O gün ne oldu?

Saatler 14.00'ü gösterirken, İstanbul sallandı.

Merkez üssü Silivri açıkları olan deprem İstanbul'un ne kadar çaresiz ve sahipsiz olduğunu ortaya koydu.

Yıllarca rant uğruna nasıl talan edildiğini ortaya koydu.

Depremden hemen sonra en büyürk rezalet GSM operatörlerinde yaşandı.

Tam bir rezalet. Utanç verici bir olay. Senin ülkende BTK diye bir kurumun var ve bu kurum sözde Türkiye'deki GSM şirketlerini denetliyor ve çalışmasını düzenliyor.

Tek bir bina yıkılmadı, tek bir baz istasyonu çökmedi ve tek bir yol zarar görmedi ama sadece İstanbul'da değil tüm Türkiye'de ses iletişimi kesildi.

Evet! Resmen kesildi. Milyarlarca lira verilerek alınan o akıllı telefonlar Türkiye'de faaliyet gösteren GSM şirketleri sayesinde aptal bir cihaz oldu çıktı.

Ne arama yapabildik ne de internete girebildik.

Garip olan ne biliyor musunuz?

Sistemi kesilmeyen ve aksamadan hizmet sunan tek kurum vardı o da devletin kontrolündeki Kablo net.

Depremden hemen sonra sadece kablo net şirketinden telefon ve internet hizmeti alanlar rahattı. İnternet sorunsuz çalıştı ve istediği haberi girip öğrenebildi ve telefonla görüşebildi.

Kablo net bir süredir sabit telefon hizmeti de veriyor. Gördük ki, GSM şirketlerine her ay dünya kadar para verip satın aldığımız o paketler en lazım olduğu an hiçbir işe yaramıyormuş.

Kablo net sorunsuz ve kesintisiz hizmetle devletin yüz akı oldu. Demek ki, bazı alanlarda devletin mutlaka olması gerekiyor.

Türkcell'in bir sloganı var. Türkcell ile bağlan hayata. Bu 5,9 şiddetindeki hasarsız depremde gördük ki, Türkcell ile hayata bağlanamıyoruz tam tersi kopuyoruz.

Yine de Türkcell kısa sürede toparladı ve aksama olsa da hizmet vermeye başladı.

Vodafone kısmen de olsa ayakta kalan şebekeydi. O da ilk 10 dakika gerek internet gerekse ses trafiğinde ciddi sorun yaşadı ama sonra normale döndü.

Gelelim Türk Telekom'a.

Deprem yaklaşık saat 14.00'de oldu. Aynı gün akşam 20.00 gibi ancak ses ve internet trafiğini açabildi.

Milyonlarca insan mağdur oldu. Türk Telekom'daki dikkat çeken bir başka sorun sadece İstanbul'da değil Van'da bile sorun yaşadı. Deprem İstanbul'da oldu ama Van'daki vatandaş olumsuz etkilendi.

Gelelim BTK'ya. GSM şirketlerini denetleyecek onların çalışmasını düzenleyecek kurum. Gerçek anlamda sınıfta kalan BTK'dır. Bu üç GSM şirketine lisans verirken, neden bu ülkenin bir deprem ülkesi olduğu ve yatırımlarını ona göre yapması gerektiğini şart koşmadın?

Tam 20 yıl önce yaşadığımız ve 17 bin kişinin öldüğü depremde dönemin başbakanı telefon olmadığı için televizyonlardan Ankara'ya talimat vermişti. Aradan geçen 20 yıla rağmen biz yine aydı durumdaydık.

Gelelim sorulması gerekene:

GSM şirketleri neden çalışmadı? Dediğim gibi çöken, yıkılan bir şey yok ortada. Bunun tek nedeni yetersiz yatırımdır. GSM operatörleri az yatırımla çok para kazanma derdinde olduklarından sınırlı sayıda aynı anda konuşmaya izin verebiliyor. Radyo baz istasyonlarının kapasitesi ve sayısı, deprem anında sorun yaşamasının tek nedenidir.

Düşünün lütfen yarın olmasına kesin gözü ile bakılan büyük depremde bu GSM operatörleri ne işe yarayacak?

BTK'nın acil olarak bu üç operatörü toplayıp, bunlara ciddi bir yaptırım uygulamak zorunda. Özellikle Türk Telekom'da yaşanan sorunlar nedeniyle bu şirketin her şeyine göz yuman bir iktidar var.

Deprem günü bir kez daha gördük ki, Telekom gibi stratejik şirketlerin özelleştirilmesi gerçekten çok yanlışmış. Zaten ellerine yüzlerine bulaştırdıkları bir özelleştirme örneğidir.

Türkiye, 26 Eylül'de büyük bir sınav vermiş ve ortaya kötü bir sonuç çıkmıştır. Şimdi bizi yönetenlerin bu sınav sonuçlarını önlerine alıp, neden böyle olduğunu bulup çözüme gitmeliler.

 

Yazarın Diğer Yazıları