Millî Birlik Günü

Üç yıl önce bugün Amerikan güdümlü bir çetenin Türkiye'yi ele geçirme kalkışmasını yaşadık.

Bu darbe teşebbüsünün içimizi acıtan yanı, uygulamacıların bizden biri olmasıydı. Mazisi şan ve şerefle dolu Türk ordusunun bu işe bulaşmasını hâlâ aklım almıyor.

Kullandıkları silah, tank ve uçaklar da bu milletindi. Vatan hainleri gözlerini kırpmadan 251 kişiyi şehit etti. Binden fazla da gazimiz oldu. Öyle sahneler yaşadık ki, hâlâ gözlerimizi yaşartıyor.

Bu isyan devletine ve milletine sadık güçlerle önlendi. Emniyet teşkilatı ve aynı sadık yapıdaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları canları pahasına direndiler. Sonuçta akamete uğrattılar.

Hakk'a yürüyenler

Öyle destansı sahneler hatırlıyorum ki, hafızamdan silinmesi mümkün değil. Kendisini tankların önüne atanlar gözümün önünde.

İki defa aynı tankın altına giren gazinin yer yüzünde başka örneği var mı? Astsubay Ömer Halisdemir'in şehadeti başlı başına kahramanlık öyküsü. Böylesi yüzlerce örnek var.

Türk halkı kanı ve canı pahasına direndi. İsyancılar bu sayede yenilgiye uğratıldı. Âdeta tüm dünyaya ders verildi. Demokrasinin ancak halkın sahip çıkmasıyla yaşayabileceği ispatlandı.

Bitmedi

Her gün ortaya çıkarılan iş birlikçiler, bir meczubun yıllar yılı nasıl çalıştığının ispatı. Kırgızistan'dan Yunanistan'a uzanan "ahtapotun kolları" gaflet içinde kaldığımızın göstergesi.

Bu arada diplomasız vaizin köleliğine soyunan hocaefendicileri de bilmeyen kaldı mı? Olayın siyasi boyutu gayet net ortada.

Pensilvanya'ya gruplar hâlinde giden milletvekilleri fotoğraflarla belgeli. Bakanları öğrenmeyen kaldı mı?

"Hasret bitsin"

FETÖ'cülükten belediye başkanlığından istifa ettirilenlerin aslında kurtarıldığına inanıyorum. "Hocam dön artık. Bu hasret bitsin" diyen babam mıydı? Ki, şuna inananlardanım, "Bu tehlike henüz geçmedi." Allah'ın günü bir sürü gözaltı ve tutuklamaya devam ediliyor. Demek ki ahtapotun son vantuzu kopana kadar mücadele şart.

Üç yıl önce

Yeniçağ dâhil, bizim tabirle "gazeteler toparlanmıştı." Erkan Yiğit Ankara bağlantısı iyi olanlardandır. Ben de biraz o sınıfa girerim. Önce haberi aldık: "F-16'lar alçak uçuyor." Susturucuları dahi çıkarılmış hâlde. Başkentlilerde doğal olarak "acaba..."lar başladı.

Fazla gitmeden Boğaziçi Köprüsü tank ve diğer zırhlı araçlarla kapatıldı. Erkan'la bir istişare daha yaptık: "Bu bir ihtilal teşebbüsü."

İlk telefon

Ben bu arada Ahmet Yabuloğlu'nu aradım:

- Neredesin?

- Evdeyim. Sabah ustalar gelecek, evi toparlayıp badana, boya hazırlığı yapıyorum.

- Sen badana boyayı boş ver. Hemen gazeteye git.

Sonra "İhtilal oluyor"u ekledim. İyi ki Yabuloğlu'nu aramışım. Çünkü trafik kilit. Hayri Köklü'nün Anadolu yakasından gazeteye dönmesi mümkün değil.

Ve "Evet, bu bir kalkışmadır"ın itirafı Binali Yıldırım'dan geldi.

En önemlisi

Peşinden de beklenen mucizeye Hande Fırat aracı oldu. Bir yolunu bulup(Mustafa Varank aracılığıyla) Erdoğan'la bağlantı kurdu. Erdoğan'ın halka çağrısını kendi kanalından tüm Türkiye'ye duyurdu.

Sonrası hızla gelişti. Şimdinin Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar o zaman 1. Ordu Komutanı. Erdoğan'ı "Ankara'ya gitmeyin. İstanbul'a gelin. Sizi burada daha iyi koruruz." diye yönlendirdi.

Bu defa halk, Atatürk Havalimanı'na koştu. Sonrasının bütün detayını biliyorsunuz.

15 Temmuz Şehitlerini tekrar rahmetle anıyor, gazilere de şükranlarımı sunuyorum. Allah bir daha böylesi günler yaşatmasın...

İnat edenler

TRT Müzik'teki Sıra Gecesi'nin ismini "Saza Geldik"e dönüştürmekle günah çıkarttıklarını zannediyorlar. Zekeriya Ünlü, yüzlerce yıllık geleneği bilmiyor mu? Sıra gecesinde kadınların ne işi var? Özel toplantılarda onlara servis bile yaptırılmaz. Bu işin uzmanı Umur Hazangil'in uyarısı anlaşılan bir yere kadar etkili oldu. Ünlü'nün ağzından Sıra Gecesi lafı düşmüyor. Ayrıca İstanbul'daki birkaç oteli içine alan grupta kullandığı bayanlardan hiç vaz geçmiyor. Demek ki TRT Müzik yönetimi bu arkadaşın kulağını yeterince bükmemiş.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Bence diktatör, başkalarının iradesine ram edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk

 

Yazarın Diğer Yazıları