Azerbaycan'ın önemi

Türkiye - Azerbaycan işbirliği'nin artırılması her iki ülke içinde yararlıdır. Zira her iki ülkede tamamlayıcı özellikleri olan ülkelerdir ve özellikle aynı dili konuşmanın avantajlarına sahiptirler. İşbirliği iki artı iki dörtten daha fazla yararı olan bir yaklaşımdır.

FED'in faiz indirme eğilimi, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) avro bölgesindeki ekonomik aktiviteyi hızlandırmak için  bu sene muhtemelen Eylül ayı toplantısında faiz oranında 10 baz puan indirim yapılması bekleniyor.  

Bu kararlarla, eskisi kadar olmasa da gelişmekte olan ülkelere giden yabancı yatırım sermayesi, yeniden bir hareketlenmeye yol açacaktır.

Türkiye yaşamakta olduğu iktisadi istikrar sorunu nedeniyle, doğrudan yabancı yatırım sermayesi çekmek için cazip bir merkez alanı olmaktan çıktı. Bu nedenledir ki doğrudan yatırım sermayesi değil, yabancı fonların spekülatif amaçlı ayırdıkları bir kısım kısa vadeli sermaye girişi oluyor.

Azerbaycan ise yabancı yatırım sermayesi için eğer bazı adımlar atarsa daha avantajlı durumdadır. Bu çerçevede Azerbaycan ilk aşamada:

* Yabancı sermaye bürokrasisi azaltılmalıdır. Yatırımlar için objektif kriterler getirilmelidir.

* Sermeye için hukuki altyapı yeniden kurulmalı ve mülkiyet güvencesi güçlendirilmelidir.

* Yabancı sermaye girişi hem teşvik edilmeli, hem de kontrol edilmelidir. Eğer edilmezse spekülatif sermaye girişi artar ve para ve kur politikası etkisini kaybeder.

Türkiye ve Azerbaycanın, iki önemli projede ortak çıkarları var… Birisi; Bakü, Tiflis, Ceyhan Boru Hattı… Diğeri; Kars - Tiflis Bakü Demiryolu.

Her iki ülke de Kars-Tiflis- Bakü Demiryolu'nu, Avrupa'dan Çine uzanan ''yeni İpekyolu'' haline getirmek için çalışmalıdır. Bu yol Hazar denizinden geçerek, Türkiye ve Azerbaycan'ı Orta Asya'ya Türkçe konuşan ülkelerle de bağlıyor. Bu demiryolu eksik organizasyon nedeniyle potansiyel faydayı sağlayamıyor.

Belki en öenmlisi Türkiye ve Azerbaycan'ın aşırı merkezi otoriteden kurtulması gerekir. Aşırı merkeziyetçilik her alanda verimli uygulama yapmayı ve yatırımları engelliyor.

2011 yılına kadar, Türkçe Konuşan Ülkeler Türkiye Parlamenter Assamblesi Üyesi idim (milletvekili). Bu asamblenin ilk üç toplantısı usul tartışmaları ile geçti. Artık, dış politikada, ekonomide ortak konuları tartışalım diye ilk itirazı Türkiye'den iki üye ben ve Atilla Kaya yaptık. Bu gün de aşırı merkeziyetçilik nedeni ile, her alanda Türkiye Azerbaycan ortak çıkarları hep uzun süre yalnızca gündemde kalıyor ve uygulamaya geçmiyor.

Türkiye - Azerbaycan yabancı sermayeyi de çekerek, bilgi teknolojileri, harp sanayii ve kimya - ilaç sektörlerinde ortak yatırım yapabilirler.

Azerbaycan'ın birinci sırada dış ticaret partneri Rusya, ikinci sırada İtalya ve üçüncü sırada Türkiye'dir.

Dış ticaret hacmini artırabilirler. Türkiye'nin Azerbaycan'a ihracatı 1.58 milyar dolar, Azerbaycan'ın Türkiye'ye ihracatı ise 1.82 milyar dolardır. Yani Türkiye'nin Azerbaycan'la olan dış ticaret hacmi 3.4 milyar dolardır. Dış ticaret hacmini arttırmak için İki taraflı gümrük kolaylıkları sağlanmalıdır.

Aslında her iki ülke de potansiyel imkanlarının çok altında büyüyor. Türkiye'de eksi büyüme var. Azerbaycan'da yüzde 1 gibi çok düşük bir büyüme yaşıyor. Kuşkusuz ortak yatırımlar her iki ülkenin de büyümesine ve kalkınmasına katkı sağlayacaktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları