkanlarının seçimleri etkilemek için ne yaptığını,

Ve bunun, seçim sonucuna nasıl müessir ettiğini,

"Seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmalarının söz konusu olması ve suçun oluştuğunun" anlaşılmasının, seçimin iptalini gerektirmediği yönündeki içtihadından neden vazgeçtiğini,

İtirazlara dair süre aralığını nasıl değerlendirerek bunları kabul kararı aldığını,

Aynı zarf içine konulan pusulalardan yalnızca birinin iptal edilebilmesinin nasıl mümkün olduğunu (zira YSK taleple bağlı olmayıp; AKP dilekçesinde bu yönde talepte bulunmasa da gördüğü hukuka aykırı duruma göre resen karar verebiliyordu),

10 Mayıs kararında yer alan "oy verme ve sonrasına ilişkin işlemler" ifadesiyle neyin kastedildiğini,

YSK'nın gerekçeli kararında tek tek açıklamasını bekliyoruz…

Siz bu yazıyı okurken YSK gerekçeli kararını açıklamış olur mu bilmem ama pek mümkün görünmese de karara katılmayan 4 üyenin karşı oy yazılarının "kararın hukuksuzluğuna işaret edecek şekilde" olması, hukuka susayan vicdanlarımıza 4 damla umut olacaktır diye düşünüyorum…

 

Yazarın Diğer Yazıları