Banka çalışanlarına özel yasa...

Türkiye'de yaklaşık 200 bin banka çalışanı var.

Bunların büyük bir bölümü yabancı sermayeli bankalarda çalışıyor. Zaten sektörde yerli banka sayısı çok az.

Bankacılık sektörü çalışanları yabancı sermayenin hâkim ortak olmasına kadar çok mutluydu. Ancak bu hakimiyetten sonra sektör çalışanlar için adeta kabusa dönüştü.

Bankacıların şu an için iki önemli sorunu var. Bunlardan biri akıl almaz hedef baskısı nedeniyle ortaya çıkan mobbing yani psikolojik taciz, ikincisi ise iş güvencesi.

Mobbing artık sistematik hale geldi. Yabancılar kendi ülkelerinde yapamadıklarını maalesef ülkemizde yapıyorlar.

Büyük paralar vererek satın aldıkları bankalar artık eskisi gibi kazanmıyor. Onlar CEO koltuğuna oturtturdukları Türk yöneticilere baskı yaparak eski karlılığı istiyor.

İyide artık o dönem bitti. Bunu anlamıyorlar.

CEO koltuğu mobbingin ilk başladığı ve buradan bir virüs gibi yayıldığı başlangıç noktası.

Ana hissedar CEO'ya daha çok kar için baskı yapıyor. CEO koltuğu koruyabilmek için altındaki yardımcılarına.  Dünyanın her yerinde bir elin parmak sayısını geçmeyen genel müdür yardımcılığı maalesef bazı Türk bankalarında 25'i buluyor.

Genel Müdür yardımcılığı bol prim, araba ve daha birçok avantaj demek. Onlarda bunları kaybetme şantajı ile CEO tarafından mobbinge uğruyorlar. Bakın sektöre o kadar çok genel müdür yardımcısı sirkülasyonu var ki. Genel müdür yardımcılarının ödü kovulma korkusuyla kopar.

Ya kovulursam?

Unvan, çevre, yüksek maaş, lüks sitede yaşam, çocukların özel okulu, yurtdışı tatili ve daha birçok olağanüstü imkan bitecek.

O halde akıl almazda olsa hedeflerin tutması için bölge müdürlerine baskıya devam.

Bankaların bölge müdürlükleri tam bir krallık gibi yönetiliyor.

Tabii ki bölge müdürü ise kral. İşte bu krallarda insanlığa sığmayacak bir mobbing altındalar. Krallığını koruyabilmenin tek bir yolu var o da hedeflerin tutması.  Bunun için en tepeden başlayan psikolojik baskıyı şiddetini arttırarak şube müdürlerine yansıtıyor.

İşte burası çok önemli. Çünkü bankacılık sektörünün itibarının yok olduğu yerdir şube müdürlüğü. Aslında en büyük baskıyı şube müdürleri görüyor. Hedef baskısı, müşteri ziyaret baskısı ve ürün satış baskısı en fazla şube müdürlerinin psikolojisini bozuyor.

Öyle psikopat bölge müdürleri var ki, gecenin bir yarısında şube müdürünü arayıp ertesi gün için hedef baskısı yapabiliyor.

Baskının son noktası şube çalışanları.

Artık onların nasıl bir baskı altında olduklarını anlatmamama gerek yok sanırım.

İŞ GÜVENCESİ

Bankacılık sektöründe bugün mobbing kadar iş güvencesi sorunu da var. Bankalar artık 40 yaş üstü çalışanlarını istemiyor. Kimisi baskı ile istifa ettiriyor, kimisi ise tazminatını verip işten atıyor. Şu an 10 binin üzerinde 40 yaş üstü bankacı işsiz.

Gencecik bir fidan olarak girdikleri sektör onları 40 yaşında yaşlı kabul ediyor ve sistemin dışına atıyor. Eğitim ve tecrübenin hiçbir değeri yok.

Bu insanlar ne yapabilir ki? Bankacılık dışında bildikleri bir iş yor ve başvurdukları bütün bankalar da 40 yaş ve üstü oldukları için işe almıyor.

Bu insanlar açlıktan ölsün mü?

Ayrıca bu ülkenin insan kaynağına yazık değil mi? Kolay mı yetişiyor insan. Yabancı kontrolündeki sektör işte bu kadar ucuza harcıyor Türkiye'de insan kaynağını.

Tüm bunların çözümü için bankacılık sektörü çalışanlarına çalışma bakanlığı özel bir yasal düzenleme getirmek zorunda.

Bu insanların hakları ve iş güvenceleri korunmalı.

Bu konu ile ilgili yazmaya devam edeceğim. Bu konuda görüşlerinizi bana yazarsanız bu köşede gündeme getireceğim.

 

Yazarın Diğer Yazıları