Çözüm Parlamenter Sistemde!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kastamonu'da yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ülkenin gelecek umudu olarak yorumlayıp, 'eski sisteme dönelim' diyenleri FETÖ'yle ilişki içerisinde olmakla suçladıktan sonra; "CHP Genel Başkanı'nın bir yanda Amerika tipi başkanlık sistemini önerip,diğer yanda parlamenter sisteme vurgu yapması kurnazlıktır, kumpastır, tuzaktır. Eski sistem darbelere kucak açmadı mı? Eski sistem ekonomik krizlere, sert kutuplaşmalara kapı aralamadı mı? Hangi dönem huzur gördük? Koalisyon tartışmaları ülkemizin gelecek ümidini tahrip etmedi mi?" şeklinde bir dizi soru içeren ifadeler kullandı.

Siyasilerin cehaletinden veya halkı cahil görmelerinden kaynaklanan bu tarz açıklamaların oluşturabileceği bilgi kirliliğiyle mücadelenin en etkili yolu, hukuku ve verileri konuşmaktır…

Bugün dünyada nispeten zengin ve siyaseten istikrarlı ülkelerin büyük çoğunluğu saf parlamenter demokrasilere sahip. Öte yandan belirgin özellikleri siyasi ve anayasal istikrarsızlık olan ülkeler ise genel olarak başkanlık sistemi ve karma sisteme sahip ülkeler.

Alfred Stepan ve Cindy Skach'in 53 ülke üzerinden yaptığı araştırmaya göre; 1973-1989 yılları arasında en az on yıl demokratik rejimi sürdürebilen ülkelerin yüzde 61'i parlamenter sistemle; yalnızca yüzde 20'si başkanlık sistemi ile yönetilmektedir.

Yine aynı dönemde parlamenter sisteme sahip ülkelerin yüzde 18'i askeri darbeye uğramışken; başkanlık sistemi ile yönetilenlerin yüzde 40'ı askeri darbeye uğramıştır.

Bildiğiniz gibi, Arjantin, Brezilya, Ekvator, Kolombiya, Meksika, Paraguay, Uruguay, Venezuela gibi on yılda bir gerçekleşen askeri darbeleriyle nam salmış Latin Amerika ülkelerinin yönetim şekli başkanlık sistemi.

70'li yılların ortalarından beri nispeten askeri rejimler yerini demokratik rejimlere bıraksa da, bu ülkelerin demokrasi açısından halen oldukça sıkıntılı olduklarını biliyoruz…

ABD'deki başkanlık sistemini taklit ederek oluşturulan Latin Amerika tipi başkanlık sistemleri, tıpkı bizde olduğu gibi, demokratik açıdan başarılı sonuçlar ortaya çıkartmamış.

Peki ama neden?

Başkanlık sisteminin demokratik bir şekilde uygulanamamasında nispeten aşılabilir sebep; sistemin ruhuna aykırı uygulamalara yer verilmesi.

Başkana verilen yasamayı fesih yetkisi, kararname çıkartma yetkisi ve meclis onayı aranmaksızın verilen atama yetkisi… Tüm bu başkanlık sistemine aykırı usullerle birlikte Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye'de de sistem, demokratik olmaktan çıkıp "tek adam" üzerinde yasama ve yürütme güçlerini topluyor…

Öte yandan Latin Amerika ülkelerinin pek çoğunda dahi, başkanın kararname çıkarma yetkisi bizdekinden çok daha sınırlı ve/veya meclis onayına tabi. Yani kendine özgü hükümet sistemimiz, Latin Amerika örneklerinden daha fazla "tek adamcı".

Bunun sonucu ise Türkiye'nin bir yıllık başkanlık deneyiminde; 41 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılması. Dahası, bu kararnamelerdeki madde sayısı toplamda 1915 iken; bir yılda meclis tarafından çıkarılan toplam 39 yasanın içerdiği madde sayısı 691!

Başkanlık sisteminin her ülkede başarılı olmamasında en belirgin neden ise ülkelerin sosyolojik, tarihsel, kültürel ve siyasal yapısı. Başkanlık sisteminin başarılı örneğini gördüğümüz ABD, kuruluşundan itibaren "sınırlı devlet" anlayışıyla temellenmiş bir ülke. Bunun yanı sıra, siyasal partileri disiplinli değil ve ideolojik olarak birbirine oldukça yakın, sivil toplum örgütleri devletten bağımsız ve güçlü; ayrıca yargısı siyaseten bağımsızlığını koruyabilecek yapıda…

Aynı altyapıya sahip olmayan ülkede ise sonuç; parti devleti yapısı; yasama ve yürütme yetkilerine sahip bir tek adam, işlevini yitiren bir parlamento…

Görülen o ki, revize etmekle dahi bu sistemi Türkiye'ye uydurmak oldukça zor: Parlamenter sisteme dönmek ise demokrasi için kaçınılmaz çözüm yolu!

 

Yazarın Diğer Yazıları