'Türk Düşüncesi Yolunda'

"Türk Düşüncesi Yolunda Mehmet Akgün'e Armağan" kitabı önümde… Siz "Mehmet Akgün kim ve bu kitap niçin çıkarıldı?" diyeceksiniz. O bir felsefeci. Zamanında "Materyalizmin Türkiye'ye Girişi" kitabıyla büyük yankı uyandırmıştı.

Geçmişte aydınlanma üzerine epey yazdım. Aydınlanma, pozitivizm, materyalizm gibi birbirini "bağlayan" akımları, kendi temel düşüncesini ortaya koyamayan Osmanlı aydınları Batı'dan ithal etme kolaycılığına kaçmışlar ve cemiyeti, bu yabancılaşma üzerinden inşa etmek istemişlerdir. "Millî" bildiklerimizi bile bu "daire" içinde görürüz. Zamanın ruhunun gereği budur ve biraz "okuyanlar"ın bu girdaba kapılmaması neredeyse imkânsızdır. Fark edenlerin, başka yön bulanların, yönünü değiştirenlerin, birbirlerine tarizlerinin bile incelediğinizde birer taarruz olduğunu görürsünüz.

Zamanımızdaki fikrî ve siyasî tartışmaların şiddetini geçmişin "tariz-taarruz"unda aramalıyız.

Kabullenememe yanında, fikir kısırlığı, kavrayamama, tahlil edememe de "kamplar" arasına dikenli teller çekmiştir.

Kısaca; "Ah Osmanlı!" diyenlerin de, "Cumhuriyet'i yedirmeyiz!" diyenlerin de, tevarüsleri birbirinden pek farklı değildir; Cumhuriyet'e gidilen yolun taşlarını döşeyenler de "Osmanlı için ne yapabiliriz?" diyen aydınlardı.

Bu aydınların beslendikleri asıl kaynak "pozivitizm/materyalizm"dir. Prof. Dr. Mehmet Akgün'ün "Materyalizmin Türkiye'ye Girişi" kitabı bundan dolayı önem kazanmaktadır.

"Türk Düşüncesi Yolunda Mehmet Akgün'e Armağan" kitabının editörleri Fazıl Karahan, Fikri Gül ve Milay Köktürk, "Ak Sallı Bilgeye Saygı" başlıklı takdim yazısında hocaları için şu duygulu satırlara imza atmışlar:

"Bilgenin bilgece varoluşunu sürdürmek için bilge olmayanlarca anılmaya ihti­yacı yoktur. Çünkü onu bilge yapan, kendisidir. Bilge olmayanlar bilgeyi anmakla, ona bir armağan sunmakla vefa sergilemiş olurlar. Bilgeye vefa, bilgeye saygıdır, bil­geliğe vefa da bilgeliğe saygıdır. Vefa ve saygı geride kalanlar için öncelikle insani bir yükümlülüktür, sonra da bilgelik yolunda olma gereği bir yükümlülük! / Bu armağan, bir bilge kişiye, Prof. Dr. Mehmet Akgün'e, dostlarının ve öğ­rencilerinin, bilgelik yolunda olanların duyduğu saygı ve hürmetin kitap görünü­müne bürünmüş halidir."

 Mehmet Akgün'ün kitapları: "Presokratiklerde Oluş Meselesi", "Materyalizmin Türkiye'ye Girişi", "Türkiye'de Klasik Materyalizmin Eleştirileri", "Tanzimat'tan Sonra Türkiye'de Yayınlanan Telif ve Tercüme Felsefe Tarihleri", "Sokrates Öncesi Dönemde (Atomculara Kadar) Yunan Felsefesi ve Metinler".

752 sayfalık armağan kitapta 52 makale yer almaktadır ki, her biri birbirinden kıymetli. Dr. Aslı Çavuşoğulu'nun "Kadının Konumu ve Feminizm" başlıklı makalesinden şu satırları birlikte okuyalım istedim:

"Feminizm, cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ve cinsiyetçiliğin sebep oldu­ğu baskıyı sona erdirmeye çalışan bir harekettir. Bu tanım, hareketin, erkek karşıt olmakla alakasının olmadığını net bir biçimde belirlemektedir. Feminist hareketin itirazı, cinsiyetçilik sebebiyle insanların eşit olmayan pozisyonlarda konumlandırılmasıdır. Burada asıl sorun erkek değil, erkeği ve kadını farklı algılayan, onları ko­numlandırması eşitsizlikle sonuçlanan cinsiyetçiliktir. Feminist teorinin iddiasına göre cinsiyetçilik, kadınlarla beraber erkekleri de mağdur etmektedir. Çünkü cinsi­yetçiliğin sebep olduğu bu eşitsizlik, erkeğin de sınırlarını zor çizeceği sarih olma­yan bir alan yaratmaktadır." (s. 498).

 

Yazarın Diğer Yazıları