Kelimelerin ruhu

Recep Tayyip Erdoğan, 2016 yılında "Birileri de Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı." diyerek tartışma başlatmıştı. Yıldönümlerinde açıklamaları klasik:

"Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi olan Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasının 96'ncı yıl dönümüne ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Bu yıl aynı zamanda istiklal mücadelemizin başlangıcının 100'üncü yıl dönümüdür. Dünyanın en güçlü ordularına karşı verdiğimiz Milli Mücadele, ülkemizin bağımsızlık belgesi olan Lozan Antlaşması'yla taçlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, bir asır önce olduğu gibi bugün de bağımsızlığına, bekasına, vatandaşlarının huzur ve güvenliğine yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecek güce ve kararlılığa sahiptir. (…)

Bu düşüncelerle Lozan Barış Antlaşması'nın 96'ıncı yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'i ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimizi saygı ve minnetle yâd ediyorum."

Bu tür açıklamalar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılıyor. Herhâlde, başkanlık bünyesinde yazılıyor ve kontrol ediliyor. İmlâya dikkat etmek gerekir. Türk Dil Kurumu'nun imlâ kılavuzu ve sözlüğü, bir devlet kurumu olduğu için, örnek alınabilir. TDK, "istiklal"e iki "l" arasında uzatma (elif) olduğu hâlde a'ya "^" koymuyor. Sebebi ikinci hecenin son sesin kalın okunan "k" (kaf)la yazılması. Biliyorsunuz, "l" hem kalın okunur, hem ince. "İstiklali" dediğimizde son hece inceliyor.

Yukarıdaki metinde yer alan "milli", TDK'da "millî" gösteriliyor.

TDK'da, "yâd" kelimesi şapkalı. Yukarıdaki metinde öyle.

Yeri gelmişken cümle kuruluşlarına da dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatacağım. İki örnek:

"… her türlü tehdidi bertaraf edecek güce ve kararlılığa sahiptir."

"Güce ve kararlılığa…" yerine "güce" dense yeterli. Gücünüz varsa zaten kararlısınız demektir.

"... ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimizi saygı ve minnetle yâd ediyorum."

"Yâd" kelimesi Farsçadan gelir; "anma, hatırlama" demektir. Cümleyi şöyle kurabiliriz: "… ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, gazilerimizi saygı ve minnetle yâd ediyorum."

"Yâd" yerine "anma"yı da diyebiliriz. Ancak, "yâd" kelimesi, dilimizde kullanılışı itibarıyla buraya daha uygun düşüyor, bir ruhî derinlik kazandırıyor.

Aklıma geldi: Geçen günlerde, "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasında rastladım. "Hangi kelime Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerin birlemesinden meydana gelmiştir?" mealinde bir soru. Dört kelime sıralanmıştı. Biri "hâlbuki" idi. Bu kelimenin üç dilin kelimelerinin toplamı olduğunu yarışmacı bilemedi.  "Hâl" Arapça, "bu" Türkçe, "ki" ise Farsça.

Hangi dilden gelirse gelsin, dilimizde yer etmiş, insanın beynine, ruhuna işlemiş kelimeleri bir kenara itemeyiz. İtersek zihin bulanıyor, insan kendisini ifade etmekte zorlanıyor, dil kısırlaşıyor.

Kelimeleri, cümleleri, zamanın hükmüne bırakalım. Şartlar yenilerini getirir, eskilerini götürür. Dil böyle gelişiyor, böyle işleniyor. Şimdilik burada duralım.

Lozan meselesine girecektim, dile takıldım. Yarın kitap günümüz. Sonra Lozan gelecek.

-----------------------

Gazetemizin yazarı Servet Avcı'nın babası Rahmi Avcı hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Yakınlarına başsağlığı dilerim. 

Yazarın Diğer Yazıları