Bayramın adı tatil olunca...

11 Ayın sultanı Ramazan ayını uğurlamaya sayılı gün kaldı. Bu özel ayı kendi adıma çok güzel geçirdim.  Umarım herkese iyi gelmiştir. Tutabildiğiniz oruçlar, okuduğunuz dualar, hatimler kabul olsun.

Ramazan bayramının dokuz güne çıkmasıyla birlikte, İstanbullular haftalar öncesinden planlarını yaparak biletlerini aldılar.

Tatil başladı.

İstanbul için, trafikten anlaşılan, Trakya bölgesindeki yazlıkçılar daha erken yola çıkmış. Ege ve Akdeniz'deki otellerin yüzde doksanı dolmuş durumda.

Bu uzun tatil İstanbul'a da iyi gelecek. Yükünü hafifletecek. İstanbul dinlenecek. Tabi seçim ortamında ve siyasetin içinde nasıl dinlenir orasını bilemem.

Bu hafta birçok kişiyle sohbetimizde bu bayramı heyecanla beklediğini ailesinin büyüdüğünü, bebek beklediklerini, düğün telaşı yapanları, ayrılık, hüzün ve kederi olanları duydum.

Nerede o bayramlar çok eskidendi. Günümüzde ne tadı var. Ne tuzu var.

Kalabalık sohbette; çocukluğumuza dönemeyeceğimize göre, olduğu kadarıyla bayram geleneklerini yaşamaya ve yaşatmaya özen gösteriyorum diyenler olsa da, "Ben bütçeme göre,  ailemle tatilime rahatlığıma bakarım. Bayramın adı oldu tatil" diyenler de çoğunluktaydı.

Neden? diye sorduğumda başladılar anlatmaya;

Eski büyük aile sofraları, hasret, özlem, merakla ziyaret, sohbet paylaşımı vardı.

Bizim zamanımızda sosyal medya yoktu.  Dostluk vardı.

Her şey çok daha doğal ve samimiydi.

Değişen toplum yapısıyla birlikte, yeni nesille kuşak farkı oluyor.  Geleneksel bayramlar özelliğini bizim dönemdeki gibi yaşayamıyoruz.

Şimdi teknoloji çağındayız.  Her şeye ulaşım çok kolay. Tüketim çok.

Az ziyaret eden ve edilen duruma geldik.

Eski dönemde, her evde bayram telaşı yaşanırdı.

Günler öncesinden heyecan büyük ve küçüklerde olurdu. Herkes kendine göre temizlik hazırlıklar yapardı. Börek, çörek,  emeğiyle el açması baklava malzemeleri alınırdı. Komşu komşuya yardım ederek, tepsi tepsi baklavalar yapılırdı.

Güzel günlerdi.

Hele o mahalle bakkalından aldığımız kolonya, esans, o çeşit çeşit tütün kolonları müthişti. Günlerce üzerimizden çıkmazdı. Şimdi yerini parfüm ve kokular aldı.

Kime ne zaman hangi gün gidileceği, mezarlık ziyareti vs.. hep plan programlıydı.

Herkes evde en güzel kıyafetiyle misafir, akrabasını sabırla beklerdi. 

Şimdi koca koca binalar içindeyiz. Yönetim toplantısı dışında kimseyi görmüyoruz.  Bir nevi yalnızlaştırıyoruz.

Sonra nefes almak için yeşillik, toprak, bağ, bahçe arıyoruz.

Bu özel günlerde dış kapı ardına kadar açıktı.  El öpmeye gelen giden çocuklara şeker yetiştiremezdik. Uzun zaman oldu. Şeker bile almıyoruz.  Artık çoğu ev güvenlikli. Kapı zili bile beklediğiniz kişi, aile dışında çalmıyor.

Şimdiki dönemde fırsat bulan tatile kaçıyor hem de habersizce.

Biraz hakta veriyorum. Metropol şehirde nüfus çok.  Trafik, İş temposu yoğun. Vakit yok dinlenmeye.

Eskiden, lunapark, panayırlar vardı. Herkes orada buluşurdu.

Şartlar günümüzde çok hızlı değişti.

Bizim dönemde mahalle bakkalından,  bayramın gelişini haftalar öncesinden hissederdik.

Şimdi ise, süpermarket ve alışveriş merkezleri var. Millet evde kahvaltı yapmayı unuttu. Hafta sonu olsun. Herkes bir yerlerden selfiler atıyor. Herkes aklı kendine göre.

Şimdiki nesil, o güne özel kıyafet, bayramlık almanın, yeni ayakkabının önemini, kıymetini nereden bilecek ki...  Doğarken tablet, bilgisayar ve telefon eşliğinde gözlerini açıyorlar.

Bizler bayram sabahını iple çekerdik. Birbirimize kıyafetlerimizi gösterelim diye. Şimdi her şey bol. Her şey yeniden yeniye.

Doyumsuzluk ve israf çok.

Küçük şeylerden mutlu oluyorduk. 

Şimdi ise, teknolojiye bağlı yaşıyoruz.

***

Bayram olsun olmasın, gidemedin mi ziyaretine whatsaptan yaz ya da görüntülü arayarak, istediğine ulaş. Oldu. Bitti. Sanal yaşama dahil olan çoğunlukta.

Neyse ki bizim evde hala tadı ve neşesiyle dördüncü kuşak olarak sürdürmeye gayret ediyoruz. İleriye dönük ümitsiz değiliz. Konuşmaları uzayıp gidiyor.

Herkesin kalbinde,  gönlünde şeker tadında güzel bir bayram olsun.

Seçim sonrası her şey çok güzel olsun.  Yada daha dahada güzel olsun.  Ama olsun.

Vatandaş kazansın. Yaşam kaygısı ve endişeleri ortadan kalksın.

Herkes sağlık, huzur, barış, sevgi ve saygıyla yaşasın. Seçim sonrası kim kazanacaksa tartışmalar uzamadan icraatlar başlasın. Gündem siyasetle atışmalarıyla değil. Güzel haberlerle dolup taşsın. Ekonomi düzelsin. Vatandaş evine, mutfağına istediği gibi gönül rahatlığıyla alışveriş yapabilsin. İstediğini alabilsin.  Çalışan ve işveren mutlu olsun. Kimsenin işi, fabrikası kapanmasın. İşsizliğe çözüm bulunsun.

Ülkemiz olarak, çok genç bir nüfusa sahibiz. Dayı, amca, tanıdık desteği olmadan bütün gençlerimiz, mezun olduktan sonra, gelecek kaygısı yaşamasın. Mezun oldukları bölümlerin hakkını vererek, başarılarıyla,  özgüvenlerine özgüven katsınlar.

Hepimizin yüzü gülsün.

İyi Bayramlar.

Yazarın Diğer Yazıları